Galatasaray’ın Barselona ve Beşiktaş karşısında böyle oynayacağını yıkık dökük kadrosuna rağmen Fatih Terim hayal edebilse istifa etmezdi. Sarı kırmızılıların iki müsabakadaki iştahlı oyunu Terim efsanesini de bitirir, “Bir daha seçilemez” denen kulüp yönetimini de yeniden seçtirir.
Hevesli başlayan Beşiktaş’a daha hevesli bir yanıt vererek başlayınca Galatasaray, bir adım öne geçti ve golü erken buldu. Beşiktaş’ın öteden beri nasipsiz ileri uç vuruşları tribünleri susturamayınca, o tribünler Cim Bom’u bir adım öne geçirdi. Berbat savunması adam tutmaya, birbirini anlamayan orta sahası top yapmaya, sürekli değişen ileri ucu gol aramaya başladı.
İleri uç derken Kerem’i, adaşımı kenara ayırayım. Büyük topçu, samimi krampon. Maçın kaderini belirledi.
Atilla Karaoğlan’ın yardımını yazsam “Bırak ya” dersiniz de öyle değil. Sahiden de Beşiktaş düşmanı hakemler yine iş başındaydı dün gece. Olmayan kanaatlerini otomatik kullandılar. Tabii aleyhte.
Beşiktaş, 2-0 geriye düştükten sonra bu ligde pek görülmeyen bir tepki verdi. Kadroya yanlışlıkla yazıldığına inanılan Kenan Karaman ve hakkını arayan Güven kenara çekildiğinde dakikalar 38 idi. Batshuayi ve Larin sahaya sürüldü.
Ve ne yazık ne faulleri verildi ne penaltıları çalındı Beşiktaş’ın. Rakibineyse her şey serbestti dün gece. Beşiktaş’ın oyuncu değişikliği oyun sistemiyle birleşmeyince ilk yarı sonuçsuzdu.
Soyunma odasına gidilirken Beşiktaş’ın da bu büyük takıma gönül verenlerin de dilinde, “MHK değişir, federasyon değişir, düşmanlık değişmez, bu hayat Beşiktaş’a kurulu bir düzendir, eninde sonunda yıkılacak” sözleri yükseliyordu.
İkinci yarı üstünü başını yenilemiş Beşiktaş geri dönüş için biraz daha hareketliydi. Ancak Galatasaray iyi çalışmış rakibine. 20 senedir ligin ikinci yarısında Beşiktaş’ı bu deplasmana gönderenler de. Utanmaz bu kadro emekli de olamıyor. İstatistikler itiraz ediyor, bilim dert ediyor, bunlar haram yemeye doyamıyor.
Ancak Galatasaray, Barselona moralini iyi taşıdı. Kendine geldi. Beşiktaş’ın kritik ayaklarını tek tek kilitleyen Galatasaray, zamanı da iyi kullanarak, maçı istediği yere getirdi.
Rıdvan 78’de oyuna girdi. Ah be canım Rıdvan. 85’te “Arkadaşlar bir durun ya” dedi ve umut verdi.
Ancak olmadı. Çünkü orta düdük iki penaltıyı daha çalmadı. Beşiktaş mağlubiyetle ayrıldı TOKİ stadından.
TOKİ stadı eyyamcılığa çok ev sahipliği yaptı. Kaç düdük astırmak istedi. Ama bu Karaoğlan’ı severler artık. Sevsinler Fatih Terim’i de artık geri çağırsınlar.
Beşiktaş mağlubiyeti hak etmedi, Galatasaray da galibiyeti.
Ucuz bir roman yeniden yazıldı sadece.
