Mert Yılmaz
Merkez 2024’ü Kapattı
Ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı dün yapıldı ve Kurul, piyasa beklentilerine paralel olarak faiz oranlarını değiştirmeyerek, politika faizini yüzde 50’de sabit bıraktı. Dünkü kararla birlikte Merkez Bankası art arda yedinci toplantıda da faizi değiştirmedi.
Aslına bakacak olursak bu toplantı ile ilgili uzun zamandır bir beklenti ya da heyecan yoktu. “Acaba Kasım ayı toplantısı ile birlikte faiz indirimlerine başlanır mı?” sorusu tartışılıyordu ki; yüzde 2,97 ile piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde gelen Eylül ayı enflasyon verisi Kasım toplantısına ilişkin beklentilerin de rafa kalkmasını sağladı. Kasım toplantısında faiz indirimini rafa kaldıran piyasa “Acaba Aralık’ta bir adım gelir mi?” sorusunu düşünürken dünkü metindeki ifadeler sonrasında şahsi fikrim 2024 yılının yüzde 50 faiz ile kapatılacağı, ilk faiz indiriminin en erken 2025 Ocak’a kaldığı yönünde.
Beklentilerimi en erken 2025 Ocak ayına ertelememin altında yatan ana neden, metinde yer alan iki cümlede saklı. Hangi cümleler bunlar; “Enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizlik ise son dönemdeki veri akışı ile artmıştır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetmiştir” cümleleri.
EKONOMİNİN OLMAZSA OLMAZI…
Madem PPK toplantıları ile ilgili heyecanlı bekleyiş yeni yıla kaldı başka bir konuya değinmek istiyorum. Güven, bir ekonominin olmazsa olmazıdır. Yakın zamanda yaşanmış üç ayrı olayı hatırlatayım. Birincisi; borsa ve kripto varlıklarda vergi konusu. Önce “vergi alınacak” dendi, sonrasında “alınacak ama hemen değil ertelendi” dendi, en sonunda da “vergi alınması gündemde değil” dendi. İkincisi; “tasarruf tedbirleri çerçevesinde memurlara tanınan servis hakkı kaldırılacak” dendi, sonrasında geri adım atıldı, “memurlar servis kullanmaya devam edecekler” açıklaması yapıldı. Üçüncüsü ve en tazesi ise kredi kartı limiti 100 bin TL ve üzerinde olan vatandaşlardan savunma sanayiine aktarılmak üzere alınması planlanan ve gelen tepkiler sonrasında önce Ocak ayına ertelenen yazıyı yazarken de tamamen gündemden kalktığı dile getirilen 750 TL konusu. Üç başlık da birbirinden bağımsız gibi görünse de üçü de birbiri ile alakalı. Detaylıca çalışılmadan, etki analizi yapılmadan, sosyal boyutu derinlemesine incelenmeden gündeme getirilen ve gelen tepkilere göre ya geri adım atılan ya tam yol ileri denen konular güven sarsıcı adımlar oluyor.
Mikro tarafta bile böylesine panik havası estiren adımlar atılıyorsa makro tarafta işleri yönetmek daha zor düşüncesi ve atılan bu adımların yarattığı haklı algı önümüzdeki engelleri aşabilme becerimizi, kapasitemizi ve motivasyonumuzu düşürüyor. Kredi kartlarından alınması planlanan 750 TL konusu ise zaten başlı başına garabet(ti). Neresinden tutsan elinde kalan bir konu. Yanlıştan dönülmüş olması da iyi. Zaten çarşamba günü bu köşede sevgili Mine Uzun şahane bir yazı ile konu ile ilgili söylenebilecek her şeyi kaleme almıştı. Konu kapansa da okumanızı tavsiye ederim.