Kerem Kırçuval
“UZAKLARDA ARAMA”
Temel hak ve hürriyetlerin oylama konusu yapılamayacağı vurgusu son derece önemli Cumhurbaşkanı’nın.
Başörtüsü, kılık-kıyafet, adı nasıl içinize siniyorsa öyle tanımlayın, yasa, anayasa değişikliği olmaktan da çıkıp bir seçim malzemesine dönüşmesine en üst ağızdan karşı çıkılıyor olması kıymetli.
Çünkü; bu tartışmadan en çok da meselenin mağdurları inciniyor.
Aslında Bay Kemal’in bu konuyu samimi bir dille gündeme getirmesinden sonra, hadise bir tenis maçının son setine döndü. Mesajlar birbirine karıştı. Yükseltilen eller ve eklenen madde sebebiyle çözümden ziyade sorunun devamını isteyen siyaset hatırlandı.
İş o kadar büyüdü ki, Cumhur İttifakı tarafından ısrarla şeytanlaştırılan, HDP’nin de Meclis’te kapısı çalındı. “Çözüm Süreci”nde hatırımıza gelen fotoğraflar verildi.
Düne kadar “HDP eşittir PKK” diyen koro, ahaliye HDP’nin legal bir parti olduğunu, Meclis’te oturum yönettiğini, Hazine’nin siyasi partilere yaptığı yardımdan istifade ettiğini anlatmaya başladı.
Bu işi gerçekten hepimizin ağzını açık bırakacak kadar iyi biliyorlar.
Malum koro, HDP’yi anlatırken de el yükseltti. MHP Grubu’ndan bir gün önce frene acı acı basıldı. Çünkü; Bahçeli’nin ne yapacağı endişeyle beklendi.
Ve fakat, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de HDP ile görüşen, müzakere eden Bay Kemal imiş, kapısını çalan Meral Hanım imiş gibi son derece ağır ifadelerle muhalefete yüklendi.
MHP’ye pek yakın kalemlerin hem yazılarını hem paylaşımlarını takip ettim. Bahçeli’nin HDP konusunda asla görüş değiştirmediğini, bu tavrıyla AK Parti-HDP yakınlaşmasının önüne geçtiğini duyurdular.
İyimser yaklaşımlar ama seçimlere gidilirken Ankara’da özellikle genel merkezlerde kırk tilkinin olduğunu ama kırkının da kuyruğunun birbirine değmediğini göstermesi bakımından ibret verici. Dün, Erdoğan ve Bahçeli’nin sessizce Beştepe’de buluşması da anlamlı.
Bütün bu yaşananlar siyasette büyük bir tıkanma olduğunu ama bu tıkanmanın da ancak ve ancak siyasetin büyük uzlaşmasıyla aşılacağını gösteriyor.
Hak ve özgürlüklerin, ailenin korunmasının, HDP’nin duruma göre legal, oyuna göre illegal ilan edilmediği ortak bir uzlaşmaya…
Türkiye patinajlarla, meselelerini tenis maçına çevirip, çözümsüzlük isteyenlerle zaman yitiriyor.
Samimi, hakiki bir yaklaşım gerekiyor. Üst perdeden, kibirli, kutuplaştıran bir dil yaşadığımız sorunları daha da derinleştiriyor. Yeniden, biz beraber bir ülkeyiz diline, kavgayı değil barışı isteyen, yokluğu değil bereketi gayeleyen, kutlu anlayış aranıyor.
Çok uzaklarda da aramaya gerek yok. Bugün 84. yitirme yıl dönümümüzde bir kez daha saygıyla, minnetle ve özlemle anacağımız Büyük Atatürk’ü hatırlayalım. O’nun devrimciliğini, O’nun halkçılığını, O’nun milliyetçiliğini unutmayalım.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önce çizdiği rotanın bugün yaşadığımız tüm sorunların da çözümü olduğunu artık anlayalım.