Milletvekili Damat

Yıllar su gibi akıp gidiyordu. Ekonomi profesörü Ümit Özlale, Özyeğin Üniversitesi’nin İstanbul Çekmeköy’deki şehrin gürültüsünden uzak huzurlu kampüsünde dersler veriyor, makaleler yazıyordu. Bir süre sonra akademik kabına sığmamaya başladı. Önce Şişecam, TİM, Mey, Garanti gibi müşterileri bulunan bir danışmanlık şirketinin kurucu ortaklarından oldu. Fakat gönlünde yatan aslan siyasetti. 2020’de üniversiteden istifa ettiğinde 48 yaşındaydı.

Akademiden istifa edip dimyata pirince giden çok hoca olurdu. Genelde evdeki hesap çarşıya uymazdı. Hocalar siyaset bana göre değilmiş deyip gerisin geri üniversiteye dönerlerdi. Özlale dönmedi. 2023’te İzmir’den İyi Parti milletvekili seçilmeyi başardı. Hatta el yükseltti. 1 yıl sonra İzmir’de belediye başkanlığı için yarıştı.

Özlale’nin 2020 sonrası hızla değişen hayatında şimdi romantik bir gelişme var. Sözcü TV spikeri Serap Belovacıklı ile evlenme kararı aldılar.

Siyasetçilerin spikerlerle yaşadıkları romantik ilişkilere gelirsek spiker Buket Aydın’la Emir Sarıgül’ün aşkı, Aydın’ın “o kim ya, adını bile duymak istemiyorum” ifadeleriyle noktalandı. Bu sonuca moral bozmamak, siyasetçi-gazeteci aşklarından ümitvar olmak gerekir.

Çünkü CHP milletvekili Gürsel Tekin, sevgilisiyle aralarındaki 26 yaş fark nedeniyle çok üstüne gidilmesine rağmen aldırma gönül dedi. Çırağan Sarayı’nda yaptığı düğünle spiker Mehtap Özkan’a nikahı bastı. Tekin, taze yuvasının tadını çıkarırken Atlantik Okyanusu’nun öte yanında gazeteci bir kadın, dünyaca ünlü bir siyasetçiyi boşuyordu.

Başbakan Boşanırken

Yeşim Salkım, bir zamanlar Seda Sayan’a şöyle seslenmişti: Ben senin gibi moto-kuryeleri boşamadım. Ben Hakan Uzan’ı boşadım, İlker İnanoğlu’nu boşadım. Ben çok düzgün adamlar boşadım.

Atalarımız ise el elden üstündür, deveden büyük fil var demişti. Kanadalı televizyon muhabiri Sophie, genç kızların sevgilisi, bebek yüzlü Başbakan Justin Trudeau’yu boşadı. 18 yıllık evliliğini geçen Ağustos’ta cart diye bitirerek Yeşim Salkım’ın düzgün adam boşama rekorunu egale etti.

People dergisine verdiği son demeçte ise bizim yeni gelinleri anımsatır şekilde hem ağlarım hem giderim dedi. Sophie ayrılığın acısını derin bir şekilde hissettiğini söyledi. Fakat o da ne? Bu acının sebebi Sophie’nin başbakanı özlemesi, onu unutamaması falan değildi. Sophie, toplumun gözünden düşmüştü. Canı buna sıkılıyordu: Ayrılık çok acı veriyor çünkü bizim dilimizde evlilik, başarıdır. Ayrılık ve boşanma ise başarısızlıktır.

Justin Trudeau ve eski eşi Sophie Gregoire

Çiftin neden boşandığını halen bilmiyoruz. Eğer spekülasyonlar doğruysa Trudeau, Dışişleri Bakanı Melanie Joly ile bir ilişki yaşıyor. Her koşulda üç aşağı beş yukarı şöyle bir şey oldu: Trudeau, yüksek idealler peşinde koşup dünyayı kurtarmaya çalışırken eşine yeterli ilgiyi göstermedi. Sophie de bu ilgisizlikten ve özensizlikten sıkılarak masayı devirdi.

Şimdi Sophie’ye eh be kızım sen bunun böyle olacağını bu adamla evlenirken bilmiyor muydun denebilir. Fakat Sophie bunu bilemezdi. Çünkü 20 sene önce evlendiklerinde Justin henüz başbakan değil, kendi halinde bir sivil toplum kuruluşu müdürüydü. Yine de bir tahmin yürütebilirdi. Bunun içinse yüksek bir feraset gerekirdi. Çünkü Justin’in babası başbakanlık yapmış, hem de Gürsel Tekin’in rekorunu egale ederek kendisinden 29 yaş genç bir kadınla evlenmişti. Sene 1984’tü. Baba Trudeau, genç karısıyla daha başbakanlık görevi bitmeden boşandı. Tarih tekerrür etti. Böylece oğul Trudeau, babasından sonra Kanada’nın görevdeyken boşanan ikinci başbakanı unvanını aldı.

100 Kulüpte Karavana

Türkiye’nin Batı’ya karşı öfkesi de hayranlığı da bitmez. Yıllardır kürsülerden biz bize yeteriz, ey Batı… sen de kimsin nutukları atılırken milletin gözü hep uluslararası listelerdeydi. Futbol takımlarımızın Avrupa maçları lebaleb doluydu. Aziz Sancar’ın, Nuri Bilge Ceylan’ın başarıları gururumuzu okşamıştı. Hatta kantarın topuzunu kaçırıp Türkiye’yle pek de alakası olmayan Mesut Özil, Uğur Şahin, Özlem Türeci’nin başarılarını da sahiplenmeye kalkmıştık.

İş adamı Aydın Doğan hızını alamamış, Covid-19 aşısını icat ettiği için Uğur Şahin-Özlem Türeci çifti onuruna bir yemek düzenlemişti. Çifte, Aydın Doğan ödülü verilmişti. Fakat şöyle bir sorun vardı. Aydın Doğan’ın net serveti 1,2 milyar dolarken, Uğur Şahin’in serveti 3,6 milyar dolarla onun 3 katıydı. Üstüne bir de eşi Özlem Türeci’nin 4,4 milyar dolarlık serveti cabasıydı. Bu durumda olsa olsa Uğur Şahin ve Özlem Türeci, Aydın Doğan için bir akşam yemeği düzenleyip onun iş hayatındaki gayretlerini takdir edebilirdi.

Tüm bu acayiplikler içinde Times Higher Education, QS gibi dünyanın ilk 100 üniversitesi listelerine Türkiye’den bir üniversitemizi sokamıyorduk. Bitmeyen bir çilemizdi. Standart&Poor’s, Fitch, Moodies gibi kurumların Türk ekonomisine verdikleri karnelerle yıllarca kahrolduk. CDS primimiz yükseldikçe yataklara düştük. Hep çakıyorduk.

Başımıza yeni bir çile çıkarmak istemem ama geçenlerde dünyanın en prestijli müzik dergilerinden DJ-MAG’in en iyi 100 gece kulübü listesi açıklandı. Eskiden kumarda kaybeden aşkta kazanır derlerdi. Bir iş yaver gitmezse öteki giderdi. Türkiye ise üniversiteyi, ekonomiyi geçtik, gece kulübü listesinde de kendine yer bulamadı.

Listenin ilk 20 sırasını dikkatle inceledim. Okuyucuların oylarıyla belirlenen bu listenin ilk 20’sinde 5 kulüp İspanya’nın İbiza adasından… İkinci sırada 4 kulüple İngiltere geliyor. Brezilya, Almanya ve Hırvatistan 2 kulübünü listeye sokarken, ABD, Çin, Singapur, Endonezya ve Tayland 1’er kulübüyle sıralamaya girdi.

Hï Ibiza, üçüncü yıldır şampiyon oluyor. Teknoloji, tasarım ve müziğin yaşatabileceği en üst seviyedeki deneyim olarak görülen bu kulüp, esas namını Black Coffee ve Tale of Us gibi DJ’lerin çaldığı gecelerle yaptı.

Güney Afrikalı Black Coffee, son 2 yıldır Türkiye’ye geliyor. Maçka Küçükçiftlik Park performansları tıklım tıklım dolu… İtalyan ikili Tale of Us, geçen yıl Zorlu’da sahne aldı. Biletler yok sattı. Bu, şu anlama geliyor: Türk izleyici güncel ve iyi müziği takip ve talep ediyor. Bu talep, er ya da geç gece kulüplerinin standartlarına da yansıyacak.

İlk 20’de bulunan Londra’daki Ministry of Sound ve Fabric kulüplerine birkaç kez gittim. İkisi de şatafattan uzak, müzik kültürünün ön planda olduğu yerlerdi. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de listeye en uygun adayın Klein Phönix olduğunu görüyorum. Diğer adaylarım Kuruçeşme Crystal ve Beyoğlu İndigo ise maalesef artık hayatta değiller.

DJ MAG TOP 100 CLUB Listesi (ilk 20)