Emre Özpeynirci
Ağlanacak halimize sevinir hale geldik!
Son 25 yıldır yeni yatırımın gelmediği, toplam otomotiv üretim kapasitesinin uzun yıllardır değişmediği Türkiye’de baz etkisiyle geçen seneye göre üretim artışına ve yüzde 68’lik kapasite kullanımına sevinmek yerine, mevcut kapasiteyi bir türlü dolduramadığımıza üzülmemiz gerekiyor. İç pazar 750-800 bin adet seviyelerinde kaldığı, sanayide elektrifikasyon sürecine geçilmediği sürece, ne mevcut kapasite dolar ne de yeni yatırım gelip kapasite artar.
OTOMOTİV Sanayii Derneği (OSD) Ocak-Kasım verilerini açıkladı. Yılın ilk 11 aylık döneminde toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 artarak 1 milyon 210 bin 331 adet olarak gerçekleşti. Geçen yılın ilk 11 ayına göre artıya geçen otomobil üretimi ise yüzde 1.57’lik artışla 717 bin 368 adet oldu. Kuşkusuz otomotiv üretimindeki artışta en büyük pay yüzde 12,47 büyüyen ticari araç üretimi oldu. Ticari araç grubunda üretim detaylarına baktığımızda ağır ticari araç grubunda yüzde 25, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 11’lik artış var.
KAPASİTE %70’İ BULMUYOR
Bu dönemde, otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı geçen seneye göre artaaaraaak yüzde 68 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 68, kamyon grubunda yüzde 90, otobüs-midibüs grubunda yüzde 38 ve traktörde yüzde 65 seviyesinde gerçekleşti. Yani geçtiğimiz 2 yıla göre kapasite kullanım oranında bir artış var gibi görünse de, toplam kapasitenin uzun yıllardır bir türlü dolmadığı gerçeği de ortada. Yılsonunda toplam üretimin 1 milyon 350 bin adet civarında kapanması beklenirken, bu sonuçla kapasite kullanımı yıl sonunu yüzde 68 civarında tamamlayacak.
SANAYİYE PAZAR DESTEĞİ GEREK
Düşünün Türk otomotiv sanayinin uzun yıllardır 2 milyon adedin üzerinde (2.012.102) kapasitesi olmasına rağmen sadece 2017 yılında 1.7 milyon adede yakın üretimle kapasitenin yüzde 80-85’i ancak dolmuş. Son 25 yıldır yeni yatırımın gelmediği, toplam üretim kapasitesinin de son 10 yıldır aynı seviyelerde olduğu düşünülürse, bizim baz etkisiyle geçen seneye göre üretim artışına sevinmek yerine, mevcut kapasiteyi bir türlü dolduramadığımıza üzülmemiz gerekiyor. Sonuçta iç pazar toplamda 750-800 bin adet seviyelerinde kaldığı, sanayide elektrifikasyon sürecine geçilmediği sürece, ne mevcut kapasite dolar ne de yeni yatırım gelip kapasite artar. Yani iç pazarı büyütecek bir vergi reformu veya kademeli ÖTV inişi sadece iç pazarı büyütmekle kalmaz, yerinde sayan otomotiv sanayini de büyütür.
OSD Başkanı Cengiz Eroldu uyarıyor; Önümüzdeki birkaç yıl da zorlu olacak!
OTOMOTİV Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, 2022 yılının birçok zorlu etkiyi eş zamanlı yaşadıkları bir yıl olduğunu belirterek, “Mikroçip darboğazı etkileri başta olmak üzere tedarik zinciri sorunları devam ederken, küresel enflasyon ile birlikte ihraç pazarlarında talep daralması yaşadık. Ukrayna-Rusya savaşı enerji arzı ve güvenilirliği ile çeşitli hammadde bulunurluklarını olumsuz etkiledi. Bugün itibariyle baktığımızda yılı kabaca 1 milyon adet ihracat ve 1,36 milyon adet üretim ile kapatmayı öngörüyoruz” açıklamasını yaptı. Eroldu, 2023 yılının ise öngörülmesi zor, belirsizliklerle dolu bir yıl olacağı uyarısını yaparak şunları söyledi:
KORUNMAYA İHTİYACIMIZ VAR
“ Ekim ayından açıklanan IMF Dünyanın Ekonomik Görünümü Raporu’nda 2023 yılı ekonomik büyüme beklentisini yüzde 2,9’dan yüzde 2,7’ye düşürdü. Rapora göre gelecek yıl yüksek enflasyon, ekonomik büyüme sorunları, Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaş ve Covid-19 salgınının ekonomi üzerindeki ağır baskının devam edeceği tahmin ediliyor. Otomotiv sanayi yapısı gereği uzun vadeli planlama ve birçok farklı senaryoyu dikkate alarak faaliyetlerini sürdürmek zorunda olan bir sanayi kolu. Küresel raporlar önümüzdeki birkaç yılın da zorlu olacağını öngörüyor. Bu dönemi en iyi şekilde geçirmemiz için iç pazarın potansiyelini ortaya çıkaracak ortamın sağlanması, ihraç pazarlarının çeşitlendirilmesi ve mevcut ihraç pazarlarımızda rekabetçiliğimizin korunmasına özen gösterilmesi önem taşıyor. Ülkemiz ekonomisine en çok katma değer sağlayan sanayi kollarından biri olan otomotiv sanayiinin içinden geçilen bu olağanüstü süreçte, korunmaya ve desteklenmeye yönelik kısa ve uzun vadeli politikalar her zamankinden daha da önemli bir hale geldi.
Elektrikli Mokka’dan sonra elektrikli Corsa da geldi
TÜRKİYE pazarındaki elektrikli otomobil atağını Mokka-e ile başlatan Opel, sürüş keyfiyle öne çıkan elektrikli Corsa modelini de satışa sundu. Aralık ayı itibarıyla sınırlı sayıda adetle ön satışa sunulan Corsa-e, 839.900 TL’den başlayan fiyata sahip. Lansmana özel olarak yeni model, Opel Türkiye’nin 17 farklı bayisinde, 1 yıllık EUREKO kasko desteğiyle, 120 bin TL için; 12 ay %0 faiz finansman kampanyası ve 1 yıllık Eşarj bakiye kampanyası ile sunuluyor. Buna ek olarak; Opel Corsa-e’de 8 yıl/160.000 km batarya garantisi de standart. Altıncı nesil Corsa’nın tamamen elektrikli versiyonu, 136 HP gücünde bir motora sahip ve kullanıcısına 350 km’ye ulaşan menzil sunabiliyor.
Yenilenen DS 7 1.6 milyona geldi
STELLANTIS Türkiye’nin bünyesindeki Fransız premium marka DS Automobiles’in ilk özgün modeli olan DS 7 Crossback yenilenmesinin ardından DS 7 adıyla Türkiye’de satışa sunuldu. 1.618.200 TL’den başlayan fiyatlarla satılan model premium SUV segmentinde DS PIXEL LED VISION 3.0 teknolojisini sunuyor. Birçok özelliği bünyesinde barındıran OPÉRA tasarım konseptiyle müşterileriyle buluşmaya başlayan yeni DS 7, 130 HP’lik BlueHDi, 225 HP’lik PureTech ve 300 HP’lik E-TENSE 4x4 versiyonlarla tercih edilebiliyor.
10.3 milyon TL’ye rezervasyonla X7
BORUSAN Otomotiv’in Türkiye temsilcisi olduğu BMW’nin SAV gövdeli ürün gamındaki amiral gemisi yeni X7, Türkiye’de ön rezervasyonla satışa sunulmaya hazırlanıyor. 3 litre hacminde mild hybrid-dizel motoru, Iconic Glow aydınlatmalı böbrek ızgaraları ve 7 kişilik oturma düzeni ile dikkat çeken BMW’nin en geniş modeli yeni X7 xDrive40d için aralık ayında ön rezervasyon toplanmaya başlanıyor. Aracın şu an için liste fiyatı 10.365.000 TL olarak belirlenmiş.