Abdullah Biricik
Galatasaray’ı Kenetlemeyin!
Galatasaray’a oyun olarak kötü başlayıp toparladığı sezonda, Okan Buruk’un gereksiz bir rotasyon ile kabusa çevirdiği süreçte milli ara ilaç gibi geldi. Sarı kırmızlılar zinde, dinamik, herşeyden öte ideal kadrosuyla tüm kabus sürecini unutturacak şekilde geri döndü. Mükemmel oynadı. Sahanın her bölgesinde yüksek tempo fotoğrafı çektirdi oyuncular. Deplasmanda iç saha özgüveni ve cesareti ile oynadı. Bu oyunun karşılığını da 3-0’lık net bir skorla aldı.
Sallai beklediğimin çok üstünde bir oyun ortaya koydu. Eğer her maçta bu oyununu oynarsa Galatasaray’a inanılmaz katkılar sunar. 2 gol atan Icardi çıktı yerine (biri ofsayttan iptal edilen) 2 gol atan Osimhen girdi. Süper Lig standartlarının çok üstünde 2 forvet. Böyle bir lüks Avrupa liglerinde dahi hiçbir takımda yok! Gabriel Sara ve Yunus Akgün arkadaşlarına oranla biraz tutuktu sadece.
Maçtan, oynanan oyundan, Galatasaray’ın geri dönüşünden ve galibiyetten öte iki detay maçtan daha önemliydi. Birincisi Fenerbahçe maçlarına atanması yasak olan Ali Şansalan’ın kötü ve yetersiz yönetimiydi. Galatasaray’a verdiği, Antalyaspor’a vermediği kartlar! Faullerindeki standartsızlık! Çalmadığı penaltı! 2.20 gol beklentisi oluşturup rakip ceza sahasında 36 kez topla buluşan bir takıma verdiği 4 sarı kart inanılır gibi değildi! Premier Lig’de rakibini durdurmaya çalışan takımların bile görmediği bir kart oranıydı bu.
Hakemin bu tutumunu ben kötü ve yetersiz bir yönetim olarak değerlendiriyorum ancak VAR hakeminin de kırmızı kart ve penaltılık pozisyonlarda sessiz kalması, Osimhen’in tüm dünya liglerinde jenerik olarak izletilecek golünü 1,5 dakika izlemesi, kafada farklı soru işaretleri oluşturuyor. Zira VAR’da ofsayt çizgisi 3 ila 8 saniye içerisinde çiziliyor.
Icardi’nin penaltı, Güray Vural’ın kırmızı kartlık müdahalesini görmezden gelen VAR hakemi Buğra Taşkınsoy, Osimhen’in rövaşata golünde 1,5 dakika boyunca neyi inceledi?
Bir diğer önemli detay ise Antalyaspor’un zeminiydi. Antalya’ya iklimi konaklama popülasyonu ve pürüzsüz zeminleri nedeniyle dünyanın dört bir yanından takımlar kamp yapmaya geliyor. O kadar iğrenç bir zemin vardı ki futbolcuların sakatlanmaması imkansız gibi bir şeydi. Nitekim Galatasaray’dan Jakobs, Antalyaspor’dan da Mert Yılmaz, henüz maçın ilk yarısında topsuz alanda sakatlanarak oyundan alındı. Sivas, Yozgat veya Erzurum olsa anlarım da Antalya’da nasıl böyle bir zemin olur? Türkiye Futbol Federasyonu böyle bir zeminde futbol oynanmasına nasıl müsaade eder?
Gerçi pardon!
Tüm taraftarların futbolda devrim beklediği TFF başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, ekranlarda Okan Buruk’un nasıl cezalandırılması gerektiğini anlatmak ile meşguldü. Ali Şansalan’lar kafasına göre futbolu katlededursun, maçlar patates tarlalarında oynanadursun biz bu meşguliyeti hiç bozmayalım. Son olarak futbola müdahale etmek isteyenlere naçizane bir tavsiye; Galatasaray’a karşı vereceğiniz her yanlış karar Galatasaray’ı daha çok kenetler!
Kenetlenmiş Galatasaray’ı yenmek ise çok zordur!