Uzun bir milli aradan sonra derbili bir hafta ile start aldı Süper Lig.
Galatasaray’ın futbol olarak 10 kişilik rakibine üstünlük kuramadığı ancak buna karşın skoru ve 3 puanı alabildiği bir derbi izledik.
Montella’nın gelişinden sonra, sıkıcı geçen aralar kısmen heyecana dönüşse de çoğunlukla sıkıcıdır bu tarz aralar sporseverler için.
Aslında sadece sporseverler için değil futbolcular için de benzerdir durum.
Tatilden dönüp mental olarak işe başlayamayan, mesaiye uyum sağlayamayan çalışanlar gibidir futbolcular.
Galatasaraylı futbolcular için bir de 3 gün sonra oynanacak Bayern Münih maçı olunca bu konsantrasyon eksikliği hat safhaya ulaştı.
Icardi’nin bireysel performansı ve mücadelesi ile golü erken bulan Galatasaray, rakibinin 10 kişi kalmasından sonra farka gidebilirdi.
Tarihi bir derbi skoru oluşabilecek maçta, ne yaptığını bilmeyen, orta sahada pas yapamayan, oyun boyunu kısaltamayan, üçüncü bölgede çoğalamayan, bloklar arasında bağlantı kuramayan bir Galatasaray izledik.
İkinci yarıda Okan Buruk’tan orta sahaya müdahale bekliyordum. Hatta 10 kişi kalan rakibi karşısında taktiksel bir değişikliğe de gidebilirdi Buruk.
Taktiksel bir değişiklik olmadığı gibi oyuncu değişikliği de yapmadı Okan Hoca.
Bu oyunu okuyamama Galatasaray’a pahalıya patladı ve Galatasaray ikinci yarıda oyun üstünlüğünü 10 kişi kalan rakibine bırakarak, farka gidebileceği maçta rakibini oyuna ortak etti.
10 kişi oynayan sanki Beşiktaş değil de Galatasaray’dı!
Rakip hata yapıp penaltıya sebebiyet vermese belki de Galatasaray sahadan beraberlikle ayrılacaktı!
“Derbilerin favorisi olmaz” klişesi futbolda sıkça dile getirilir.
İyi oynarsınız kazanamazsınız.
Çok gol kaçırırsınız.
Top sizi sevmez vs...
Hepsi futbolun içerisinde var ama 10 kişi oynayan rakibinize karşı evinizde oyun üstünlüğünü almanız lazım!
Galatasaray’ın ve Okan Buruk’un tek şansı Beşiktaş’ın eski günlerinden çok uzak oluşuydu!
İyi bir Beşiktaş, geçen sene eksik kaldığı Kadıköy deplasmanında aldığı sonucu alabilir Galatasaray’ı 10 kişi ile yenebilirdi.
ERDEN TİMUR’UN AÇIKLAMALARI
Derbiden önce Galatasaray Yönetim Kurulu Başkanvekili Erden Timur, çıktığı bir televizyon yayınında geçen sezon yaşanan olaylarla ilgili önemli iddialarda bulundu.
MHK Başkanı Lale Orta’nın VAR odasından görüntü alıp bunu Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a gönderdiğini iddia etti.
Hatta daha önemli iddialarda bulunarak, bazı medya oluşumları ile kulüplerin bağlantılı organize bir birliktelik içerisinde bulunduğunu, bazı hakemlerin yöneticiler ve kulüplerle ilişlerinin bulunduğunu ifade etti.
Türkiye Futbol Federasyonu’na, kulüplere ve Cumhuriyet Savcılığına futbolda derin çaplı bir soruşturma çağrısında bulunarak, kendisinin ve kulübünün de bu soruşturma sürecine dahil edilmesini istedi.
Bence çok önemli tarihi bir çağrıydı bu!
Hatta Galatasaray kulübünün resmî yazışma ve taleple, kulüpleri ve TFF’yi bu soruşturma sürecine davet edeceği yönünde aldığım duyumlar var.
Ben -yıllar yılı sistemden ve hakemlerden şikayet eden- kulüpler başta olmak üzere tüm spor kamuoyunu bu çağrıya destek vermeye davet ediyorum.
Temiz futbol isteyen herkes her türlü soruşturmayı ve incelemeyi istemeli, bu çağrılara destek vermelidir!
Umarım bu iş bazı konularda mağdur edebiyatı yapıp, o konuda inceleme ve soruşturma taleplerini oy çokluğu ile reddeden siyasi partilerin tutumuna dönüşmez!
