Bir futbol sezonu daha bitti. Bu sezon her zamanki sezonlardan çok farklıydı. Virüs nedeniyle tamamı seyircisiz oynanan sezon olarak tarihteki yerini aldı.
Son üç hafta nefes nefese geçti. Epey önde olan Beşiktaş, iki hafta üst üste puan kayıpları yaşayınca, takipçileri Galatasaray ve Fenerbahçe son hafta öncesinde lidere yaklaştı. Böyle olunca da bu hafta sonu oynanan maçların önemi daha da arttı.
Beşiktaş’ın şampiyonluğunu kutluyorum. Galatasaray ve Fenerbahçeliler elbette üzülmüşlerdir. Ama futbol cilveli bir oyun. Seneye daha çok çalışıp, daha çok transfer yapıp, kendilerine şampiyonluk yolunu elbette açabilirler. Gerçi transfer her takım için, bu ekonomik daralmada çok sıkıntı yaratacak. Artık yetiştirici olmanın, kendi öz çocuklarımıza yatırım yapmanın, tesisleşmenin kapıları, belki bu kriz döneminde açılabilir.
ANKARA TAKIMSIZ KALDI
Düşen takımlara baktığımız zaman Denizlispor ile Erzurumspor’un yanına, son iki hafta içerisinde, iki Ankara takımı, Ankaragücü ile Gençlerbirliği’nin de eklendiğini görüyoruz. Başkent Ankara’nın önümüzdeki sezon ligde takımı olmayacak. Gerçekten üzüntü verici. Ankaragücü ve Gençlerbirliği, kötü yönetilmelerinin cezasını çekiyorlar. Ankaragücü lige seyirci faktörü ile yeniden dönebilir ama Gençlerbirliği’nde o faktör de yok.
ŞAMPİYONLUK KUTLAMALARI
Şampiyonun belli olmasından sonra, tüm kısıtlama tedbirlerine rağmen taraftarlar Türkiye’nin her yerinde sokakları doldurdu. Meydanlarda binlerce kişi toplandı. Araba konvoyları yapıldı.
Oysa 3 haftaya yakın bir süredir evdeydik ve kısıtlamaların kalkmasını bekliyorduk. Aramızda, işini kaybeden, işletmesini kapattığı için evine ekmek götüremeyen insanlarımız vardı. Umutlarını, hastalık sayısının düşmesine ve işletmelerini yeniden açmaya bağlamışlardı. Kısıtlamalara takılmayan şampiyonluk kutlamaları ve İsrail protestoları, günlerce iyi niyetle evlerinde bekleşenlerin emeklerini inşallah heba etmez. Haklarının helal edilmesini istenen bu işletme sahipleri, İçişleri Bakanlığının genelgesine rağmen sokakları dolduranlarla yeni sıkıntılar yaşamaz.
ALT LİGLER VE HAKEMLER!
- ve 3. Liglerde, bir üst lige yükselecek takımlar, play-off sistemi ile oynanacak maçlarla belirleniyor. Bu ligleri sezon boyunca, o liglerin klasman hakemleri yönetti ve bu noktaya kadar getirmişti. Ancak görüyoruz ki, play-off maçlarına süper lig hakemleri atanmış. Yani futbol federasyonu, işi buraya kadar getiren alt klasman hakemlerine açıkça güvenmemiş ve devreye en baba hakemlerini sokmuş.
Federasyonun hakemlerine güvenmemesi de işte böyle bir şey. Hakem olarak bir ligi sonuna kadar başarıyla getirirsiniz ama final yönetme şansınız bir anda elinizden alınabilir. Sonra da herkes isyan eder, “alttan genç hakem gelmiyor” diye. Alttan gelecek gençlere güvenmezsen, onları ödüllendirmezsen, vitrine çıkacağı maçı, zaten vitrinde olan hakeme verirsen, elbette elindeki birkaç hakeme muhtaç kalırsın.
