PANDEMİDEN dolayı sıfır otomobil arzında sıkıntı olduğu için 2.el pazarı bu yıl en çok konuşulan konuların başında geldi. Nisan-mayıs döneminde dip yapan pazar, temmuz ayında ise zirveye çıkmıştı. Ancak 2.el otomobillerin ihtiyaçtan yatırım aracına evrilmesi için yapılan gereksiz yorumlar fiyatlara zirve yaptırdı.
EKİMDE DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
Şişen fiyatlar sonrası ağustos ayında temmuza göre %18,3 düşen 2.el otomobil pazarında kan kaybı devam ediyor. Eylül rakamlarının da benzer olduğu, düşüşün ekim ayı ilk yarıda da devam ettiği görülüyor. Sektör yetkilileri özellikle perakende satış, yani son kullanıcı alışının yükselen fiyatlar nedeniyle durma noktasına geldiğini belirterek, “Piyasada şu an al-sat için alım yapan alıcılar ve tüccarlar dışında hareket yok. Perakende tarafında müşteri yok. Tüm galeri ve bayiler beklemede” açıklamasını yapıyor.
YÜZDE 80 PERAKENDE
2.el piyasasında işlemlerin yüzde 80’den fazlasının perakende olarak gerçekleştiği düşünülürse, durgunluğun devam edeceği ortada. Bir 2.el yetkilisinin bu noktada yorumu önemli; “Satmak isteyen çok, ama alan yok. Sıkıntı büyük. Satamadığımız her gün stok maliyeti biniyor, yaygara yapanların bedelini biz esnaf ödüyoruz.” Sonuç olarak herkesin kafasındaki soru ise aynı, “Pazar düşüyor, peki fiyatlar düşecek mi?”
Müşteri olmayınca elbette stok maliyeti artacak. Kısa vadede nakit ihtiyacı olan indirim yapmak zorunda, diğeri ise mecburen stok maliyetine katlanacak ve fiyatları daha da yukarı taşıyacak. Ama satamadığı sürece bir anlamı da yok. Ama şunu unutmamak lazım, ne yazık ki bu ülkede çıkan fiyatlar kolay aşağı inmiyor. Fiyatların seyrine mal sahibinin borçluluk durumu veya nakit ihtiyacı etkili olacaktır.