Uğur Ergan

Çarşamba günü 1 Mayıs Emek ve İşçi Bayramı’nı kutlayacağız. Sanat dünyasında “1 Mayıs” denilince akla gelen ilk isim, geçen yıl 4 Kasım’da 82 yaşında kaybettiğimiz ressam ve heykeltraş Orhan Taylan’dır.

İstanbul Taksim meydanında eski Atatürk Kültür Merkezi’ne asılan zincirlerini parçalayan işçi resminin; 1 Mayıs kutlamalarının simge afişi, dünyayı avucuna sığdırmış havaya kaldıran nasırlı ellerin ressamıydı Taylan. Bursa’daki Nilüfer Belediyesi, Taylan’ın çalışmalarını "Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası" adı altında sanatseverlerle buluşturdu. Taylan’ın toplumsal muhalefetle ilgili iki dönemini bir araya getiren sergi geçen cumartesi günü Nilüfer Belediyesi’nin Nâzım Hikmet Kültürevi ve Meteor Balat Kültürevi’nde açıldı. 28 Temmuz’a kadar açık kalacak olan sergi Taylan’ın büyük kısmını 2013 yılında yaptığı “Gezi Resimleri” ile DİSK’le beraber çalıştığı dönemden afişleri, fotoğrafları, çizimleri, yazıları, aile arşivinin yanı sıra DİSK ve SALT arşivinden bir seçkiyi kapsıyor.

İnsanların kendilerini ifade edebilmek için yarattıkları yeni eylem biçimlerini resimleştirirken kendisi de yeni bir dil arayışına giren Taylan’ın çalışmalarında sosyo-politik yansımalar ağırlıkla yer alıyor. Sergi, figüratif üslubuyla Türk resim sanatında önemli bir konum edinen sanatçının üretimlerine farklı perspektiflerden mercek tutuyor.

ÇİÇEKLER VE YAPRAKLAR

İstanbul’un bağımsız çağdaş sanat galerilerinden “Öktem Aykut”, eser yapımında ilginç yöntemler kullanan Murat Yıldız’ın “Çiçekler ve Yapraklar (Flowers & Leaves)” adını verdiği sergisine ev sahipliği yapıyor. Yıldız’ın sergisini ilginç kılan, sanatçının Ağustos 2022'den Aralık 2023'e kadar doğrudan çiçekleri tuvale sürterek yaptığı resimleri bir araya getirmiş olması. Yıldız 2022 baharında da yine aynı galeride “Su Bir Zımpara, Sen Benim Gözüm” isimli sergisinde, gözünü kapatarak yaptığı resimleri sanatseverlerin beğenisine sunmuştu.

18 Mayıs’a kadar sürecek yeni sergisinde kâğıttan yaptığı heykellere de yer veren Yıldız, “Çiçekler ve Yapraklar”da yer alan eserlerinin yapımıyla ilgili şunları söylüyor: “Yerden topladığım dalından düşmüş yaprakları; mahallemdeki çiçekçinin çöpe attığı yaralı, kırık çiçekleri ve vahşi bitkileri yüzeye sürterek resim yaptıktan sonra parmaklarımın ucunda... Onları bazen oldukları haliyle resmettim, bazen içgüdülerime izin verip olan biteni izledim. Akışın bir imleyeni oldular, doğal döngünün bir hareketi. Bir savruluş, sürekli bir öylesinelik... Çarptıkça ‘yer ile bir’ olmayı öğrenmek, bir ağaç gibi yerinde durmak; yaralarını sevmek ve onları iyileştirmek.”

DOĞANÇAY’IN “RİBBON” SERİSİ

Türkiye’nin en büyük müzayede kuruluşu Artam Antik A.Ş.’nin internet üzerinden yapılan 392. müzayedesi başladı. 5 Mayıs Pazar günü sona erecek müzayedede, eserleri dünyanın birçok ünlü müzesinde bulunan Türk çağdaş resminin usta ismi Burhan Doğançay’ın yapıtları öne çıkıyor. Doğançay’ın halen Metropolitan Museum of Art’ta da sergilenen, İslam kaligrafisinden izler taşıyan ve nadir bulunan “Ribbon (Kurdele)” serisinden 102x76 santimetre ebatlarında tuval üzerine akrilik "Black & Yellow Loops" yapıtının kaça satılacağı şimdiden merak konusu. Müzayede ayrıca, Erol Akyavaş, Mübin Orhon, Ömer Uluç, Selim Turan, Ferruh Başağa, Abdurrahman Öztopra, Seçkin Pirim, İhsan Cemal Karaburçak, Orhan Peker, Nejad Melih Devrim, Eren Eyüboğlu, Abidin Dino’nun yanı sıra Türk resim sanatının bilinen klasik ve çağdaş isimlerine ait özenli bir seçki sunuyor. Geçen hafta duyurduğumuz Avusturyalı ünlü ressam Gustav Klimt’in 1917 tarihli “Portrait of Fräulein Lieser (Bayan Lieser’in portresi)” isimli eserinin vergi ve diğer masrafları hariç 30 milyon Euro’ya satıldığını belirterek, bu haftayı kapatalım.