Gözler Altınordu ile Altay arasında Çarşamba günü oynanacak sezonun son final maçında.
Diğer taraftan transfer sezonu yaklaşıyor. Yine birçok yabancı oyuncunun isimleri havalarda uçuşacak. Günlerce okuyacağız, dinleyeceğiz, o gelecek, bu gidecek diye.
Bilir misiniz, spor gazetelerinin tirajları, maçların en çekişmeli olduğu günlerde değil, maçların oynanmadığı bu yaz döneminde artar. Gazeteleri yönetenler bu tiraj artışının nedenini çok iyi bilirler. Ha bire (doğru/yanlış) transfer haberleri yazarlar. Eğer yazdıkları onlarca isimden, bir veya ikisi gelirse, “biz demiştik” manşetleri atarlar.
Taraftar, maçların olmadığı bu dönemde niye spor gazetelerine daha fazla ilgi duyar? Başlı başına araştırma konusu olabilir. Bana göre, bunun bir tek nedeni var. Taraftara göre, asıl güç gösterisi, asıl yarış transfer dönemindedir. Kulübün başkanı en olmadık oyuncuya en fazla parayı veriyorsa bu, taraftarın gururlanma nedenidir. Arkadaşları arasında böbürlenme sebebidir. Diğer takımın taraftarlarını kızdırmanın en kolay yoludur. Çünkü biz, maçların sonuçlarının yanı sıra, kulüp başkanlarının harcayacağı para miktarında da rakiplerimizi yenmek isteriz.
Bir kulüp başkanı, örneğin Mustafa Cengiz çıkıp da, “Paramızı dikkatli kullanmalıyız, onun için fazla transfer yapmayacağız” derse, o başkan taraftar nezdinde o gün orada bitmiştir. Bu nedenle hiçbir kulüp başkanı, transferde ayağını yorganına göre uzatamaz. Kulübün gelir gider dengesine bakarak, bütçesini sarsmadan alışveriş yapamaz. Pahalı yabancıya yönelmenin iki nedeninden birisi taraftar, diğeri ise yetiştirmeden, hazır oyuncu hedefleyen teknik direktördür.
Taraftar, kulübün bankadan çektiği kredi ile transfer yapmasından, kulübün batacak olmasından rahatsız olmaz. Kulübün kasasından, örneğin Gagamel Falcao’ya 15 milyon Euro ödeniyor olması, tuttuğu takımın itibarıdır. O oyuncu oynamasa da, sakatlıktan kurtulup sahaya çıkmasa da, umutlarını hemen tüketmez. Ama sezon sonunda yaşanan hüsran ile beraber, sakat Falcao’nun yok paraya satılması ve yerine çok paraya daha iyisinin alınması için kampanya başlatır.
Kulüp yöneticileri değişir ama bu anlayış değişmez, dolayısıyla bütün kulüplerimiz transfer şirinlikleri için ödeyemeyeceği borçların altına girer.
HAZIRA ALIŞMIŞIZ
Oysa bu milyarlık futbolculara ödedikleri bedellerin belki de yüzde 10’unu alt yapı yetiştiriciliğine ayırsalar, bu ülkeden de ne yetenekler yetişecek. Ama o zaman, transferde kulüpler nasıl birbirleri ile yarışacaklar? Nasıl birbirlerini aşağılayacaklar?
Örneğin, Galatasaray hafta sonunda defans oyuncusu Markao ile 3 yıllık anlaşma imzaladı. Üç yıl boyunca, tokat attığı arkadaşı ile aynı takımda oynayacak. Galatasaray’ın, ümit milli takımı ile bu yıl içinde oynadığı hazırlık maçında, Markao’nun, ümit milli takımın santrforu Halil Dervişoğlu’na tokat attığını ve bu yüzden milli takım sorumlusu Tolunay Kafkas’ın takımını sahadan çektiği pek bilinmez. Halil Dervişoğlu, birkaç gün sonra ara transferde Galatasaray’ın oyuncusu oldu. Ümit milli takım oyuncusuna tokat atma cesaretini kendinde gören Markao’ya en güzel cevabı aynı kulübe gelerek verdi Halil Dervişoğlu. Bana göre, kısa zamanda Markao’dan da daha değerli olacak. Ama biz, Türk oyunculara değer verdiğimiz sürece.
İŞLERİ ÇOK DAHA ZOR
Ankaragücü, Gençlerbirliği, Denizlispor ve Erzurumspor kötü yönetildikleri için ligden düştüler. Yabancı oyunculara harcadıkları onca para, bu takımları kurtarmadı. Bu dört takım, ligden düştükleri gibi, mali anlamda da daha büyük sıkıntılar yaşayacaklar. Ellerindeki 18 yabancı oyuncudan kurtulmak için, dünyalar ödedikleri oyuncuların ellerini kollarını sallayarak gitmelerine seyirci kalacaklar. Giderken bir miktar alacağı kalan yabancı oyuncu olursa, onların uluslararası spor mahkemesindeki alacak verecek davaları ile uğraşacaklar. Ligde kalanlar sevinmesin. Onların sonları da birkaç yıl içinde, bu sene düşen takımlardan farklı olmayacak.
İşte onun için, son final öncesi ille de Altınordu diyorum.
Altay’ı da çok sevmeme ve geçmişine saygı duymama rağmen, 26 Mart’ta oynanacak finalde, tüm takımlara ibret olsun diye, herkese örnek olsun diye tamamı Türk oyunculardan kurulu Altınordu’nun süper lige yükselmesini istiyorum.
