Kerem Kırçuval
“AHMAK…”
Türkiye’de siyaset bir türlü kendi derdine çare bulamıyor. Milletin derdine deva olanlar kendi sorunlarını aşamıyorlar. Meşhur kavram “vesayet” tarihe karıştı sanılıyordu. Karışmamış, yerli yerinde duruyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza, yargı süreci oyunu kuranlarca, gelecek siyasi yasak, politikanın yeniden dizayn edilmesidir.
Sayın oyun kurucuların, siyaseti tasarlama konusunda tek bir başarıları yoktur. Buna rağmen oyun kurmaktan, tuzaklar hazırlamaktan, zaman kaybettirmekten asla vaz geçmezler. Kılıktan kılığa giren, ideolojiden ideolojiye savrulan bu ahmaklar, milleti yok saymanın bedelini de ağır öderler.
Kurulan oyunun uygulayıcıları bile neye alet olduklarının farkında değildir. Kime hizmet ettiklerini, ülkeye nasıl kötülük ettiklerinin farkında olamadıkları, ayrımına varamadıkları gibi, kurallardan söz ederler, hukuktan dem vururlar. Kendilerinin vatana hizmet ettiğini, ülkenin birlik beraberliği için bunu yaptıklarını, bekası için gerekirse canlarını vereceklerini sanırlar ama aslında birer Bekçi Murtaza’dan farklı değildirler. Kötülüğün saflığı kadar ahmaklığı da vardır.
İki kez girdiği seçimi büyük farkla kazanan bir belediye başkanını, basit bir tazminat konusuyla siyasi yasaklı hale getirmek aklı olanın yapacağı değil, aklını kiralayanların işidir.
Şimdi ne olacak? Kimse bu ahmaklığı beklemediği için en çok sorulan soru budur şimdi. Seçime kadar hep bu soru sorulacak haber programlarında, siyaset kulislerinde. Ve meşhur cümleyi çok işiteceksiniz; Siyasette kartlar yeniden dağıtıldı.
Yeni bir kart dağıtımı yok. Aktörler aynı. Yeni olan bir başka mağduriyet yaratıldı. Yeni bir hikayenin önsözü yazıldı.
İsmi belli olsa da açıklanmayan Millet İttifakı’nın adayı konusunda tartışma başladığı doğrudur. “Adaylık açıklaması gecikti, ittifak bir an önce adayını açıklamalıydı” tezini savunanlar seslerini yükseltecekler. “Demedik mi?” diye konuşacaklar. Hakları var.
Kendisini seçenlere parmak salladıktan sonra bizim de bu köşeden “Önce o parmağı indir” diye itiraz ettiğimiz Ekrem İmamoğlu ismi aday adayları arasında yeniden sıralamadaki yerini aldı. Hatta kararın ardından sadece muhalif partilerin değil, iktidar sözcülerinin de açıklamasına bakarsak yarın seçim olsa çok farklı sonuç elde edilir görüşü ağırlık kazandı.
Her yönden hukukçuların üzerinde uzlaştığı yersiz bu karar karşısında istinaf mahkemesine yapılacak itirazın da sonuç getirmeyeceği az çok belli gibi. Yargıya müdahale etmiyorum, bu çıplak gözle görülüyor. Seçimlere 6 aydan biraz daha fazla kala siyasi yasağın gelmesi İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını nasıl etkileyecek göreceğiz.
Kararın ardından özellikle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in takındığı tutum da önemli. Akşener ve İmamoğlu’nun karar sonrası Saraçhane’de otobüsün üzerinden verdiği mesajlara da dikkat etmeli.
Kararla 6’lı masanın liderlerinin önüne geçen İmamoğlu bugün hepsiyle yine Saraçhane’de buluşacak. Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi konusunda hepsinin birer reyi bulanan genel başkanlarının bugünkü söylemi de önemli.
Önce anayasa değişiklikleri, sonra hükümet programı en sonunda adayı açıklama kararlılığındaki liderlerin AK Parti’nin de içine düştüğü mahcubiyet karşısında biraz daha hızlanmaları beklenebilir.
Hızlanmak, telaşlanmak değildir. Görüldüğü gibi Süleyman Demirel’in “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” sözünü unutmamak lazım.
24 saat, 24 gün çok uzun süre. Ben de Woody Allen’in hepimizin işitmesine yardımcı olduğu İbranice atasözünü hatırlatayım.
“Tanrıyı güldürmek istiyorsan ona planlarından söz et.”