Ümit Sezgin
BU SEZON DA BİTTİ, ŞÜKÜRLER OLSUN…
Ataşehir’in Sarı Lacivertlileri tüm eksiklere rağmen potada adeta onur mücadelesi vererek harikalar yaratıyor. Kadıköy’ün Sarı Lacivertlileri ise tribünleri futboldan soğutacak kadar kötü oynamayı başarıyor. Tamam futbol takımında eksik çok, o yok, bu yok? İyi de basket takımında da o yok, bu yok, hatta şu da yok, falan sakat, filan daha da sakat. Ama bunca yoka rağmen parkeye çıkanlarda yürek var, inanç var.
Elbette bu durumda Saraçoğlu tribünlerinin boş kalmasına şaşmamak lazım. Belki de tribün muhaliflerinden İbrahim Can’ın geçen hafta yazdığı protesto önerisine uymuştur taraftarlar ya da tribünlerin umutsuzluğu ve bıkkınlığının eseridir? Hangisiyse de tatsız. Doğal olarak taraftar Fenerbahçe Beko’nun cesur yüreklilerini Real Madrid önünde seyretmek üzere Ataşehir’in yolunu tutmuştu.
Futbol takımı için bu yıl taraftarın yüzünü güldürebileceği bir tek Ziraat Kupası kalmıştı Fenerbahçe’nin. Bu nedenle “kader maçı” diyenlere de çok itiraz etmek mümkün değildi.
Bazen 4-2-3-1 düzeniyle oynadı Fenerbahçe zaman zaman da 4-1-4-1 dizildi. Arkadaki dörtlünün önünde yeralan Crespo takımın geriden gelen aklı ve dinamosu rolünü üstlenmişti. Daha bir kaç ay önce geldiğinde “Periara’nın torpillisi” diyenler bugün dillendirecek tek itiraz bulamıyorlar. İsmail Kartal herkesi yerinde oynatacağını söylerken verdiği örneklerden birisi Ferdi’ydi “Kanatta açık oynayacak” demişti ama Kartal biraz da mecburiyetten sol bekte oynattı Kadıoğlu’nu.
Berisha yine santrafor çıkınca Valencia sol açığa kaymak zorunda kalmıştı. Mert Hakan ve Ozan’ın ise görevi orta sahaya merkezden hakim olmaktı.
İlk yarım saat Fenerbahçenin baskısıyla geçtiyse de pozislon üretilebildiğini söylemek zor. Ferdi ve Osayi’nin sonuç getirmeseler de şık çalımları seyretmeye değer yegane hareketlerdi.
Ataşehir’de Fenerbahçe Beko tüm eksiklerine rağmen lider Real Madrid önünde ilk çeyreği 19-8 önde bitirirken, Kadıköy’ün Fenerbahçelilerinin çeyrek pozisyonu bile yoktu.
46 dakikada Uğur Demirok’un Ozan Tufan’ın futbol hayatını bitirmeye yönelik ceza sahası önündeki tekmesini Hakem Arda Kardeşler sarı kartla geçiştirmeye çalışsa da VAR izin vermedi, kart kırmızıya döndü. Çizgi üzerindeki faul atışını ise Berisha beklendiği gibi dağlara taşlara attı.
Kadıköy’de ilk yarı skor olarak da sıfırla futbol olarak da sıfırla biterken, Ataşehir’de Fenerbahçe ilk yarıyı Real Madrid’e karşı 27’e 17 önde bitirmeyi başarıyordu alkışlar arasında…
Kayseri, üç değişiklikle 10 kişi çıktığı ikinci yarıya daha etkili ve cesur başladı. Fenerbahçe’de ise Ozan’ın çıkıp Pelkas’ın girmesi bir şey değiştirmedi. İsmail Kartal bunun üzerine Valencia’yı alıp yerine Serdan Dursun’u sokarak iki uzunlu çift forvete döndü. Nazım’ın yerine de Rossi’yi alarak gol atabileceğini düşündüğü herkesi sahaya sürmüş oldu.
Ataşehir’de harika bir savunmayla Real Madrid’i durduran Sarı Lacivertliler tribünlere üst üste marşlar söyletirken üçüncü çeyreği 48-30 önde tamamlıyordu, Saraçoğlu’nda ise sadece Mert Hakan’ın çok uzaklardan çektiği direkten dönen top vardı.
Osayi ve Ferdi tamamen kapanan Kayseri savunmasını açması muhtemel isimlerdi ama İsmail Kartal onları geriye ve kenarlara çekmişti, ilerde ise “hiçbir şey oynamamayı” ilke edinen Pelkas, Berisha, Serdar gibi adamlar dolaşıyor, tek bir topa bile vurmamayı başarıyorlardı.
Uzatmalarda Berisha kale önünde zoru başarıp saçma sapan bir kafa vuruşuyla topu dışarıya atınca Mert Hakan öfkesine hakim olamayıp kafasına vuruverdiğinde söylenecek tek şey vardı; “eline sağlık”.
Uzatmaların son saniyesinde Fenerbahçe’nin yediği gol futbol adına belki de 2021-2022 sezonunu bitiren goldü.
Ataşehir’de ise Eurolig lideri Real Madrid’i 66-51 yenen Fenerbahçe Beko, önemli olanın “Yoklar” değil “Var”lar olduğunu ortaya koyuyordu. “Ruhun varsa, yüreğin varsa her şey mümkün” dedi parkenin Sarı Lacivertlileri… Sağolsunlar varolsunlar…
TRİBÜNÜN MUHALEFET ŞERHİ: NE KUPASI, KULÜP ELDEN GİDİYOR… / İBRAHİM CAN
Dün akşam beceriksiz oyuncular ve yanlış kararlar veren teknik direktör yüzünden Fenerbahçe Türkiye kupasından elendi. Hani hep deniyordu ya, Fenerbahçe 3 kulvarda devam eden tek takım diye. Ligde yok, kupadan elendi, eH konfederasyon kupasından da ilk maçta eleneceği aşikar. 3 kulvarda devam etmek başkan için büyük başarıydı, şimdi hiçbir kulvar kalmayınca başkan başarısız olduğunu kabul edip istifa eder mi? Sanmam. Taraftarlarımız da enteresan, hala maça gidenler var ve bu maça gidenler gol yenene kadar neredeyse bir kere bile güzide yönetimimizi istifaya çağırmadı. Ne oldu acaba Norveç uçuşlarında problem mi var?
Şunu tekrarlayalım, 4 yıldır felaket bir yönetim var ve bu yönetim maç skorlarından bağımsız olarak da artık istifa etmelidir. Kupada yolumuza devam etseydik bile bu yönetim istifa etmelidir. Hafta sonu yazdığımı yineliyorum, maçlara gitmeyeceğiz, şuan maça gitmek klübümüze destek değil bana göre zarardır. Zira, son döneme kadar hep destek tam destek dedik. Maddi, manevi hep arkalarında olduk. Buna karşılık yönetim bizi İskandinavyalı yaptı… Halbuki başkan "istenmediğimi anladığım an istifa ederim" demişti zamanında. Daha ne yapmak lazım kendilerine bunu anlatmak için? Bakın bu kadar başarısız olup sorumluluk almamak olmaz. Bundan daha kötü ne olabilir ? Tekrarlıyorum, İsmail Kartal adeta bir melek olabilir ama bizim hocamız değildir olamaz. Dün akşam yine hatalı değişiklikleri var. Ama şuan Fenerbahçe'nin derdi bu değil. Vasatlığa alıştık, başarıyı unuttuk, hırsımızı yitirdik, sadece futbol değil kulüp elden gidiyor. Buna karşılık sorumluluk alıp istifa eden tek kişi yok? Bu böyle gitmez! Bu taraftar yönetimi istifa etmeye zorlamakla mükellef, yoksa kimse Fenerbahçeliyim demesin..