22.07.2021
Transfer sezonları, bence ülkemizde futbol dünyamızın en ilginç ve unutulmaz dönemini oluşturuyor. O kadar enteresan gelişmeler oluyor ki, bu heyecanı, coşkuyu bol gollü geçen bir maçta bile yaşayamazsınız.
Bol sıfırlı dolarlar havada uçuşurken, transfer edilecek yabancı futbolcular neredeyse Maradona ile kıyaslanıyor, gazeteler, milyon dolarlar ödenen oyuncunun takıma sağlayacağı katkıları, taraftarların ağzını sulandırarak yazıyor. Öylesine abartılar yapılıyor ki, sanırsınız bu oyuncu, kendi attığı kornere yetişecek, kafayı vurup gol yapacak.
Oyuncunun teknik özellikleri, gol sezgisi, çalım gücü, bire birdeki başarısı, top çalmadaki ustalığı, adamlığı, sevgilisinin güzelliği, karşılamadaki coşku, oturacağı villanın konumu gibi haberler, transfer sırasında gazetelerde tam sayfa yer alıyor. Her gazete ayrı ayrı methiyeler düzerken, bu methiyelerin yer aldığı sayfalar okuyucuya sunuluyor. Bu haberler o kadar çok ki, sayfalar, yan yana gelebilse, boğaza 6 şeritli yeni köprü bile olabilir.
Bu kadar abartı, övgü, sevgi, kucaklama, bağıra basma nereye kadar biliyor musunuz? Maçlar başlayana kadar.
Övgüler düzülen oyuncunun, aslında artık yaşlandığı veya ağır bir sakatlık geçirdiği için Türkiye’ye geldiği, bu nedenle onun performansının hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağı, kendi kornerine kafa atmasının zaten hayal olduğu, sahadaki gerçek oyunda ortaya çıkıyor.
Taraftar hayal kırıklığı yaşarken, kulübün ödediği milyon dolarlar da bu arada havaya uçuyor.
Sonra ikinci aşamaya geçiliyor. Zararın neresinden dönülürse kardır denilerek, bu oyuncular başka takımlara transfer edilmeye ve zarardan dönülmeye çalışılıyor. O zaman da görülüyor ki, oyuncunun gerçek değeri, onan ödenen o büyük paraların dörtte biri bile değil.
Bu nedenle Türkiye, çoğu oyuncuların son günlerini geçirdiği ve aldığı yüksek bedeller ile adeta emeklilik yıllarını garanti altına aldıkları ülke oluyor. Yabancı oyuncular, Türkiye’de transfer oldukları kulüpleri, çoğunlukla son takımları olarak görüyorlar.
Dün yayınlanan Gazete Pencere’de küçük bir haber gördüm. İnanıyorum ki, bu haber ana akım birçok gazetede yoktur. “DÖRT YOLCU VAR” başlığını taşıyan haberde, Galatasaray kulübünün revizyona hazırlandığı, yüksek maaş alan ama aynı oranda verim alınamayan, toplamda yıllık 14 milyon Euro maaş ödediği 4 futbolcusuyla yollarını ayıracağı yazıyordu. Bu oyuncuların isimleri Falcao, Feghouli, Babel ve Diange olarak sıralanmıştı.
Haberi okurken aklıma, Falcao, Feghouli, Babel ve Diange transfer edilirken, gazetelerde yazılan sayfa sayfa övgüler geldi.
Neredeyse, kendi ortaladığı topa, koşup kafa vurduğu anlatılan, gelmeden haklarında destanlar düzülen oyuncular, bugün iki satırlık bir haberler gönderiliyordu. Üstelik yeni transferlerden ise yine kendi kornerine kafa atan oyuncular olarak bahsedilirken.
İki satırlık bu haber aslında futbolumuzun halini anlatıyor.
Ama anlayana. Daha doğrusu anlayabilene.
