Tolga Balcı
Sendikasız ve sessiz gazetecilik..
Türkiye'de gazetecilik, zor bir meslektir; ancak sendikasız bir gazeteci için bu zorluklar katlanarak artar. Güvencesiz çalışma koşulları, düşük ücretler, işten atılma korkusu ve sürekli bir baskı atmosferi, sendikasız gazetecilerin karşı karşıya olduğu zorluklardan sadece birkaçı.
Peki neden Türkiye'de birçok gazeteci, sendikalara katılmaktan çekiniyor?
Sendikalar, çalışanların haklarını savunur, onların güvenli ve adil bir çalışma ortamında işlerini yapmalarını sağlar. Ancak, Türkiye'de gazeteciler için sendikalara katılmak, bir cesaret işidir. Medya patronları, sendikalı gazetecilere karşı adeta bir savaş açmış durumda. Sendikalı bir gazeteci, anında "gözden çıkarılabilir" olarak damgalanır ve işten atılma riskiyle karşı karşıya kalır. Bu durum, sendikaların gücünü zayıflatır ve gazetecilerin haklarını savunmalarını zorlaştırır.
TGS ve DİSK Basın-İş, bu konuda yıllardır mücadele veriyor. Ancak bu mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için sadece sendikaların çabaları yeterli değil; gazetecilerin de bu konuda daha cesur adımlar atması gerekiyor. Sendikalara katılmak, sadece bireysel bir hak mücadelesi değil, aynı zamanda mesleki onur ve basın özgürlüğü için verilen bir savaştır.
Gazetecilik, toplumun gözü kulağı olmaktır. Ama sendikasız bir gazeteci, sesini çıkarmaktan çekinir, haklarını savunamaz. Sessiz bir gazeteci ise ne kendi haklarını savunabilir ne de halkın gerçekleri öğrenme hakkını koruyabilir. Bu nedenle, gazetecilerin sendikalara katılması, sadece onların değil, toplumun da kazanacağı bir mücadeledir. Bu mücadeleyi güçlendirmek için her gazetecinin sesini yükseltmesi, dayanışma göstermesi ve sendikalara katılması gerekiyor.
Unutulmamalıdır ki, özgür bir basın ancak özgür gazetecilerle mümkündür; özgür gazeteciler ise ancak güçlü sendikalarla var olabilir.
Gazetecilerin sendikalara katılımını engelleyen yasal ve yapısal sorunların çözülmesi, sadece gazetecilerin haklarının korunması açısından değil, aynı zamanda basın özgürlüğünün ve demokratik değerlerin güçlendirilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de medya sektöründeki sendikal örgütlenme sorunlarının çözümü, daha adil ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulması için kaçınılmazdır.