Kerem Kırçuval
Yanakları okşamak
Müsabakaya çıkılıyor. Semih, Ghezzal, Aboubakar, Chamberlain, Zaynutdinov, Rashica, Colley, Amertey, Rebic ve niceleri… yok arkadaş diyor hayat.
Niye? Kimi hasta kimi sakat. Böyle olur mu Beşiktaş?
Şu saydıklarımdan bir iki takviye ile sahaya 11 düzülür. Olmaz olsun sezon başı bu takımı yapanlardan.
Tüm sezonu bu zihniyetin üzerinden kaybetmedi mi Beşiktaş?
Alanya’nın düşme kalma derdi yok, hatta Beşiktaş’ın üstüne çıkma iddiası vardı matematiksel olarak. Beşiktaş, kupa finaline odaklı. Bu normal ama gizli saklı olsa da ilk üç mücadelesini yapmak zorundaydı.
Yahu bu satırları yazarken “Allasen maçtan çıkma, maçı yaz” diyorum içimdem ama. Hayat elvermiyor.
Galatasaray’ın yanakları oğlu yaşındaki bir siyasetçi tarafından okşanan Sayın Başkanının deprem konutları üzerinden Beşiktaş ve Fenerbahçe’ye ayar vermesi nedir?
Bu kadar mı talana döndü hayat? Mesele son kuponları almak mı?
Ben üşenmeden okudum. Lig tarihimizin tamamında, özellikle Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray arasında yaşanan ve sonradan eklenen Trabzonspor dörtgeninde hep haksızlık yazılmış, hakemlere hakaret edilmiş, Federasyonun taraflı olduğu söylenmiş. Ne derseniz deyin bir takım kupayı kaldırmış.
Statlara, özellikle Beşiktaş’ın İnönü’süne beste olmuş marşları söylemeyeyim. Namağlup ikincilik nedir sayın hakemler ve Sayın Federasyon?
Beşiktaş’tan çaldıkları şampiyonlukları, kupaları evlerine götürseler koyacak yer bulamazlar.
Bak nasıl sinirleniyor insan?
Deprem yaşanınca su olmak lazım, ekmek olmak lazım, battaniye olmak, merhem olmak lazım. Ve bunu insanlık adına yapıp, reklamını yapmamak lazım değil mi?
Mesele o olmaktan çıktı. Ancak Fenerbahçe ve Galatarasay başkanları arasında başlayan polemiğe Beşiktaş’ın dahil edilmesine ne anlam verebildim ne de gerekçe. Efendim yanaklarını sıkan TOKİ Bakanı Kurum ile deprem bölgesine konut yapmışlar.
Allah razı olsun da bunun meşin yuvarlak ile ne ilgisi var. Futbol nedir? Hayır sen kendine sor?
Allah’tan Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, üstelik bir dakika bile gecikmeden Galatarasay Başkanı’na şu yanıtı verdi:
“Beşiktaşlı bölgeye gitmiş, çocukların başını, yanağını okşamıştır. Kendi yanağını okşatmamıştır.”
Ben utanırdım sayın Galatasaray Başkanı, sizi bilmem.
Federasyonun özellikle bu sezon tüm düşmanlığını Beşiktaş üzerine kurduğu yılda, öyle ya da böyle şampiyonluğa yürüyorsunuz da Beşiktaş sandığınız bir alan değil.
Çarşı alayınıza yardımlaşma, dayanışma, ortaklaşma, paylaşma ama çok daha önemlisi isyan etme noktasında ders verir.
Bugün bütün Anadolu’da Çarşı var sizin müteahhitliğiniz yok.
Daha ne diyeyim?
Maça gelmek lazım…
“Ne Necip’i” diyenler kadroyu önlerine alsınlar yazsınlar. Necipsiz olmaz mevcut kadro.
Şu mesele bitsin artık.
Havası yaramış, bilemedim Beşiktaş öyle iştahlı başladı ki maça.
Bu kısa sürdü.
Beşiktaş’ın Muçi’nin bir denemesi dışında müsabakayı izleyenlere gol lezzeti verecek tüm girişimleri Alanyaspor yaptı. Evet Beşiktaş mücadele etmeye çalıştı ama ilk yarı hiçbir şekilde oyun kuramadı.
Alanyaspor ikinci yarıda da daha etkiliydi. Ancak son vuruşlar, bulunan pozisyonlar değerlendirilemedi.
İkinci yarı Muleka maçın kilidini açtı. Ancak Fatih Tekke’nin doğru değişikleriyle Alanyaspor beraberliği buldu.
Mühim değil bu skor. Mühim olan Serdar Topraktepe’nin oyuncu değişikleri ve yetiştirdiği topçulara zaman vermesiydi. Sağ olsun.
Aklı kupada olan Beşiktaş’tan farklı bir sor beklemek zaten imkansızdı. Sonuç da öyle oldu.
Beşiktaş macera aramadan Sergen Yalçın demelidir erkenden, Serdar Topraktepe’yi yanına monte ederek.
Bu haysiyetli yönetimin kibirden, dedikodulardan uzaklaşıp, doğru kararı erkenden alacağına inanmak istiyorum.