Kerem Kırçuval
Yerel seçimleri kim kazanacak?
2019 seçimlerinde muhalefet blok halinde durabilmiş, başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde iktidar partisi karşısında büyük bir zafer elde etmişti. Seçimlere gidilirken pazarlıklar kamuoyuna yansımamış, masadan kalkma-oturma olmamış, dil birliği tutturulmuş ve sonuç alınabilmişti kendileri açısından. Kimsenin çok fazla tanımadığı Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu sadece bir kez değil son Başbakan’ı iki kez yenmeyi başardı bu sayede İstanbul’da. Bugün tablo çok farklı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimler ikinci tura kalınca “Göreceksiniz hepsi darmadağın olacak” sözlerini doğrulamak üzere muhalefet yarışıyor. ‘Özü başınalar’ bir tarafa savruluyor, ‘Oy moy yok’ diyenler öte tarafa. Son ana kadar samimi bir ittifak içinde olanların ise ne yaptığı işitilmediği gibi az da olsa işitenler de hikmetini çözemiyor. Yerel seçimler, özellikle iktidarlar için, hele de uzun süre iktidar olanlar için her zaman zor geçer. Devleti yönetenleri tümden değiştirmeye cesaret edemeyen ahali, mahalli seçimlerde deyim yerindeyse iktidara sarı kart göstererek çeki düzen vermekten pek hoşlanır. Ve ancak bu kural değildir.
Doğru adaylar, doğru iş birlikleri iktidar olmayanlara sonuç aldırır. Ve daha enteresan olan, yerel seçimler hiçbir zaman çantada keklik değildir. Sürprizlere her daim açık, “Garanti kazanır” denenlere ders niteliğinde olmuştur yerel seçimler. Ahalimiz, takım tutar gibi parti tutar ama bu yerel seçimlerde hayli sapma gösterir. Kamuoyu araştırmacıları da en çok yerel seçimlerde yanılırlar. Ve İstanbul’un sonucu, sonraki genel seçim için Türkiye’ye oldukça güçlü mesaj içerir. Umutlandırır yahut umutları söndürür.
AK Parti’nin, CHP’nin elindeki büyükşehir belediyelerini yeniden almak konusunda nasıl arzu duyduğu herkesin malumu. Ama en az onun kadar aday bulmakta, daha doğrusu ‘kazanacak’ aday bulma meselesindeki zorluğu da gözden kaçmıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Murat Kurum neden seçildi? AK Parti, 22 senedir tek başına iktidar. Son 5 seneyi çıkaralım, o gömleği giyenler tarafından İstanbul 1994 yılından beri yönetiliyor.
Ne söylense “1994’ten beri nerede idiniz?” aksi duyulacak, bu kesin. Yeni şeyler söylemek lazım. Nedir o? Deprem ve kentsel dönüşüm. Bu meseleyle ilgili de çok söz var ama onları rakipleri bulsun. Ekrem İmamoğlu’ndan daha
genç oluşu, siyasetçi olmadığı için yıpranmamışlığı avantajı. Ekrem İmamoğlu’nun da avantajları var. İddialı, liderlik karizması yadsınamaz. Hedefini gizlemiyor, cesur. İcraatları eleştirilebilir ama eleştirenlerin aynı zamanda engelleyenler olduğu algısı kırılmış değil.
Ekrem İmamoğlu’nun “Ben asıl rakibimi biliyorum” diyerek aslında Murat Kurum’dan ziyade rakip olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da seçmesi, seçmenin hem dikkatini hem de gönlünü okşuyor. Ekonomide yaşanan, maaşlarda yaşanan hadiseler dışında iktidara kızgın kalabalıklara bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimleri için de ‘adres benim’ demesi iyi okunmalı.
Yarattığı bu rüzgârla nazlı eski ortak İYİ Parti seçmenini de “Daha çok pazarlık yapmalıyız”diyen DEM Parti seçmenini de sandıkta buluşturması uzak ihtimal değil İmamoğlu’nun İmamoğlu, 2019 kampanyasının daha iyisini gerçekleştirebilirse ve seçildiği ilk sene yaptığı hataları kampanya sürecinde yinelemezse, belediyenin de patronu olması nedeniyle avantajlı.
Ama seçim sihirbazı AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ı da unutmamak gerekir. Devletin, partisinin, hatta kurduğu Cumhur İttifakı’nın tüm olanaklarıyla almak istediği İstanbul konusunda daha sahaya çıkmadı.
Ve seçimin, Türkiye’nin gündemiyle mi yerelin gündemiyle mi yoksa işaretleri yeni yılın ilk günleriyle birlikte görülen suni gündemle mi yaşanacağı belirsiz. Gündemi belirleyen ya da iyi yönetenlerin en az adaylar kadar önemli olacağı şimdiden görülüyor.