Kerem Kırçuval
SEÇİME GİDERKEN…
Sahiden karar vermekte zorlanıyorum. Ancak yerel yöneticileri belirleyeceğim seçim öncesi yapılan harcamalara bakınca ‘Yeter be!’ demek sizin gibi benim de aklımdan geçiyor.
Her köşe başında afişler, seçim arabaları, radyolar, televizyonlar reklamlar…
Demokrasinin şöleni dediğimiz seçimlerde akıl kayıpları var, hele de son hafta.
Misal, koca kabine İstanbul’u mahalle mahalle geziyor, iftarlar, sahurlar arasına sıkıştırılmış vaatler. Öyle ki sanki senelerdir başkasının elinde iktidar.
Her gün daha da yoksullaşan ahalinin elindeki mühür, belki son bir ümit durumunu düzeltecek bir adım gelir gibi orada oraya savruluyor.
Buraya kadar tamam.
Her seçim önemlidir. Elbette ama bu seçimin sonuçları daha da önemlidir.
Memleket 4 sene sandıksız kalacak bir sürpriz olmaz ise. Ama sandıksız kaldığı o dört yıl içinde ahali 4 yıl sonrasının hesabını görmeye başlayacak.
“İmamoğlu kazansa ne olacak, kaybetse ne olacak?” sorusu daha sandığa gitmeden konuşulmuyor mu?
Mansur Yavaş “Son kez” diyor, olacak mı?
Bilmiyorum sanki zamanı değildi ama Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha önünü açacak açıklamalar pazar akşamının haleti ruhiyesini belirlemedi mi?
Biz Nisan ayında yeni şeyler konuşacağız.
Kim ulaşımdan, kim su işlerinden, kanalizasyondan, alt geçitten sorumlu acaba sorusunu sormaktansa memleketi yeni dönemde hangi partinin, hangi liderin yöneteceğini konuşarak geçireceğiz zamanlarımızı.
Dolayısıyla irili ufaklı tüm partilerin hesabı yerel değil aslında.
Herkes yeni dönemin arazisinden yer kapmak niyetinde.
Meral Akşener’i dinliyoruz iftarın ardından. Dün cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istedikleri, hatta onların uğruna masadan kalktığı isimleri tuhaf benzetmelerle incitiyor.
Meral Akşener neyin peşinde acaba?
Kimse onu hedef almasa da o muhalefeti hedef alıyor. Ağza alınmayacak ithamlarla suçluyor.
Akşener, siyasette aktör olmaya çalışmaya başlamasından sonra hangi söylemiyle muhalefet etti. Tüm söylem ve hareketleriyle AK Parti’ye hizmet etmiyor mu? Hatta kusursuz hizmet.
Neyse ahali, sandığın başına gidecek, ahali hepimizden iyi görür, kararını verir.
Fakat aynı suda yıkanılmaz.
Sözü getireceğim yer şu ki; kartlar toplandı ve yeniden dağıtılacak. Türkler, Kürtler, küskünler, barışıklar o toplanan kartların yeniden dağıtılmasını bekliyor.
Aynı suda yıkanmayı bekleyenler yanılacaklar kuşkusuz.
Ve şüphesiz ki yeni sözleri olanlar için gelecek dört yılın önü açık.
Ama yeni sözleri olanların.
Türkiye’nin 101 senesinin 23 senesine damgasını vuran Tayyip Erdoğan sonrası hesabıdır özetle Pazar seçimi. Erdoğan kalsa da devam etmek istese de tablo budur.
Her partinin kendini sorgulaması, belki lider değiştirmesi önümüzdeki dönemin seçim faturası olacak.
Ben peşinen söyleyeyim.
En başta Meral Akşener sonra da Özgür Özel’in önüne konacak fatura.
Yeniden Refah Partisi ve Saadet hesaplaşması, BBP’nin ve Zafer Partisi’nin gidişatını da kullanacağımız reyler belirleyecek.
Ve Gelecek ve Deva Partisi.
Millet dağınıklığı sevmiyor.
Ahali olarak vereceğimiz reyin sadece bir muhtar seçmek olduğunu bilerek gitmeliyiz seçime.
En güzel kıyafetlerimizle, birbirimize hürmet ederek.
Seçiminiz hayırlı olsun.