Merkez Bankası daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi faiz oranını kademeli şekilde artıracağını beyan ederek %15’e çıkardı. Bazı analistler ve uluslararası finans kuruluşları beklenti çıtasını çok fazla yükselttikleri için piyasanın tepkisi çok sert oldu. Döviz kurları hızla yükseldi.
Ben kendi adıma Merkez Bankası’nın doğru yolda olduğuna inanıyorum. Çünkü kendisinden beklenen “önden yüklemeli faiz artışını” yapmış olsaydı, büyük ihtimalle 2023 yılının büyüme hızını kaybetmiş olacaktık. Ayrıca kamu borcunun finansmanı oldukça maliyetli hale gelecekti.
Ancak küçük bir sorunumuz var.
Bankaların elindeki düşük faizli devlet tahvillerini Merkez Bankası’nın satın alması ve bunun karşılığında enflasyona endeksli tahviller vermesi beklenirken, beklenenden daha düşük bir faiz artışı, bu operasyonun şu an için gerçekleşmeyeceğini bizlere gösteriyor. Faizler yükseldikçe söz konusu tahvillerin piyasa değeri düşeceği için, BDDK’nın gevşettiği kurallar yurt dışında geçerli olmadığından dolayı, bankaların kredi derecelendirme notları düşebilir.
Bu durumun nasıl çözüleceğini merakla bekliyorum.
Diğer taraftan Merkez Bankası’nın “Parasal sıkılaştırma süreci başlamıştır” anlamına gelen açıklamasının, Mehmet Şimşek'in yurt dışından yaptığı açıklamaların piyasalar tarafından satın alınmadığını gördük.
Hep söylediğim gibi artık kimse sözlere itimat etmiyor doğrudan icraata bakıyor.
Yeni ekonomik programın bayramdan önce açıklanması bu açıdan isabetli olurdu ancak herhangi bir hareketlenme yok bu konuda.
Anlaşılan bayram tatili sayesinde nispeten sakin kalacak piyasaları 3 Temmuz’dan itibaren sıcak günler bekliyor.