İki takımın başındakiler de sahadakiler de birbirini çok iyi tanıyordu zaten.
Okan Buruk, 2004 senesinde İnter’de top oynadıktan sonra Beşiktaş’a transfer olmuş iki sene forma giymiş sonra Galatarasay’a geri dönmüştü. Beşiktaş ile bir Türkiye Kupası’nı kaldırma şerefi yaşamıştı.
Burak Yılmaz ise Antalyaspor’da profesyonel olduktan sonra Beşiktaş’a gelmiş 2012 yılında Galatasaray’a gitmiş orada tam dört sene forma terletmişti. Hatta iki kez de şampiyonluk yaşamıştı.
Burak Yılmaz’ın ilk derbisinde kadroda hem zorunluluk, Salih Uçan sakattı, hem de tercihleri dikkat çekiciydi. Kaleye Mert Günok geri döndü evet ama Tayfur’a ilk 11’de yer vermesi maç öncesi Okan Buruk’un da dikkatini çekti, “Orta saha çok hareketli olacak” dedi. Masuaku yerine Bakhtiyor Zaynutdivov’u sahaya sürmesi de dikkat çekiciydi.
Galatasaray’a bakınca, Kaan ile birlikte ideal 11’i ile sahadaydı.
Süper Lig’de son mağlubiyetini geçtiğimiz sezon Beşiktaş’tan almıştı Galatasaray. O günden beri yenilmiyor. Ve özellikle sahasında son 20 maçtır yenilmiyordu sarı kırmızılı takım. Siyah beyazlılar ise deplasmanda 6 maçtır galip gelemiyordu.
Maç öncesi Federasyon, yaptı yapacağını yine. Beşiktaş düşmanlığını açıktan yapan Futbol Federasyonu yönetimi, müsabakayı yönetecek hakem konusunda Galatasaray yöneticilerinin Fenerbahçe yönetimiyle yaptığı sözde tartışmadan pek etkilenmiş göründü.
Müsabaka öncesi statta Cumhuriyet’in 100. yılı nedeniyle hazırlanan koreografi gerçekten muhteşemdi, olağanüstüydü. Galatasaray’ı yürekten kutluyorum. Tüylerimiz diken diken izledik. Evet ilelebet Cumhuriyet ve ilelebet Atatürk. Rahmetle saygı ve minnetle.
İlk dakikalar iki takımın da birbirini tartmak, maça ağırlığı koymak gibi zaman kaybı adımlarla uğraşmayacağını gösterdi. Özellikle Beşiktaş, hücum ve önde basma kararlılığını gösterdi. Ancak ilk tehlikeli atağı Galatasaray yaptı. Angelino’nun vuruşu çizgiden çıkarıldı. Beşiktaş’ın bu atağa yanıt veren topu ise önce direkte sonra Muslera’nın ellerinde kornere çelindi. Orta şut karışımının adı Bakhtiyor Zaynutdivov’du.
İki takım da üst perde başlayınca oyun lüzumsuz faullerle kesildi. Bu, 17 dakikada Beşiktaş aleyhine iki sarı Galatasaray’a bir sarı kart olarak döndü. Ghezzal’ın serbest atışına Tayfur’un dokunamaması ve direkte patlaması da bu dakikada yaşandı.
Icardi 23’te yapamadığını, 26’da yaptı. Beşiktaş defansının topu çıkarmadaki beceriksizliğinden ustaca faydalandı, takımını öne geçirdi. Hemen iki dakika sonrasında yine Icardi’nin pozisyonunda Mert Günok golü çıkardı. Ama devreye Futbol Federasyonu ve maçı yöneten orta hakem Halil Umut Meler girdi. Bitmiş pozisyon VAR’a kadar gitti. Mert’e kırmızı kart çıktı. Beşiktaş 10 kişi kaldı, Rashica oyundan alındı Ersin devreye girdi. Mert futbol yaşamında ilk kez kırmızı kart gördü bu arada.
Beşiktaş Başkanı’nın maçın hakemiyle ilgili değerlendirmesini yazının başında hatırlatmıştım. Daha ilk 30 dakikada sonuç aldı federasyon ve onun hakemi.
VAR protokolü ihlal edildi. Maç doğrandı. Bir istatistik paylaşalım. Halil Umut Meler ve VAR'daki Abdülkadir Bitigen ile Galatasaray 2 senedir kaybetmiyor. Güzel değil mi?
Sahada 11 Galatasaraylı topçu, 4’ü hakem statta, biri VAR’da, bir de Federasyon Başkanı karşısında 17’ye karşı 10 Beşiktaşlı futbolcu vardı artık.
Maçın tadı kaçtı.
Beşiktaş Başkanı, kendi stadyumunda parmak sallamaya gereken cevabı vermezsen o parmağı sallayan Federasyon Başkanı da işte bu kadar açıkça kıyıma, fütursuzluğa gider.
İkinci yarı, orta oyununun garantiye alınması gerekiyordu. Beşiktaş’ın düdük astırması gereken orta hakem bir de penaltı icat etti. Komik olan işlediği suçlara hep kameraları, VAR’ı dahil etmesiydi ama ne olduysa bu kadar da olmaz denildi ki penaltı kararı iptal edildi. Dakika 63 idi.
30. dakikadan itibaren federasyon kararıyla 10 kişi oynayan Beşiktaş, Rosier’in müthiş koşu ve asisti ile Chamberlain’in usta vuruşuyla beraberliği yakaladı. Tertemiz gol için VAR incelemesi yapılamadı.
Ama dururlar mı? Bir penaltı daha icat ettiler. Maçı 2-1’e getirdiler.
50 bin 429 kişi statta izledi bu cinayeti. Halit Umut Meler, Federasyon Başkanı yönetimi evine mutlu döndü.
Futbol, sadece futbol değildir ama güzellikler, masumiyet, şeref, haysiyet bir cinayete kurban gider.
Dün gece bir cinayet yaşandı.
