Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

Mutluluk

Bu hafta sonunda Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlayacağız.

19 Mayıs’ın tarihimizde çok önemli bir anlamı var. Bugün hem ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başladığı hem de modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ilk adımın atıldığı gün olarak tarihe geçti. Ancak 19 Mayıs 1919 gününün bu tarihi vasıfları kazanması ilerleyen yıllarda gerçekleşti. 19 Mayıs yeni devletin kuruluşunun ilk yıllarında resmi olarak kabul edilen bayramlar arasında yer almıyordu.

19 Mayıs gününde ilk kutlama 1926 yılında Samsun’da düzenlendi; o güne dair etkinlikler uzun bir süre boyunca yerel düzeyde ve Gazi Günü çatısı altında yapıldı. Kutlamalar ancak 1935 yılından itibaren ulusal düzeyde yapılmaya başlandı ve 19 Mayıs Atatürk Günü olarak resmiyet kazandı. Bu gün, üç yıl gibi kısa bir süre içinde, 4 Temmuz 1938 tarihinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı adı altında bir milli bayram statüsüne kavuştu. Bir sene sonra da ilk 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları yapıldı.

Uzun yıllar bu isimle kutlanan bayram, 1980 Askeri Darbesi yönetimince Atatürk’ün 100. doğum günü vesilesiyle 17 Mart 1981 tarihinde bugünkü adına evrildi ve 19 Mayıs tüm ülkede Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaya başlandı.

Her bayramın olduğu gibi, bu bayramın da kendine özgü bir tarihi var ve bayramın yıllar içindeki evrimi ülke tarihine dair önemli anlatılara sahip. Ancak, hepimizin kabul edeceği gibi, toplumsal belleğimizde bu bayram daha çok gençlerle özdeşleşmiş durumda. İşte bu nedenle de bugün daha çok gençlerden söz etmeyi tercih ediyoruz.

Her ne kadar uluslararası literatürde ve uluslararası kurumlarca kabul edilen tek bir gençlik tanımı olmasa da yaygın bir kabulleniş sonucunda 15-24 yaş grubuna mensup kişileri genç olarak tanımlamak mümkün görünüyor. Türkiye’de de başta TÜİK olmak üzere birçok kamu kurumu gençlik nüfusunu 15-24 yaş grubu çerçevesinde tanımlıyor.

Bu tanımlamaya göre, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini gençler oluşturuyor. Genç nüfusun toplam nüfus içindeki payı son yıllarda azalmaya başlasa da özellikle Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımızda ülkemizin nüfusu hâlâ en genç nüfuslardan birisini oluşturuyor. 27 AB ülkesi nüfusunu bir bütün olarak düşündüğümüzde, Avrupalı gençler birlik nüfusunun yüzde 10.5’ini teşkil ediyor. Tüm ülkeler arasında gençlerin en yoğun bulunduğu ülke İrlanda’yken (yüzde 12.8), en az genç bulunan ülke Bulgaristan’dır (yüzde 9.1).

Ülkemiz gençlerinin demografik yapısına baktığımızda, gençlerin yarısından fazlasının eğitim sisteminde olduğunu ve üçte birinin de iş hayatına katıldığını biliyoruz.

Resmi istatistiklere göre, istihdamdaki gençlerin yarısından fazlası hizmet sektöründe çalışıyor ve bu sektörde genç kadınların oranı erkeklerden 13 puan daha yüksek. Sanayi sektörüne damga vuranlar ise daha çok genç erkekler.

Eğitim ve çalışma statüleri dikkate alındığında, tüm gençlik grupları arasında en önemli kitleyi ne eğitimde ne istihdamda olan gençler oluşturuyor. Ülkemiz gençlerinin dörtte biri bu statüde bulunuyor. Üstelik genç kadınlar arasında bu oran yüzde 32’ye kadar yükseliyor. AB ülkeleri arasında bu statüde bulunan gençlerin oranı ortalamada toplam nüfusun yüzde 11’ini teşkil ediyor. Üstelik AB ülkeleri ortalamasında bu konuda erkekler ve kadınlar arasında hiçbir fark bulunmuyor. Ev genci konumundaki bu gençlik yapısı ile Türkiye tüm AB ülkeleri arasında ilk ve tüm OECD ülkeleri arasında da ilk üç sırada bulunuyor.

Gençlerin bu statüde olmalarını etkileyen çeşitli faktörler mevcut. Yapılan araştırmalara göre, ebeveynlerin ve gençlerin kendi eğitim statüleri, özellikle kadınların medeni durumları, gençlerin yaşadıkları coğrafi bölge ve etnik kökenleri gibi demografik özellikler kişilerin bu statüde olup olmayacaklarını belirliyor.

Gençlik söz konusu olduğunda, gençlerin hayattan aldıkları zevk ve mutluluk düzeyleri oldukça önem kazanıyor. İnsan gençlikte mutlu olmayacak da ne zaman mutlu olacak, değil mi?

TÜİK tarafından açıklanan resmi rakamlara göre (2023 Yaşam Memnuniyeti Araştırması), tüm ülke nüfusunun yüzde 53’ü kendisini mutlu olarak tanımlıyor. Bu oran gençler arasında yüzde 54.

2024 Dünya Mutluluk Endeksi Araştırması’na göre, 143 ülke arasında Türkiye 98. sırada yer alıyor. İlk üç sıra Finlandiya, Danimarka ve İzlanda olarak sıralanırken, son üç sırayı Lesoto, Lübnan ve Afganistan alıyor. Yine aynı sayıdaki ülke arasında 30 yaş ve altı genç ve genç yetişkin nüfus dikkate alındığında Türkiye 101. sırada yer alıyor.

Bu listede başta gençler olmak üzere hepimiz daha iyi bir yeri hak ediyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Ayna

21 Mart 2024 Perşembe 07:00