Piyasalar Allak Bullak

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal kararı tartışılırken, İmamoğlu’nun da aralarında olduğu yaklaşık 100 kişinin gözaltı haberi sonrasında borsanın güne devre keserek başladığını, piyasaların açılmasının hemen ardından TL’nin %10’un üzerinde değer kaybettiğini gördük.

Son zamanlardaki bazı kaynaklardan gelen haber akışları ve yorumlar, İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edileceğine ilişkin beklentiyi piyasada güçlendirmişti. Herhangi bir konuda verilen karar, yaşanan olay ne olursa olsun piyasa refleksi; kendini korumaya, varsa bir fırsat, para kazanmaya ya da minimum kayıpla çıkmaya yöneliktir. Piyasa da karar bu yönde çıkarsa bunun daha hukuki süreci var, uzun sürer piyasada bir belirsizlik yaratır ama etkisi en azından kısa vadede sınırlı olur diye düşünüyordu ki; sabah bambaşka bir gündeme uyanıldı.

Borsa güne devre keserek başladı. Gün içinde ikinci kez devre kesti. Neredeyse bütün hisse senetlerinin taban ya da taban fiyatlara çok yakın seviyelerden kapandığını gördük.

Döviz kurlarının hızlıca yükselmesinin ardından Merkez Bankası döviz piyasalarına müdahale etti ve döviz kurları görece sakinleşti diyebiliriz. Bu yazıyı kaleme aldığım Perşembe sabah saatlerinde de Merkez Bankası’nın döviz piyasasına müdahalesi devam ediyordu.

Dövize ilk talep yabancı yatırımcılardan geldi. Sonrasında yurt içinden de özellikle bireysel yatırımcı grubundan gelen talep, fiyatları sert biçimde yukarı itti.

Hesaplamalar sadece Çarşamba günü Merkez Bankası’nın yaklaşık 10 milyar USD sattığını gösteriyor. Merkez Bankası’nın rezervleri, müdahale için gayet yeterli. Denebilir ki; Merkez Bankası bu tip günlerde olası bir kur atağının önüne geçmek için biriktirdi bu rezervleri; ki bu görüşte haklılık payı var. Ancak talep bir kere canlandı mı kesmek çok kolay olmayabilir. Alev yangına dönmeden talebin önüne piyasa kuralları çerçevesinde geçilmeli.

Önümüzdeki günlerde döviz talebi devam ederse birkaç gün sonra piyasa Merkez Bankası’nın ne kadar döviz sattığını, ne kadar rezervinin kaldığını parmak hesabı ile tutmaya başlayabilir. Tablo, siyasi tansiyonun nasıl seyredeceğine göre değişecek.

Türbülansın ikinci gününde ortaya çıkan net tablo şu.

Yıl sonu enflasyon tahminleri dövizde yaşanan hareketlenme nedeni ile yukarı yönlü revize edilecek.

Bugünden bu revizyonun ne kadar olacağını tahmin etmek çok kolay değil ama şu aşamada 2,0-2,5 puan gibi düşünmek gerekebilir.

Buna bağlı olarak yıl sonu politika faiz tahminleri de yukarı çekilecek.

17 Nisan’da yapılacak PPK toplantısı için şu anda bir şey söylemek çok zor. Yaklaşık bir aylık zaman diliminde neler yaşanacağını bilemeyiz. Ama toplantı bugün, yarın olsa idi net biçimde pas geçmesi gerektiğini söyleyebilirdim.

Bugün itibari ile bir faiz artırımına gerek olmadığını da vurgulamak isterim.

Ama Merkez Bankası’nın işi, yılın geri kalan dönemi için daha da zorlaştı.

Siyasetteki gerginlik daha da yükselmezse Merkez Bankası faiz indirim döngüsüne devam etmek isteyecektir ama zaman zaman durmak, zaman zaman küçük adımlar atmak zorunda kalabilir.

“Dezenflasyon Programı” olarak adlandırılan programın en önemli ayaklarından biri, güvenin yeniden tesis edilmesi idi. Gerek yerli, gerekse yabancı yatırımcı için son günlerde yaşananlar ne yazık ki; bir kez daha güven kaybına neden oldu. Zor da olsa, yavaş yavaş da işler toparlanıyor derken bir yol kazasını daha kaldıramayız.

Çok dikkatli olunması lazım. Her konuda!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi