Abdullah Biricik
Okan Buruk gerçeği!
Hami Mandıralı haklı.
Trabzonspor, Trabzon gibi küçük bir şehri futbol kentine dönüştürmüş. Kentte yoğun bir futbol kültürü var. Kent sınırlarını aşan global bir takıma dönüştü Trabzonspor. Türkiye’nin tüm illerinde ve dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde taraftarı olan bir kulüp.
Başakşehir ile girip kaybettiği sezondan sonra ligi 4. bitirip sonraki sezon şampiyon olabilen bir takım. Şampiyonluktan sonraki sezonda da 6. olan, inişli çıkışlı performansına rağmen Mandıralı’nın belirttiği gibi, “büyük takımlara kafa tutabilen” bir ekip.
İstanbul takımı olmamasına rağmen İstanbul’un büyük takımları ile oynadığı maçlara “derbi” dedirten (derbi, aynı şehirdeki takımların birbirleri ile yaptığı maçlara verilen isim) bir takım.
Bu sene potada olmayan, matematiksel olarak şansı devam etse de yarıştan erken kopan ve teknik direktör değişikliğine giderek, Abdullah Avcı’yı tekrar göreve getiren Trabzonspor, hiçbir kulübün şampiyonluk yarışında karşılaşmak istemeyeceği bir ekip.
Belki de en zor deplasman!
Bu en zor deplasmanı 1-5 kazandı Galatasaray.
Üstelik rakibi Fenerbahçe’nin kendi evinde Samsunspor’a takıldığı bir günde bu zorlu deplasmanda bu farkı atmak -atabilmek- gerçekten olağanüstü bir iş.
Pek çok konuda eleştirdiğimiz Okan Buruk’un Galatasaray’a sağladığı en büyük kazanım bence bu.
Galatasaray, rakibi kim olursa olsun deplasmanda müthiş oynuyor. Bir dönem oluşan deplasman fobisi artık yok. Derbiler dahil Galatasaray kiminle oynarsa oynasın rahat ve dominant oynuyor.
Şampiyonlar Ligi’nde dünyanın en zorlu stadyumları olarak gösterilen Old Trafford ve Allianz Arena’da oynanan futbol hala dünya kamuoyunda konuşuluyor. Üstelik bu işi pek çok transferden istediği verimi alamadığı halde başarabiliyor.
Bu maç özelinde tek eleştirim, maç 3-0 iken yapılan 3 oyuncu değişikliğinde -skor çok net olmasına rağmen- genç oyunculara süre verilmemesiydi. Okan Hocanın en büyük zaafı bence bu.
Rakip Trabzonspor’da Abdullah Avcı, skor 1-4 iken 19 yaşındaki Göktan Gürpüz’ü oyuna aldı.
Galatasaray’ın yedek kulübesinde ise 18 yaşındaki Baran Demiroğlu ve Bayern Münih’ten transfer edilen 19 yaşındaki Eyüp Aydın vardı. Oyuna iki sezon boyunca bizlerin, yarım sezon ise İtalyanların izleyip herhangi bir cevher göremediği Berkan Kutlu girdi.
Skor ne olursa olsun bu eleştirileri yapmaktan vazgeçmeyeceğim. Takımların ve teknik heyetlerin doğruyu bulmaları biraz da -doğruları yazma prensibinden vazgeçmeyen- bizlerin elinde.
Bu maç özelinde Okan Buruk dışında performansından özellikle bahsedilmesi gereken 3 isim var.
Barış Alper Yılmaz , Wilfried Zaha ve Kaan Ayhan.
Barış Alper ve Kaan Ayhan görev aldıkları tüm mevkilerde olağanüstü işlere imza atıyor. O bölgedeki eksiklikleri giderip skora direk etki etme yetilerine sahip her iki oyuncu da.
Okan Hocanın “imdat çekiçleri”, “yangında ilk kurtarılacakları”. Wilfried Zaha ise -bu sezon skor üretse de- performans olarak eski görüntüsünden çok uzaklardayken, görev aldığı forvet bölgesinde olağanüstü oynadı.
Her yerden ve her açıdan kaleyi görebilme yetisini kullanan Zaha, Trabzonspor deplasmanında pek çok santraforun sergileyemeyeceği bir performansa imza attı.
Galatasaray deplasmanda fark attığı dün geceki maçtan sonra geçen haftalarda kaybettiği psikolojik üstünlüğü geri aldı. Rakibi Fenerbahçe’yi strese soktu. Kendi evinde üst üste iki maça çıkıp İstanbulspor ve Gaziantepspor ile oynayacak.
Fenerbahçe ise kendi evinde yaşadığı puan kaybından sonra deplasmanda Başakşehir ile oynayıp, kendi evinde Ankaragücü’nü ağırlayacak.
Bu iki hafta, şampiyonluk yarışında çok önemli bir eşik olacak