Abdullah Biricik
Alkışı hak edenler
Futboldan, skordan ve şampiyonluk yarışından bağımsız dün gece Galatasaray ile Fatih Karagümrük arasında oynanan karşılaşma sezonun belki de en keyifli müsabakalarından biriydi. Temposu ile Şampiyonlar Ligi maçlarını aratmayan yüksek tempolu müsabakada, futbolseverler adeta futbola doydu. Top bir o kale bir bu kaledeydi.
1-0 geriye düşen Karagümrük, oyun anlayışından hiç taviz vermeden 7-8 futbolcuyla hücum girişimleri gerçekleştirdi. Maçı biraz da futbol şansıyla 3-1’e getirerek, kapanan Anadolu Kulüplerine futbol dersi verdi. Dersi veren İtalyanların efsanevi oyuncusu Pirlo’ydu.
4-2-1-3, 4-1-2-3, 3-4-3 gibi farklı varyasyonların tamamını Galatasaray gibi bir deplasmanda uygulayabilen ve bunu yetenekleri sınırlı oyuncu grubuyla başarabilmek büyük bir takdiri hak ediyor. Her ne kadar maç 3-3’e gelse de hatta Galatasaray penaltı kaçırsa da ortaya konan oyun %43 topla oynama, rakip ceza sahasında 13 topla buluşma gerçekleştirebilmek çok önemli ve değerli.
Fatih Karagümrük her ne kadar Süper Ligde 9. sırada olsa da attığı 63 golle ligin en golcü üçüncü takımı olmayı başaran bir ekip. Yediği 54 golle de 3-3’lük skorun tesadüf olmadığını gösteren bir istatistiğe sahip. Her iki Teknik Direktörü de oyuncuları da kutlamak lazım.
Maçın hikayesinde o kadar gel git var ki 1-0’ı yakalayan Galatasaray maçı koparıp derin bir nefes alabilecekken Muslera’nın üst üste yaptığı hatalarla bir anda yenik duruma düştü. Karagümrük çok farklı bir skora imza atabilecekken Galatasaray tekrar rakibini yakaladı.
Şampiyonluk yarışında çok önemli bir 2 puan kaybı olarak değerlendirilebilecek olan karşılaşma olası bir şampiyonlukta önemli bir “1 puan” kazancı olarak da değerlendirilebilir. Okan Buruk Başakşehir’e elendiği kupa maçında hazır olmayan Zaniolo ile başlamış hem kupadan elenmiş hem de bu tercihi ile yoğun bir şekilde eleştirilmişti! Aynı hatayı yaptı Okan Buruk. Hazır olmayan Zaniolo’yu ilk 11’de sahaya sürerek oyun içerisinde verim alamadığı gibi hamle oyuncusu olarak alabileceği verimin de önüne geçti.
Barış Alper Yılmaz ve Yunus Akgün gibi yerli isimlerin hamle oyuncusu olarak beklenen katkıyı sunamamaları bu anlamda Okan Buruk’u oldukça zora sokmuş durumda. Gomis’in sakat, Barış Alper Yılmaz’ın da cezalı olması Okan Buruk’u bu tercihe itmiş olsa da farklı bir formül üretilebilirdi. Farklı olan formül de şu; koşullar ve şartlar ne olursa olsun Galatasaray’da genç oyuncular yedek kulübesinde dahi forma şansı bulamıyor.
Hücum hattında Baran Demiroğlu ve Beknaz, orta sahada Caner Doğan, Baran Aksaka ve Hamza Akman, savunmada ise Gökay Güney, Arda Deniz Yavaş ve Ali Turap gibi isimler neredeyse hiç forma şansı bulamadı. Arda Güler’in zamanla, periyodik bir şekilde kadroya monte edildiği gerçekliği ortadayken bu kadar sakatlığa rağmen hiçbir genç oyuncunun düşünülmemesi Galatasaray ve Okan Buruk adına büyük bir handikap olarak karşımıza çıkıyor.
Bu kadar eleştiriden sonra Okan Buruk’un şimdiye kadar ki mücadelesi, yakaladığı ideal 11, ortaya konan iyi futbol, rakipleri ile açtığı puan farkı ve de en önemlisi namağlup derbi performansını da dile getirmek lazım.
Büyük bir başarı söz konusu ve bu başarının mimarı da Okan Buruk.