Anne-babalarımızın, sonrasında bizlerin, bugünlerde çocuklarımızın dilinden düşmeyen bir şarkı var. Alpay’ın o meşhur şarkısı “Eylül’de Gel”. Dün 2024 yılının 2. Enflasyon Raporu kamuoyu ile paylaşıldı ve Merkez Bankası %36 olan yıl sonu enflasyon tahminini %38’e yükseltti.
Direkt söyleyeyim iki puanlık bir artış çok da anlamlı bir revizyon değil. Çünkü piyasanın yıl sonu enflasyon tahmini ile hâlâ örtüşmüyor. Bandın ortası %36’dan %38’e yükseltilmesine rağmen bandın üstü %42’de bırakıldı.
Türkçesi şu;
Merkez Bankası 2024 yıl sonunda enflasyonun maksimum %42 olacağını düşünüyor. Ben de iyi senaryoda %50’nin hemen altında olacağı görüşündeyim.
Bu arada Mayıs ayı itibari ile yıllık TÜFE’nin %75-76’ya dayanacağı da resmi ağızdan dillendirildi.
%14 olan 2025 yıl sonu enflasyon tahmini ile %9 olan 2026 yıl sonu enflasyon tahmini ise değiştirilmedi.
Yazıya neden “Eylül’de Gel” ile başladım. Son günlerdeki gelişmeler ışığında gerek ekonomi yönetimi gerekse piyasalar yatırımcılara “Eylül’de Gel” şarkısını mırıldanıyor.
Yerel seçimlerin hemen öncesinde seçim sonrası dolar kopacak diyerek döviz bürolarının önünde kuyruklar oluşturan vatandaş yine kuyrukta ama bu sefer satmak için.
Vatandaşın sattığı dövizi de Merkez Bankası almaya devam ediyor.
Swap hariç net rezerv -75 milyar USD’den -35 milyar USD’ye kadar iyileşti.
Son haftalarda Merkez Bankası Ortalama 2,5 milyar USD alıyor.
Bu stratejinin de swap hariç net rezervdeki eksi ortadan kalkana kadar devam edeceğini düşünüyorum.
Vatandaş satıyor, yabancıdan para geliyor, turizm sezonu başlıyor. Bunları yan yana koydun mu döviz almak ya da tutmaktansa belli bir vadede TL’de kalmak daha cazip görünüyor.
Burada olası risk ise Merkez Bankası dövizi alırken işin doğası gereği piyasaya TL veriyor. Bollaşan TL ise faizleri aşağı getiriyor. Politika faizi %50 olan ve geçtiğimiz günlerde koridorun üst bandı olan %53’e yaklaşan Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) hafta başından beri %50’nin de altında. Bu tablo kalıcı ise yakın zamanda mevduat faizlerinde önemli bir geri çekilme görebiliriz. Bir ay öncesine göre mevduat faizlerinde bir gerileme zaten gözleniyor.
“Faizlerin düştüğü, stopaj istisnasının ortadan kalktığı yani net getirinin daha da düştüğü ortamda vatandaş yeniden dövize yönelir mi?” sorusunu bizler mırıldanırken, fonda Alpay’ın sesi “Eylül’de Gel”...