Geçmişin izinde lezzetli bir yolculuk

Gençlik yıllarımın en ikonik yapılarından biri olan İstanbul’un Sultanahmet semtinde yer alan Yeşil Ev’i geçtiğimiz hafta uzun bir ardan sonra yeniden ziyaret ettim. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Onursal Başkanı rahmetli Çelik Gülersoy tarafından Türk turizmine kazandırılan Yeşil Ev bugün turizm sektörünün öncü markası Hilton’un Curio Collection markası altında hizmet vermeye devam ediyor. Hilton’un Dorak Holding ile birlikte Sultanahmet’te hayata geçirdiği Hagia Sofia Mansions-Curio Collection by Hilton şehrin en mistik ve enerjisi yüksek bölgesinin en özel mekanlarını tek bir çatı altında toplayan bir otel olarak dikkat çekiyor. Hagia Sophia Mansions sahip olduğu birbirinden özel mistik mekanlarıyla şehrin ve tarihin kalbinde her şeyden uzaklaşmak ve yenilenmek isteyenler için farklı alternatifler sunuyor.

Otelin en beğenilen bölümlerinden olan Yeşil Ev, otel kısmından bağımsız mermerden anıtsal havuzlu, ağaçlar ve renkli çiçeklerle kaplı geniş bahçesindeki restoranıyla farklı damak zevklerine hitap eden bir deneyim yaşatıyor.

Yeşil Ev’in bahçesinde hizmet veren bu keyifli restoranda şef Kadircan Abdi ile birlikte lezzetli bir sohbet eşliğinde yenilenen menünün tadımını gerçekleştirdim. Benim için oldukça nostaljik olan bu restoranın mutfağında Kadircan Şef gibi mesleğine bağlı, tutkulu ve heyecanı yüksek oldukça genç bir ekip çalışıyor.

Yeşil Ev’in menüsünü bulundukları lokasyonun tarihi yapısı ve misafir portföyüne uygun olarak seçilen ürünlerle yeni baştan kurgulamışlar. Bu genç ve tutkulu ekibin elinden çıkan farklı lezzetlerden oluşan yeni menünün damağınızda farklı izler bırakacağını düşünüyorum. Kadircan Şef menüde yer alan Köz Patlıcan Püresi, Kaşık Patates, Kavurmalı Pide, Dana Şaşlık ve Sütlacı özellikle denememi istedi.

Daha önce denemediğim ipeksi kıvamıyla damağımı saran Patlıcan Püresi ve pamuksu kıvamıyla dikkatimi çeken Humus’un Yeşil Ev’e gelindiğinde başlangıçlar arasında muhakkak sipariş verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ana yemek öncesinde 48 saatlik mayalandırma işlemi sonrası %70 hidrasyonlu hamur ile yapılan pide ve pizza çeşitlerinin de tadına bakmalısınız. Bence Kavurmalı Pide’yi denemeden ana yemeğe geçmemelisiniz. Ana yemek olarak sipariş verdiğim Josper fırında odun ateşinde pişirilen şefin imza tabağı Dana Şaşlık ideal pişirilme derecesiyle damağımda hoş bir iz bıraktı. Finali tamamen geleneksel yöntemlerle ve hiçbir katkı maddesi kullanılmadan yapılan Fırın Sütlaç ile yaptım. Bir sütlaç sever olarak her ne kadar fırın sütlacı tercih etmesem de, son dönemde İstanbul’da yediğim en lezzetli sütlaç olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Sadece bu sütlaç için buraya koşa koşa gelirim.

Tarihi buram buram koklayarak yaşadığım bu lezzetli yolculuğun damak hafızamda bıraktığı hoş tınılar için Kadircan Şef ile genç ve başarılı mutfak ekibini tüm kalbimle tebrik ediyorum. İstanbul’da tarihi ve lezzetli bir deneyim yaşamak isteyenlere Yeşil Ev’in yeni menüsünü denemelerini tavsiye ediyorum.

TARİH İLE ZARAFETİN BULUŞMA NOKTASI

Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Onursal Başkanı rahmetli Çelik Gülersoy, İstanbul'un kalbinde yılların getirdiği yıpranmalarla harabeye dönmüş Osmanlı'nın estetik ve sanatsal ruhunu taşıyan eski bir konak keşfettiğinde bu tarihi yapıyı yeniden ayağa kaldırmaya karar verdi. 1977 yılında başlayan titiz restorasyon çalışmaları sırasında, konağın her detayı özenle ele alındı. Orijinal mimariye sadık kalınarak yenilenen yapı, Sultanahmet'in tarihi dokusuna uygun şekilde yeniden hayat buldu.

II. Abdülhamid zamanında, Osmanlı Devleti’nin dış borçlarını denetlemek üzere kurulan Düyunu Umumiye İdaresi’nde Reji Nazırı olarak görev yapan Şükrü Bey ve ailesinin yaşadığı Yeşil Ev, 19. yy. Osmanlı sivil mimarisinin günümüze ulaşan en güzel örnekleri arasında yer alıyor. Topkapı Sarayı, Hürrem Sultan Hamamı, Ayasofya ve Sultanahmet Camii gibi şehrin en önemli tarihi eserler zincirinin arasında yer alan ve adını dış cephe kaplamalarının renginden alan Yeşil Ev, benzersiz konumuyla ve mistik enerjisiyle de ziyaretçilerini tarihin derinliklerine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.

Otel olarak hizmet vermek üzere aslına sadık kalınarak restore edilen Yeşil Ev’in 19 odası; Viyana stilinde mobilyalar, pirinç karyolalar, kadife perdeler, Türk motifli halılar ve varaklı aynaların yanı sıra değerli tablolar ve İstanbul gravürleriyle süslenmiş.

Yeşil Ev’in adeta bir saklı saklı cennet olan dev ağaçlar, renk renk çiçekler ve kuş cıvıltılarıyla dolu bahçesi otelde konaklamayan ama tarihin gölgesinde kısa bir mola vermek isteyen İstanbullular ve turistler için ideal bir kaçış noktası. Çelik Gülersoy'un vizyonu ve gayreti sayesinde Türk turizmine kazandırılan ve bugün Hilton’un Dorak Holding ile birlikte yaşattığı Yeşil Ev sadece bir otel değil, İstanbul'un tarihine ve kültürüne duyulan derin bir saygının simgesi olarak hizmet veriyor.

TARİHİ YARIMADANIN LEZZET KLASİKLERİ