Mehmet Yaşin
Üç Silahşörler’in mutfağı
“Alexandre Dumas’yı nasıl bilirsiniz?” diye sorulsa okumayı sevenler “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” sloganıyla Üç Silahşörler’i hemen hatırlayacaktır. Edebiyat dünyasında olduğu kadar müsrifliği ve çapkınlığıyla da sosyetede ün yapan bu usta isim gastronomi dünyasına olan merakıyla da nam salmıştı. Dumas’nın Üç Silahşörler kadar sürükleyici eseri Mutfak Sözlüğüm, çok renkli ve şaşırtan içeriğiyle Türkçe olarak yayınlandı. Sözlük deyip geçmeyin tarihten mutfak hikayeleri, yemek reçeteleriyle en az diğer eserleri kadar edebi.
Bütün dünyanın bildiği “Üç Silahşörler” romanının yazarı Alexandre Dumas’nın, meşhur “Mutfak Sözlüğüm” kitabı Türk okurlarıyla buluştu. Kitabı “Oğlak Yayınları” yayınladı.
Dumas, sadece “Üç Silahşörler”in yazarı değil. Dünya klasik literatürüne onlarca eser kazandırmış bir yazar. Söylenilene göre, yazdığı sayfaların toplamı 100 bin.
Aslında bu eserlerin yüzde yüzünün Dumas’ya ait olmadığı söylenir. Dumas, ünlü ressamların yaptığı gibi ofisini bir yazı atölyesi olarak kullanıyordu.
Yani yazıcılar, kendilerine ait bölümleri yazıyor, usta bunlara son halini veriyordu.
Özellikle, diyalog yazımını kimseye bırakmıyordu!
Tıpkı bugünkü dizilerin senaryosunun yazıldığı gibi. Bu senaryolar, çoğunlukla bir grup yaratıcı yazar tarafından yazılıyor, baş senarist tüm bu yazılanları kesip, biçip, yapıştırıp son halini veriyor.
DUMAS’NIN ZAMPARALIĞI...
Dumas’nın bu kadar üretken olmasının ana nedeni, biraz müsrif olması ve zamparalığı! Borçlarını kapatmak için, 300’den fazla macera romanı yazdığı belirtiliyor.
Ünlü yazar, yazmak konusunda olduğu gibi yemek konusunda da epey iştahlı. Hem yazıyor hem pişiriyor hem de yiyor!
Yazarın son isteğinin, yemek konusunda ciddi bir kitap yazmak olduğu öne sürülüyor. “Mutfak Sözlüğü” işte bu istekten doğuyor.
Adı sözlük ama sözlüğün çok ötesinde bir eser.
EDEBİYAT VE GASTRONOMİ
Kitapta edebiyat ve gastronomi iç içe. Dumas’nın edebi damak tadı, yaşadığı dönemde hazırladığı yemeklerin reçeteleri, verdiği davetlerin mönüleri, pişirme teknikleri, tekmili birden bu kitapta.
Size yaşamınızı renklendirecek bilgiler sunuyor.
Örneğin Roma döneminde, özellikle konuşan ve öten kuşların yalnızca dillerinin servis edildiğini bu sözlükten öğreniyoruz.
Daha neler neler...
Dumas’nın sözlüğü, en az “Üç Silahşörler” kadar sürükleyici. Hele öylesine lezzetli yemek tarifleri var ki, kendinize ilginç bir ziyafet çekmek isterseniz bu tariflerden yararlanabilirsiniz.
KLEOPATRA’NIN İNCİ KÜPESİ ZİYAFETİ
Ünlü yazar Alexandre Dumas’nın Mutfak Sözlüğü’nden bazı ilginç satır başları şöyle:
- Keklik, ziyafetlerin en aranılan kuşuydu. En çok İyonya’da ve Frigya’da avlanılanları beğenilirdi.
- Her konuk davet edildiği yemeğe kendi peçetesi ile giderdi.
- Tavuskuşu ilk kez bu dönemde, bütün tüyleri ile birlikte servis edildi.
- Balıklar taze olsun diye, deniz kıyısından Roma’ya koşarak balık taşıyan özel köleler vardı.
- Dülger balığı ve tekir gibi güzel renkli balıklar, pişirilmeden önce odanın ortasındaki mermer tezgahın üstüne yerleştirilir, can çekişme anında oluşan renk değişiklikleri şehvetle izlenirdi.
SENATO KARARIYLA BİBER SOSU
- Kalkan balığında kullanılacak sos için, İmparator Domitianus senatoya başvurmuş ve senatodan oy birliği ile biberli sosun kullanılabileceği kararı çıkmıştı.
LİMON SUYUNDA İNCİ KÜPE
- Roma’ya konuk olan Kleopatra, kendi ülkesinin bu ölçüde bir zenginliğe ulaşamamasının üzüntüsü içinde, kulağına taktığı inci küpelerden birini limon suyunun içinde eritip içmişti. Yirmi dört karatlık bu inci, altı milyon gümüş Roma kuruşu değerindeydi. Diğer küpesini de eriteceği sırada Antonius tarafından engellendi.
İMPARATOR KUŞ DİLİ SEVER!
- İmparator Heliogabalus dönemin en çılgınlarından biriydi. Suriye seferinden dönüşte Roma’ya çıplak kadınların çektiği bir at arabasıyla girmişti. Yediği yemekleri not alan vakanüvisi yanından hiç ayırmazdı. Tavuskuşu, bülbül, kuzgun, sülün ve papağan dilinden yaptırdığı pateyi çok severdi. Evindeki bütün tabaklar ve çanaklar saf altından olmasına rağmen, bir kullandığı tabağı ikinci kez asla kullanmazdı.
EROTİK SUNUMLU YEMEK DAVETLERİ
- Yunan zenginlerinin verdiği akşam davetlerinde, yemek yerken uzanılan yataklar, kaplumbağa kabukları, fildişi ve bronzla süslüydü. Bazılarında inci ve değerli taşlar bile görülmüştü. Şilteler altın işlemeli, lal rengi kumaşlardan yapılmıştı. Sakiler, “konukların hiçbir dileğini geri çevirmeme” emri almış güzel oğlanlar ve genç kızlardı. Tabii bu nedenle, bol şaraplı yemekler, erotik görüntülerle sona eriyordu!
BİR OTURUŞTA 5 KİLO ET YİYEN KADIN
Tarih kitapları bundan 2300 yıl önce, Aglais adında bir kadın komedyenden bahseder. Kadın akşam yemeğinde beş kilo et, her biri yarım kilo ağırlığında 12 ekmek yiyor, yanında 6 şişe şarap içiyordu.