Kerem Kırçuval
SİYASETTE İNCE OPERASYON
Seçimlere iki aydan az bir süre kaldı. Sayılı gün çabuk geçiyor. Yüksek Seçim Kurulu adaylarla meşgul, özellikle de seçmen tarafından aday gösterilenlerle…
Kavga çıkmasın diye toplanması gereken 100 bin imzayı ekrana yansıtıyorlar anlık. “Adam kazandı” temalı seçim sonucu açıklamasıyla tanınan Muharrem İnce önde, yeterli imzayı toplayacak gibi duruyor. Onu Cumhur İttifakı ile seçime girmeyi kabul etmeyen Yeniden Refah Partisi’nin Genel Başkanı Fatih Erbakan izliyor.
Sinan Oğan için de çaba yüksek. Geçen seçim topladığı 100 bin imzanın altında rey alan Doğu Perinçek’in ise zorlandığı görülüyor.
Bunlar demokrasinin nimetleri, kıymetini bilmek lazım.
Aziz mübarek şu günlerde özellikle AK Parti’nin eli kalem tutan, sosyal medyada lafı dinlenen isimlerinin Muharrem İnce konusundaki arzuları göz yaşartıyor. Bakıyorum kimileri neredeyse “Elimiz kırılsaydı da geçen seçim Reis’e oy vermeseydik. Muharrem Bey’in kıymetini bilememişiz. O seçim olmadı bu seçim inşallah.” diyecek kadar teveccüh içinde.
Keyifleri bilir. “Her yere yetişilir, hiçbir yere geç kalınmaz…” der Edip Cansever en nihayetinde.
Yanındakilerden haber geliyor. Özellikle sosyal medyada ‘İnce operasyon’ yürütüldüğü anlaşılmayacak gibi değil. Görülüyor. Görmeyen biri var. “Adam kazandı” diyen.
Yazılarımın birinde yitirdiği seçimin ardından CHP’den ayrılıp parti kurmasına dair, “Bir bölen dahi olamaz” demiştim zat-ı şahaneleri için. Bugün de kanaatim değişmedi.
Siyaset yapmak, makamlara aday olmak demokrasiye inanan herkesin hakkı. Ancak, ben siyasette hırsın, kibrin, intikam alma duygusunun kurbanı çok isim gördüm.
Muharrem İnce, hatalarına yenilerini ekleyerek büyük altın vuruşa doğru ilerliyor. Tayyip Erdoğan karşısında aldığı oyun sadece kendi performansıyla olduğunu sanması, kaybetmesine karşın, kendisini aday gösteren Bay Kemal’den partiyi talep etmesi daha öncekilerdi. Son kongrede yenilmesine rağmen yeniden kurultay demesi, olmayınca CHP’den ayrılıp parti kurması, kendi yoluna döşediği dinamitler değil miydi?
Kendi köyünde bile rakibinden az oy alan Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından köyüne çekilse, sadece köyündeki hemşerilerini ikna için çalışsa, parti olaylarına girmese bugün tablo çok farklı olmaz mıydı?
Bunu göremeyecek kadar ileri görüşlü Muharrem İnce, 20 yıllık iktidarla mücadele etmek dururken, hedefinin muhalefeti kurtarmak olduğunu söylüyor.
CHP’nin içinden geldiğini biliyoruz. Gençlik örgütünde çalıştığını, afişler astığını, duvarlara yazılama yaptığını dinliyoruz. İnce bunları yaparken ki o dönem SHP var idi, Bülent Ecevit’e kendisi de “Bir bölen” neden diyordu?
Zaman zaman genel seçimlerin, kimi zaman da mahalli idarelerde yaşanan hezimetlerin sorumlusu olarak neden DSP görülür, aslan sosyal demokratları iktidara niçin sadece birleşme ve bütünleşme getirecek diye konuşulurdu?
Muharrem İnce bunları unuttuğu gibi söylemleriyle sadece Bay Kemal’den intikam alma hedefinde olduğunu gösteriyor.
Siyaset intikam için yapılmaz.
İntikam için yola çıkanlar da cürmü kadar yer yakar.
İnce’ye çağrım yok, olmaz da. Bildiği yoldan yürüyedursun. Sonucu herkese hayırlı olur. Kızgınlığım, öfkem de yok. CHP’den ayrıldıktan sonra genel merkez yönetimine dair gizemli açıklamaları geliyor akla.
İnce’nin yürüdüğü yolda vatanı muhalefetten kurtarmak kadar gerçekçi olup, kim için bunu yaptığını anlatmasını beklemek, herkesi şeffaf olmaya davet eden birinden duymak en doğal hakkımız.
Buyurunuz Sayın İnce, “Bize kimlerin kimlerle beraber” olduğunu anlatın da dinleyelim, sandığa da öyle gidelim.