Efe Sıvış
Ya adamını ya madamını ya da Tansu Çiller’i bulacaksın!
Yıl 2014. Daire Sanat’tan bir Tansu Çiller portresi satın aldım. Üniversitedeki odamda halen durur. Portreyi görenler hafiften afallar. Ne alaka, tanıyor musun ya da siyasi görüşün yüzünden mi derler? Çiller’in siyasi görüşünün olmadığını bilmezler.
Bu portreyi yapan sanatçı Ardan Özmenoğlu’ydu. Tabloyu neden almıştım? Cevap çok basitti. Hoşuma gitmişti. Param yetse Andy Warhol’un Mao Zedong portresini de alırdım. O zaman da Ethem Sancak gibi Mao’cu mu olacaktım?
Aynı portenin 4 farklı rengi vardı. O dönem Daire Sanat’ın sahibi Selin Söl’e sormuştum: Tansu Çiller’e satmayı denediniz mi? Cevap ilginçti: Sorduk, istemediler!
Varan 1: Koskoca Çiller Ailesi, Türkiye’nin en önemli sanatçılarından birinin kendisi adına yaptığı portrelerden almak için benim kadar para ayıramıyor.
Buraya kadar bir sorun yok. Zorunda mı kardeşim, ilgisini çekmemiş diyebilirsiniz. Bir şey diyemem.
Yıllar sonra öğreniyorum… Bırakın böyle bir sanat eserine para vermeyi, Özer Çiller, toplu ödenen yemeklerden sonra çaktırmadan geri dönüp bırakılan bahşişi garsonun eline geçmeden çabukça cebine atarmış. Nereden öğreniyorum? Cevabı yazının sonunda!
Varan 2: Yıl 2015. Bir doktora dersinde öğrenciyim. Kürsüde Türkiye’nin en yetkin siyaset bilimi profesörlerinden biri var… Columbia, Aarhus, George Washington üniversitelerinde ders vermiş Sabri Sayarı… Dünya malında/makamında gözü olmayan dünya efendisi, çelebi bir adam! Herhangi biri hakkında kötü konuştuğunu asla duymadım. Ders Türk dış politikası… Türk-Yunan ilişkileri, Kardak krizi derken konu dönemin başbakanı Tansu Çiller’e geldi. Sayarı, 70’lerde Boğaziçi’nde hocaydı. Aynı dönemde Tansu Çiller de Boğaziçi’nde ekonomi hocasıydı. Sayarı şöyle devam etti: Bir tane kitap bile yazmadan profesör olmuş, liyakatsiz biridir.
İçimden şöyle düşündüm: Kıskanıyor. Kadın hem dışişleri bakanlığı hem başbakanlık yapmış. Sayarı o görevleri rüyasında bile göremez. Kadın Yeniköy’de yalıda oturuyor. Sayarı, Bağdat Caddesi’nde bir dairede… Çekemiyor.
Varan 3: Yıl 2022. City’s Nişantaşı’nda sinemadaydım. Mülkiye’nin efsane profesörlerinden Hasan Köni’yle karşılaştım. Köni 77 yaşında, halen dinç ve yakışıklı… Nasıl beceriyorsun hocam diye sordum. Şöyle cevap verdi: Bu ülkede ya adamını ya madamını bulacaksın. Bak şurada patlamış mısır alan kadın benim karım. Ben madamımı buldum. Kendisi Donna Karan’ın sahibidir. Bizde para çok. 6 ay Miami’de 6 ay Bodrum’da yaşarız. Para derdi olmayınca insan hırpalanmıyor böyle genç kalıyor. Köni’nin bu laflarına çok güldüm. Fakat karım Donna Karan’ın sahibi deyince pek de ciddiye almadım. Neticede kadın Türk’tü. Atıyor diye düşündüm. Daha sonra hocam Çağrı Erhan’a bu konuyu sordum. Hasan Köni, Çağrı Hoca’nın 90’larda Mülkiye’de hocasıydı. Konuyu bilebilirdi ki nitekim bildi:
Köni doğru söylemiş. Eşi Melek Erman, Donna Karan’ın Türkiye distribütörü… Ama bu ülkede ya adamını ya madamını bulacaksın diye eksik söylemiş. Hem adamını hem madamını bulanlar da var. Mesela Özer Çiller…
Varan 4: Yıl 2023: Milliyet’in eski genel yayın yönetmeni Derya Sazak’la Büyük Kulüp’te yemek yiyoruz. Sazak, Çiller’in resmi Japonya ziyaretinde Enka’nın patronu Şarık Tara’nın düzenlediği yemeği anlattı. 90’lı yıllar… Çiller başbakan. Japonların ünlü Kobe bifteğini yiyecekleri bir restorana gidiyorlar. Tara, Japon şefi çağırtıp şöyle söylüyor: Herkesten önce Özer’i doyur ki başbakana iyi baksın!
İşte bu yaşadıklarım dikkatimi Tansu Çiller’e çekmeyi başardı ve yolum o kitaba çıktı:
Faruk Bildirici - Maskeli Leydi: Tekmili Birden Tansu Çiller.
Çetin Altan’a göre zurnada peşrev olmazdı. Köşe yazılarında olur. Bu yazı da Faruk Bildirici’yle yaptığım milyon dolarlık Çiller sohbetinin peşrevi olsun. Bir sonraki yazıda devam edelim.