Ümit Sezgin
MOURİNHO MEMNUN AMA…
Basit goller yemekten kurtulamayan Fenerbahçe beraberlik takımı olma yolunda ilerliyor.
Pek çok kişi Manchester’la berabere kalmanın kötü olmadığını düşünebilir ama dün her zamankinden zayıf bir Manchester vardı. Dünkü maçta, hızlı atak yapmaktan başka bir marifetleri yoktu. Oyunun büyük bölümüne hakim olan Fenerbahçe, o erken basit golü yememiş olsa bambaşka bir havada oynayıp belki de daha etkili olacaktı.
Bu maç bir anlamda Mourinho-Manchester United karşılaşmasıydı diyebiliriz. Maç öncesi kimse Fenerbahçeli futbolcuları konuşmuyordu bile, herkes Mourinho’yu, bu maç kaybedilirse Hoca’ya neler olacağını falan konuşuyordu.
Mesela pek kimsenin umrunda değildi ama Mourinho’nun da dikkat çekmeye çalıştığı gibi kadroda önemli bir eksiklik vardı; sol bek. Osterwolde’nin sezonu kapamasıyla büyük bir boşluk oluştu Manchester karşısında. UEFA’ya başka isim de bildirilmediği için sol bek Mert Müldür’e kaldı. Sütun komşum Tribün Muhalifinin ilk tepkisini tahmin edebiliyorum; “Bu Mert kaç haftadır sağ bekte ne oynuyor ki sol bekte bir işe yarasın!..” Nitekim çok bir işe yaradığını da söylemek zor. Gerçi Moirunho’nun çok da fazla seçeneği yoktu, ya iyi bir stoperden vazgeçip Djiku’yu koyacaktı ya da Mert Müldür’ü. O stoperden vazgeçmedi.
Aslında çok da üzerinde durmamak gerekiyor bu tercihlerin, Hoca’nın takdiri deyip geçmek lazım. Yoksa İrfan Can, Dzeko falan tartışır dururuz.
Fena başlamadı Fenerbahçe. İlk 15 dakika daha çok rakip yarı sahadaydı ancak Manchester 14. Dakikada ilk atağında, ilk yarıdaki ilk ve tek şutunda golü buldu.
Golden sonra Manchester kapandı, topu Fenerbahçe’ye bırakıp hızlı kanat atakları hedefledi. Biraz da rakibinin çekilmesiyle, Fenerbahçe atak oyununu sürdürdü ve pozisyonlar da buldu.
İlk yarı Mourinho’nun kaçan gollere ahlarıyla vahlarıyla geçti. Önce Tadiç’in kaçırdığı gol ardından Onana’nın aynı pozisyonda yaptığı üst üste iki kurtarış karşısında Mourinho’nun şaşkınlığı görmeye değerdi.
Syzmanski, Mourinho’nun itirazlara karşın neden düzenli olarak kendini tercih ettiğini ispat edercesine iyi bir günündeydi, özellikle ilk yarıda. Maksimen enteresan bir isim. Attığı bunca çalımın karşılığını alabilse yılın oyuncusu olacak. Üst üste attığı üç çalımdan sonra topu iyi kullanamayınca yaptıklarının şov dışında bir anlamı kalmıyor. Kimi zaman daha basit oynaması gerekiyor, tıpkı ikinci yarının başında En Nesyri’ye yaptığı asist gibi… Böylece Sarı Lacivertliler berablerliği buldu.
Beraberlikten sonra Manchester topu Fenerbahçe'ye bırakmaktan vazgeçti ve pozisyon aramaya başladı. Osayi sakatlanıp çıkınca, sağ bek Djiku’ya kaldı. Bek oynamak kaderiymiş. Osayi’nin sakatlandığı pozisyonda Mourinho da itirazdan kırmızı kart görüp atılınca Fenerbahçe oyundan düştü. Özellikle Fenerbahçe kendi yarı sahasından top çıkarmakta zorlanmaya başlayınca tribündeki Mourinho duruma müdahale ederek İrfan Can, İsmail ve Dzeko’yu oyunu aldı. Oyuna denge gelse de gol şansı bulunmadı.