Halk korkmuyor artık. Haberiniz olsun

Halkın protesto hakkını kullanarak sokağa döküldüğü durumlarda tepkisi hep aynı oluyor otoriter rejimlerin:

Sertleşme.

Bu tür rejimlerin halkın isyanına bulduğu çare; sertleşme, daha fazla sertleşmedir.

Bunun tarihi ve güncel örnekleri çoktur. Bu rejimler genellikle protestoları bastırmak için baskı araçlarını yoğunlaştırır, ifade özgürlüğünü kısıtlar, güvenlik güçlerini daha saldırgan bir şekilde kullanırlar.

İran’da, 2009 Yeşil Hareketi de 2019 akaryakıt protestoları da

2022 Mahsa Amini gösterileri de rejimin sert müdahalesiyle karşılaştı. Ölenler, yaralananlar, sakat kalanlar oldu. Yüzlerce kişi idam edildi.

⁠Çin’de 1989 Tiananmen Meydanı’ndaki demokrasi yanlısı öğrenci hareketi, ordu tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Binlerce kişi öldü veya yaralandı. 2019’da Hong Kong’ta demokrasi ve özgürlük talepleriyle başlayan eylemler, Çin’in sert yasaları ve baskıcı müdahaleleriyle karşılaştı.

Belarus’ta 2020 yılında Aleksandr Lukaşenko’nun şaibeli seçim zaferi sonrası başlayan kitlesel protestolarda göstericilere yönelik ağır polis şiddeti, işkenceler ve tutuklamalar oldu.

⁠Rusya’da 2011-2012 yıllarında Vladimir Putin’in yeniden seçilmesine yönelik kitlesel protestolar sert müdahalelerle bastırıldı. 2021-2022 yıllarında muhalif lider Alexei Navalny’nin tutuklanmasına karşı protestolar, geniş çaplı gözaltılar ve polis şiddetiyle son buldu.

⁠Myanmar’da 2021 askeri darbesi sonrası başlayan geniş çaplı protestolar, ordu tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Binlerce kişi öldürüldü veya kayboldu.

Venezuela’da 2014-2019 Nicolas Maduro rejimine karşı başlayan protestolar, güvenlik güçlerinin yoğun baskısı ve insan hakları ihlalleriyle sonuçlandı.

Biraz daha geriye gidersek, Şili’de 1973 Darbesi’yle oluşan General Augusto Pinochet liderliğindeki askeri rejim, muhalifleri acımasızca bastırdı. Protestolar şiddetle dağıtıldı, binlerce kişi kayboldu, işkence gördü veya öldürüldü.

Suudi Arabistan’da 2011-2012 yıllarında demokrasi ve insan hakları talepleriyle başlayan Arap Baharı protestoları sert müdahalelerle bastırıldı. Özellikle Şii nüfusun yaşadığı bölgelerde ağır baskılar uygulandı.

Aynı yıllarda Bahreyn’de siyasi reform talepleriyle sokaklara dökülen Şiilere karşı güvenlik güçleri Suudi Arabistan’ın desteğiyle şiddetle müdahale etti. Onlarca kişi hayatını kaybetti, yüzlercesi tutuklandı.

Hep aynı şeyi yaptılar. Daha fazla sertleştiler.

Sudan’da, Kazakistan’da, Küba’da, Zimbabwe’de, Eritre’de, Kolombiya’da, Nikaragua’da, Tayland’da, Polonya’da, Macaristan’da demokrasi kültüründen nasibini almamış yönetimler halkın protestolarını hep şiddetle bastırdı.

Bütün bu yönetimler halkın isyanına hep aynı tepkileri verdiler:

Sert güvenlik tedbirleri ve polis şiddeti, internet ve iletişim kanallarının kapatılması, muhalif liderlerin hedef alınması, yoğun medya kontrolü ve propaganda, siyasi tutuklamalar ve yeni baskı yasaları.

Bugün Türkiye’de olanlar işte…

Ama bugün Türkiye’nin meydanlarında “Tayyip istifa”, “Erdoğan diktatör” diye bağırıyor milyonlar. Halkın üstüne serpilmiş ölü toprağını iktidar sildi süpürdü kendi eliyle.

Ve artık korkmuyor kitleler.

Bu iktidardan kurtulma ümitlerimiz iyice buharlaşırken, bir mucize oldu ve iktidar intihar etmeye karar verdi.

Çıldırdı.

Akla hayale gelmedik, yapılmayacak ne varsa yaptı.

Koskoca İstanbul’un koskoca belediye başkanını ifadesini almak üzere polis nezaretinde oradan oraya sürüklediler, dört gün emniyet müdürlüğünde bir sandalyenin üzerinde beklettiler.

Halkın gözünde küçük düşürmek istediler.

İtibarını sıfırlamak istediler.

Dedikodudan iddianame yazdılar.

En sonunda tutukladılar.

Hücreye tıktılar.

Ama haberleri var mı bilmem, bir halk kahramanı yarattılar.

Halkı on binlerle, yüz binlerle meydanlarda toplayan, bu yaptıklarına isyandı.

Yüz binleri Saraçhane’ye, Kızılay’a, Gündoğdu’ya yığdılar.

“Hükümet istifa” diye inliyor bugün İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in meydanları.

Yozgat’ın, Kastamonu’nun, Gaziantep’in…

Trabzon’un, Rize’nin. Evet Rize’nin.

Çok zorladılar şanslarını. Çok ileri gittier.

O kadar ileri gittiler ki millet sokağa döküldü işte.

“Yetti gari” diye haykırıyor.

“Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz” diyor milyonlar.

Umarım Erdoğan, olayları A Haber’den izlemiyordur. Umarım Erdoğan, olup bitenin farkındadır. Umarım Erdoğan, otoriter rejimlerin bilinen yöntemlerine tevessül etmez.

Ama Erdoğan rejimi de sertleşecektir protestolar karşısında. Ve iktidar kurşunu kendi elleriyle sıkacaktır ayağına. En ufak bir şüpheniz olmasın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi