Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

SERGEN YALÇIN GERİ DÖNDÜ

İlk 20 dakikada Beşiktaş, futbol denen bu ziyafetin bütün malzemelerini toplamış, gerekli sıcaklığı yaratmış, konforlu bir akşamın gereklerini yerine getirmiş idi.
Konuk Galatasaray geldiği evde aperatifler bunlar ise ana yemekte ne var düşüncesine sağından solundan yediği ataklara bakıyor, ziyafetin keyfini çıkarmak yerine bu güzel daveti bir an önce noktalamak istiyordu.
Futboldan pek anlayan Federasyon’un zorunlu kıldığı oyun düzenine rağmen iki takım da elindekilerini tasarruflu yerleştirmişti sahaya.
Fatih Terim biraz mahcup, Sergen Yalçın ise cüretkardı.
Yumuşak bileklilerden oluşan Beşiktaş, karşısında bulduğu fizik gücü Avrupa Ligi maçına rağmen diri 11’e karşı pek kibardı. Kısa ve tek paslarla buldukları pozisyonları adeta bir derbide değil de haftaya tekrar sözleştikleri arkadaşlarıyla oynayan, halı sahanın da aylık kirasını peşin yatıranlar gibi bir görüntü vardı.
Çünkü iki takımda da bu maçın anlamını, ruhunu bilen az krampon vardı.
Bu kramponların saha içinde aynı formayı ıslattıkları arkadaşlarına uyarısı, tribünlerde en az 40 senedir böyle müsabakaları takip eden güzel insanların nefeslerinden daha etkili değildi.
Ortamı 35’inci dakikada Cıcaldau bozdu.
O ana kadar pozisyon bulamayan Galatasaray, Kerem Aktürkoğlu’nun ısrarıyla uzaktan bir vuruşla meşin yuvarlağı filelerle buluşturmayı başardı.
Hayat genellikle böyledir. Goller genellikle kontradan yenir. Ve hayat pek fena halde futbola benzer.
Beşiktaş’ın gücünün farkına varması uzun sürmedi. Sadece 4 dakika sonra Larin’in kafa vuruşu oyunu yeniden başlattı.
Aslına bakılırsa 3 net gol pozisyonunu yakalayan Kartal, maçın fişini de erken çekebilirdi.
Pjanic’in öldürücü paslarıyla başladı ikinci yarı. Beşiktaş, yine Larin ile ikinci golü buldu. Sonra tuhaf bir paniğe kapıldı. Oysa, Galatasaray açılacak, bu durum beyaz formalılara yepyeni bir fırsatlar yaratacaktı. Galatasaray oyunu gittikçe sertleştiriyor, Sarılılar adeta eksilmek istiyordu.
Devreye girmesi gereken ayaklar, oyunu yönlendirme adına ve inisiyatif kullanmakta pek tedirgindi.
Josef ve Pjanic’in aklı olmasa Beşiktaş toparlanamayabilirdi.
Fatih Terim, Babel ve Halil Dervişoğlu hamleleriyle, “En azından bir puan istiyorum” dedi.
Sergen Yalçın ise takımını bozmayıp “Alabiliyorsan al” diyordu.
Terim’in hamleleri bitmedi. Fakat, Beşiktaş kendi dağınıklığıyla meşgul olduğundan bu hamleleri göremedi bile.
İkinci yarı, ilk yarı neredeyse yoklayamadığı Beşiktaş kalesini daha çok topa tuttu Galatasaray, ama netice alamadı.
Yerdeki eline çarptı 80’inci dakikada Kerem’in şutu Vidan’ın.
Fırat Aydınus, penaltıyı işaret etti. Ama bu işaretin ardından Mostafa Mohamed’in penaltıyı kaçıracağını Beşiktaş’ın kalecisi Ersin’in de maçın adamı olacağını kimse bilmiyordu.
Ama öyle oldu.
Penaltıyı kaçıran Galatasaray baskısını daha da artırdı ve fakat artık çok geçti.
Josef, Pjanic, Necip, Rosier, Larin ekstra oyunlarıyla maçı aldı.
Ve Ersin tarihi kurtarışıyla maçın forması oldu.
Bir süredir iyi oynayan ama sonuç alamayan Beşiktaş hem moral kazandı hem de ilk derbisini kazanarak, şampiyonluğun en iddialı adayı olduğunu gösterdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi