Reha Tartıcı
Bir meyhaneden çok daha fazlası
Son KKTC seyahatimde burada yaşayan dostlarım Kıbrıs’a gelip bir meyhaneye gitmeden olmaz dediler. Ve hemen “Ama yerel meyhane” diye de eklemeyi ihmal etmediler. Uzun yıllardır adaya gelirim ama hiç yerel meyhaneye gitmemiştim. “Peki nereye gitmeliyim?” diye sorduğumda pek çok dostum Bizim Meyhane’yi adres gösterdi. Seyahatimin son günü ben de rotamı Lefkoşa’nın Gönyeli bölgesine çevirdim. İki sokağın kesişme noktasında 13 yıldır hizmet veren Bizim Meyhane’deki masama kuruldum. Bizim Meyhane 13 masalık ufak, samimi, salaş ama bir o kadar da keyifli ve lezzetli bir mekan. Menünün çok büyük bir bölümü Kıbrıs’a özgü tatlardan oluşuyor. Duvarlarında KKTC liginde oynayan takımların formaları asılı. Tabii ki duvarda Türk takımlarının formalarından da asılı olanlar var. Ayrıca kafanızı çevirdiğiniz her yerde veciz bir söz ile karşılaşıyorsunuz. Bana artık sayıları iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar azalan klasik İstanbul meyhanelerini hatırlattı.
Meyhanenin sahibi Emir Ali Tatlıdil benim yabancı olduğumu hemen anlayarak yanıma geldi ve “Sadece içeceğinizi sipariş edeceksiniz, gerisi bizde” dedi. Kıbrıs meyhanelerinde adet böyleymiş. Her masa, aynen serpme kahvaltıda olduğu gibi birbirinden lezzetli küçük küçük tabaklarla donatılıyor. Yaklaşık 25 çeşit serpme meze servis ediliyor. Tüm mezeler servis edilince masada sadece kadehleri koyabilecek kadar yer kalıyor. Masa örtüsü neredeyse görülmüyor. Bu kadar çok mezeyi masaya yerleştirmenin de bir matematiği olsa gerek. Bu kadar çok mezenin her birinin tadına baksanız bile doyarsınız ama onlar servise doymuyor. Servis aralıksız olarak ara sıcaklar ve sonrasında ana yemeklerle devam ediyor. Ta ki siz “Dur” diyene kadar. Aslında dur denilmesinden de pek hoşlandıklarını düşünmüyorum. Ama ben o kadar doydum ki söylemek mecburiyetinde kaldım. Masa temizlendikten sonra servis yenileniyor ve Emir Ali Bey’in tabiriyle üçüncü boyuta geçiliyor. Aynen mezelerde olduğu gibi tatlılar da serpme olarak meyve ile birlikte servis ediliyor. Tatlıya çok düşkün olsanız bile hepsini tatmak bence pek mümkün değil.
Eğer KKTC’ye geldiğinizde yerel bir Kıbrıs meyhanesine gitmeye karar verirseniz kesinlikle öğle yemeği yememenizi öneririm.
YEMEDEN ASLA MASADAN KALKMAYIN!
- Samarella (Tuzda kurutulmuş et)
- Garavolli (Salyangoz)
- Gabbar Turşusu (Yaban bitkilerinden yapılan bir turşu)
- Dil söğüş
- Kereviz Turşusu
- Beyin
- Eski Hellim
- Herse (Tavukla yapılıyor ve Keşkeğe çok benziyor)
- Cakistes (Taşla kırılmış zeytin)
- Kaburga (Döş)
- Şeftali Kebabı
- Kleftiko (Hırsız Kebabı - Fırın Kebabı)
- Et Şiş
- Köfte
- Kırbaç Tatlısı
- Gonnara (Yabani Hünnap)
SADECE BURADA YİYEBİLECEĞİNİZ TATLILAR!
- Gabbar Macunu
- Karpuz Kabuğu Macunu
- Kendir Tohumu
KIBRIS MEYHANE KÜLTÜRÜ
Yerel Kıbrıs meyhaneleri Kıbrıslıların en sık gittiği ve en revaçta olan restoranlar olarak popülaritesini yıllardır hiç kaybetmemiş. İlk çıkış noktası kahvehanelermiş. Akşamları cebine kuruyemişini koyan, yanına yiyeceğini alan alıp kahvehaneye gelirmiş. Her gelen yanında getirdiklerini ortaya koyar ve orada bulunanlarla paylaşarak bir sosyalleşme ortamı yaratılırmış. İçkiyi kahveci satarmış ama yanında içkisini getirene de neden getirdin demezlermiş. Yerel meyhanelerin temeli böyle atılmış. Bu nedenle Kıbrıslılar hala meyhaneleri bir sosyalleşme alanı olarak kabul ettikleri için meyhanelerde aileleri, kadınları hatta kadın gruplarını sıklıkla görebilirsiniz. Türkiye’deki meyhanelerden farklı olarak Kıbrıs’ta meze ve yemek siparişi veremiyorsunuz. Mezeler serpme olarak, sıcak mezeler (ara sıcak) ve karışık kebaplar ise sıralı olarak servis ediliyor. Tamamını tatmak belki mümkün ama gelen her şeyi yiyebilmek pek o kadar kolay değil. Yemeğin sonunda yine serpme olarak tatlılar geliyor. Türkiye’deki meyhanelerden bir başka farkı da viski de dahil olmak üzere bir çok içkiyi her meyhanede bulabiliyor olmanız. Bu da tarihsel geçmişinden kaynaklanıyor. Çünkü Kıbrıs’ta rakı pek bilinen bir içki değilmiş. Kıbrıslılar rakı ile 1974 sonrasında haşır neşir olmuşlar ve popülaritesi son 30 yılda iyice artmış. Bu nedenle de 1974 öncesi Kıbrıs meyhanelerinde Kıbrıs Brendisi (Konyağı) içilirmiş. Şimdilerde ağırlıklı olarak rakı ve şarap tüketilse de hala Kıbrıs Brendisi içenlere de rastlamak mümkün.
7 ÖNERİ / 7 yorum
DÜRÜMCÜ EMMİ – SÖĞÜTLÜÇEŞME
Önünde kuyruk gördüğünüzde sakın acaba demeyin çünkü beklediğinize değeceğinden emin olabilirsiniz.
TARİHİ KURU FASULYECİ ALİ BABA – SÜLEYMANİYE
Yıllardır değişmeyen lezzeti ile hala mıknatıs gibi herkesi çekiyor.
KONYALILAR ETLİ EKMEK – KAZASKER
Sadece etli ekmeği değil Konya mutfağından sunduğu tüm yemekleri enfes.
MORGÜL BÜFE – YEŞİLYURT
Döneri ve goralısının İstanbul’un her semtinden müdavimi var.
LİDER PİDE – ÜMRANİYE
Pideleri insana yol değiştirir ama “Kavurmalı Yumurtalı” benim favorim.
LADES RESTAURANT – TAKSİM
1969’dan beri menemeni ve kendine has ritüelleriyle öne çıkıyor.
FEVZİ BABA’NIN YERİ – HALKALI
Avşor Çorbası içmeden ve Bitlis usulü Büryan yemeden ayrılmamalısınız.