Kadın voleybol milli takımımızın Dünya Şampiyonu olması kesinlikle sürpriz değil. Gelip geçici bir başarı hiç değil. Dünyanın zirvesi, yıllar öncesinden hedeflenmiş bir noktaydı. Hamleler, sabırla ona göre yapıldı. Yetenekli olduğunu çok iyi bildiğimiz kadın sporcular, çok erken yaşlarda yakalandı. Dünyanın en iyi çalıştırıcıları tarafından eğitildi ve bu günlere ulaşıldı. Bu sporcuların yaşları ilerleyince zirveyi kaybederiz diye endişelenmeyin. Yerlerine çok daha iyileri gelecek. Çünkü fabrika harıl harıl çalışıyor.
Fabrika dediğimiz yer Voleybol liseleri. Bundan yaklaşık 20 sene önce ilk adımlar atıldı ve önce Ankara’da bir voleybol lisesi kuruldu. Sanmayın ki bu lisede sabahtan akşama kadar voleybol eğitimi veriliyor. Hayır. Sadece liseye girişte belirli sportif şartlar ve yetenek aranıyor. Lisede, eğitim Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına göre. Ama okul bitiyor. Lisenin hemen yanındaki voleybol salonuna antrenmana geçiliyor.
Size biraz da giderek çoğalan özel yapım voleybol salonlarından söz etmek istiyorum. Özellikle en randımanlı kullanılanı Ankara’da. Voleybol lisesinin içerisinde yer alan bu salonda, Uluslararası maçlar da oynanıyor lig maçları da. 4-5 bin seyirci kapasitesine sahip. Hareketli tribünler uzatılarak, milli maçlar gibi ilgi çeken organizasyonlarda seyirci sayısı arttırılabiliyor. Salonun üst kısmında milli takımın veya kamp yapan sporcuların kalacağı 20 odalı bir otel yer alıyor. Her gün harika yemekler çıkıyor.
Salonun alt kısmında ise ikinci bir antrenman salonu yer alıyor. Bu tesis Ankara’nın göbeğinde, Beşevlerde. Salondan, milli takım sporcusu da yararlanıyor. Voleybol lisesinin karma sınıflarında okuyan erkek ve kız öğrenciler de. Burada herkesin eli voleybol topunda. Milli takımın başında uzun süredir İtalyan antrenör Guidetti vardı. Şimdi yine aynı ülkeden Danielle Santarelli var. İtalyan çalıştırıcıların seçilmesi de sürpriz değil. Çünkü, seçtiğimiz ekol İtalyan ekolü. Guidetti milli takımın başındayken, aynı zamanda Vakıfbank kadın takımını da çalıştırıyordu. Eğer kadro dengesini iyi kurabilse bu başarı çok daha erken gelebilir ve şampiyonluk ona nasip olabilirdi.
Milli takımda Kaptan Eda ve liberomuz Gizem Özge uzun yıllardan beri oynuyor. Türk duvarı Zehra’yı da çok iyi biliyoruz, Cansu Özbay’ı da Ebrar Karakurt’u da, Hande Baladın’ı da Elif Şahin’i de. Ve artık Derya Cebecioğlu, Saliha Şahin ile İlkim Aydın’ı da. Melisa Vargas da kesinlikle devşirme değil. 14 yaşından beri Türkiye’de ve anlattığım bu sistemin içinden yetişen müthiş bir yetenek.
Eda ile Gizem’i kenara aldığımızda, saydığım diğer tüm oyuncuların yaş ortalaması 22’yi geçmez. Ebrar 16 yaşında milli takımda oynamaya başladı. Bu sene milli takımda kadroya giren İlkim Aydın ve Derya Cebeci’yi düne kadar voleybolun içinde olmayan çoğu kimse tanımıyordu.
İşte böyle bir potansiyelimiz var. Atılan tohumlar, alttan yeni isimler daha 18 yaşına gelmeden milli takımda parlamaya başladı bile. Bu temeller üzerine kurulu Türk voleybolu erkekler düzeyinde de süper işler yapmaya başladı. Çok samimi söylüyorum. Yakında Dünya voleybolu bizden sorulacak..
