Kerem Kırçuval
BEŞİKTAŞ TUZAĞA DÜŞTÜ
Tam 17 maçtır penaltı verilmeyen Beşiktaş’a, daha maçın başında yapılan net penaltı, önce VAR’a davetle, sonra uzun uzun seyretme sonucunda istemeden de olsa verildi.
Halis Özkahya’nın ıkınıp sıkınmasına gerek yoktu. Bir futbol ciddiyetsizi N’Koudou, öyle sersem bir penaltı kullandı ki. Topa baka baka yürüdü ve yumuşak bir şekilde kaleciye yuvarladı.
Larin yahut Ghezzai dururken N’Koudou niye penaltı kullanır? Sonrasında kaleye çok yakın bir yerde kazanılan serbest vuruşu, topun başında Ghezzai dururken, Oğuzhan neden dağlara taşlara atar? Enteresan bir hovardalık.
Ankaragücü İnönü’ye gelen diğer takımların aksine cesur bir diziliş, gol isteyen bir oyun planıyla çıktı sahaya. Hikmet Karaman’ı kutlamak gerek.
Oğuzhan sakatlanıp çıktı, Mensah girdi. Tablo yine değişmedi. İlk yarının ortalarından itibaren Ankaragücü geriye yaslanmaya başlayınca, kaçan penaltının sarsıntısını üstünden atamayan Beşiktaş zorlandı.
Koca ilk yarı neredeyse pozisyonsuz tamamlanıyordu. Uzatmalarda Beşiktaş ileri uç adamlarının yapamadığını, Ghezzai’nin kullandığı faulde, ters bir kafa vuruşu yapan Kulusic yaptı. Kaleci
orcan’ı avlamayı başardı. 6 şut, yüzde 71 topla oynama, 309 pas, gol olamayan penaltı… Bunların hepsi boştu. Golü atan Kulusic ilk yarının skorunu belirledi.
Tek güzellik atılan golün tüm takım tarafından Cenk Tosun’a armağan edilmesiydi.
İkinci yarı başladı. Aboubakar yok, Cenk yok, N’Koudou hala sahada derken Kulusic kendi kalesine ikinci golü atarak skoru 2-0’a getirdi.
Ankaragücü bu skordan sonra tüm gücüyle sahanın her yerinde saldırıya geçti adeta. Sonuç da aldı. Öncesinde Atiba’ya yapılan faulü görmeyen, göremeyen Halis Özkahya, Paintsil’e Welinton’un yaptığı hareketi VAR’a bile gitmeden görmeyi başardı ve penaltıyı çaldı. Paintsil, skoru 2-1’e getirdi. Welinton da ligde en çok penaltıya sebebiyet veren oyuncu olma özelliğini biraz daha pekiştirmiş oldu.
Halis Özkahya’nın yürüyüşü başlamıştı artık. Buna Beşiktaş’ın da her geçen dakika düşen oyunu eklenince maç üç ihtimalli bir hale dönüştü.
Ekran başındakilerin sadece 4 dakika dayanabildikleri N’Koudou’ya Sergen Yalçın 72 dakika dayandı. Sonunda Gökhan Töre ile yer değiştirdi.
Ankaragücü maçı çevirmek isteyen ataklarını daha da arttırdı. Necip-Atiba, Oğuzhan’ın yerine giren Mensah-Dorukhan değişiklikleri bu duruma karşı panikleme işaretiydi. Ankaragücü artık Beşiktaş sahasına yerleşmişti. Halis Özkahya, Gökhan Töre’nin Paintsil’e yaptığı hareketi de 100 metreden VAR’a bile gitmeye gerek duymadan görmeyi başardığında dakika 90 idi.
Paintsil bu penaltıyı da gole çevirdi. Maçtaki 4 golü de Ankaragücü oyuncuları atmış oldu.
Beşiktaş’ın beklemediği bu kayıp, şampiyonluk yarışında tabloyu yeniden değiştirdi. Fenerbahçe umutlandı, Galatasaray “Neden olmasın?” dedi ister istemez.
Beşiktaş’ın hücumdaki eksikleri elbette sıralanabilir ama N’Koudou’nun laubaliliği, Mensah’ın, Ljajic’in takıma katkı verememesini de konuşmak gerek.
Hakemleriyle, federasyonuyla Beşiktaş’ın üzerine gelecekleri gün gibi belliydi. Fikstür yapmışlar, Beşiktaş “bay” kalan takımdan bile önce oynuyor. Seyahatli üç günde bir maça zorluyorlar. Aynı hakemi üst üste maçlarına veriyorlar. Masayı zorluyorlar.
Bu biliniyordu, ama Beşiktaş’ın o masayı da devirmesi gerekiyordu. Dün gece bunu başaramadı. Büyük bir moral kaybı, büyük bir sarsıntı kim ne derse desin. Ama hala ipler Beşiktaş’ın elinde.
Beşiktaş, bu maçtan sonra da kurulan tuzakları bozmak, masa hesaplarını yırtıp atmak, hakemleri de yenmek zorunda. Beşiktaş’ın penaltı pozisyonunu film izler gibi izleyen, Ankaragücü’nün penaltısı öncesinde faule bile bakmayan hakemlerin son 7 maçta da Kartal’ın karşına çıkacağı belli oldu.