Mükremin’e Sazan Sarmalı

Bayram üstü patlayan magazin bombasında Yılmaz Erdoğan’la Cansu Taşkın’ın sarmaş dolaş görüntüleri ortalığa saçılıverdi. Zamanlama manidar, olay analize muhtaçtı. Sosyal medyadaki o video, aslında Cansu ile kardeşinin düzenlediği bir kalkışmaydı. Yılmaz Erdoğan, Cansu’yla olan ilişkisini hiç açık etmiyor, 2 yıldır kapalı kapılar ardında sürdürüyordu. Videolu kalkışma ise bu gizli-kapaklı ilişki rejimine yönelik post-modern bir başkaldırıydı. Yeter! Söz Cansu’nundu.

cansu-yilmaz-1.jpg

Gençlik… Kadınların olduğu kadar erkeklerin de rüyalarını süsleyen ilk madde… Yaşam süresi artıyor. O arttıkça genç kalmanın önemi de artıyor. Diyelim orta yaş üstü bir erkek, genç kalıp kalamadığını nasıl ölçecek? Yüzündeki çizgilere, saçındaki akların yoğunluğuna bakarak mı yoksa göz altlarına, gıdısına, göbeğine ya da vücudunun total fitliğine odaklanarak mı? Cevap bazıları için D şıkkı. Yani hiçbiri… Bu kişiler için gençliğin ölçüsü çoğu zaman beraber olduğu kadının genç olmasıdır. Yanında genç bir kadın varsa gençsindir. Kendince zamana meydan okuyabilmişsindir.

Türkiye’nin ekonomisi ortada... Evlilik gibi yoğun sorumlulukların olduğu bir kurum şöyle dursun, günümüz erkekleri ilişkide olma halinden dahi depar adım kaçıyorlar. Bu kaçışın kültürel boyutları da var. 20-40 yaş arası şehirli erkekler Instagram, Bumble, Tinder gibi uygulamalarda gündelik ve sorumluluktan muaf ilişkilerin peşine düşerken daha mütedeyyin kesim ise Gönülden Sevenler gibi uygulamalarda sonu evlilikle bitmesini umdukları olmadık maceralara dalıyor. Ücretli olan bu uygulamaların ciroları artıyor. Gel gör ki TÜİK verilerine göre evlenenlerin sayısı düşüyor. Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan gören feraset sahibi Hükümetimiz işte tam bu noktada devreye girdi. 15 Şubat 2024 itibariyle evlenecek çiftlerimize kredi vermeye başladı. Allah rızası için evlenin kredisi; 2 yıl geri ödemesiz, 48 ay vadeyle tam 150 Bin TL!

Yerleşik düzen hızla kan kaybediyor. Z kuşağı; eski düzenin evlilik, yazılı basın, televizyon, 9-5 mesai gibi tüm kurumlarına savaş açıyor diyeceğim ama savaş açacak kadar bile iplemiyor. Hiç oralı olmuyor. Eski köy can çekişiyor. Televizyonlar sübvanse ediliyor, gazeteler sübvanse ediliyor, şimdi evlilikler sübvanse ediliyor. Yakın gelecekte bu evlilik kredisi, hibeye dönecektir.

20 yaş, 30 yaşa benzemez. 30 ise asla 40 gibi değildir. Yüz hatlarındaki tazelik, vücuttaki dirilik, duruştaki acemilik, bakışlardaki romantiklik buz gibi gerçektir. Asırlardır gençlik iksirini arayan insanoğlu ise derdine derman bulamamış kendini lolitalarla teselli etme yoluna gitmiştir. Nabokov’un efsanevi Lolita romanındaki profesör, çocukluğunda yaşadığı psikolojik travma nedeniyle genç kız sevdasına düşmüştü. Bizdeki yaşı geçkin beylerin sebebi ise genelde psikolojik değil olsa olsa hormoneldi.

cift-1.jpg

Kendi yaşıtlarıyla ilişki yaşayan 20’lerindeki kadınlarsa çoğu zaman şikayetçi olabiliyorlar: Çok az şey için çok fazla şey yapıyoruz. Kadınların hayatı paylaşmak, düzenli bir ilişki için ödemek zorunda kaldıkları bedeller tabiri caizse artık birçoğunu kurtarmıyor. Sebebi kadınların, yaşıtlarından daha olgun olması... 101 yaşındaki babaannem Raife, erkeklerin akıl yaşının asla 16’dan öteye gitmediğini söylerken belki biraz acımasızdı. Abartıyordu, çünkü anlaşılmak istiyordu. Tatile giderken bavulunu hazırlamak, yatağını toplamak, basit bir cumartesi gecesini planlamak, klozete sıçratmamak, empati gibi yetkinliklerden yoksun ben-merkezli yaşıtlarından bunalmış olan genç kadınlar ise aşkı daha ileri yaştaki göreli olgun erkeklerde bulabiliyorlar. Tüm bunlar bir başka istatistikle birleştiğinde ortaya daha anlamlı bir tablo çıkıyor: Erkeklerin yaşları arttıkça hem gelirleri artıyor hem de partner gençse ilişki içinde kadına gösterdikleri ilgi artıyor.

Lafı daha fazla uzatmadan magazin bombasının baş karakterleri Cansu Taşkın’la Yılmaz Erdoğan’ın ilişkisine geliyorum. 32 yaşında, fit, havalı ve platin saçlı bir kadınla 56 yaşında bir adam sarmaş dolaş bir halde öpüşürken kimileri alaycı yaklaşır, kimileri müstehzi bir tebessümle idare eder, kimileri ise Instagram videolarının altına yazdıkları nahoş yorumlarla kötülük saçar. Bunların çoğu toplumsal illüzyonlardır. Elbette kimin kiminle ilişki yaşayacağı yalnızca o ilişkinin taraflarının bileceği bir iştir. Gerisine çokokrem yemek düşer.

Benimse aklıma takılan konu bu kadar göz önünde olan Mükremin’in 2 yıldır süren bir ilişkiyi magazin matbuatından gizlemeyi nasıl becerebildiğiydi. Mükremin’le Cansu, bugüne kadar bir restoranda yemek yerken ya da sahilde el ele yürüyüş yaparken hiç görüntülenmedi. İlişki çok ortalıklara dökülmemeli, kapalı kapılar ardında yaşanmalıdır görüşüne ben de katılıyorum. Fakat bu ilişki acaba kapı dışına hiç çıkmıyor ve sadece evde mi kalıyordu?

İki taraf da mutabıksa yine herkesin payına birer kepçe çokokrem düşer. Gel gelelim acaba iki taraf da bu durumdan memnun muydu? Mükremin top çevirmeye alışıktı. Uzatmalı sevgilisi Asuman’a bir keresinde şöyle seslenmişti:

Asuman: Beni artık sevmiyorsun, öyle mi?
Mükremin: Ya seni seviyorum da seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum.

Cansu, mevcut durumdan pek memnun değildi. Bu nedenle hepimiz bu ilişkiyi Cansu’nun organize ettiği baldız operasyonuyla öğrendik. Baldızın yayınladığı videoda ikili, dudak dudağa görülüyordu. Orta sehpada içi boş bir şarap kovası vardı. Arka fonda Sixpence None the Richter’den Don’t Dream It’s Over cover’ı çalıyordu. Mükremin, 1986 yapımı bu duygusal parçanın melodisini mırıldanırken yüzünde hayata dair muhasebe yaptığını gösteren hüzünlü bir tavır vardı. Sanki hayat öyle de geçiyor böyle de… Ah yalan dünya diyordu.

Baldız, videoyu Mükremin Abi’ye çaktırmadan çekiyordu. İkili kendisine bakarken baldız, telefonu sabit tutmamaya özen gösteriyor, çekim yaptığı belli olmasın istiyordu. Bir ilişkinin kimin tarafından duyurulduğu kritik bir bilgidir. Toplumun yerleşik içtihadı, ilişkinin erkek tarafından duyurulmasını gerektirir. Bu hem kızı “çok meraklı” pozisyonuna düşürmemek hem de onun gururunu okşamak için icat edilmiş bir maymuncuktur. Mükremin, bu ilişkiyi kamuoyuna duyurmaktan 2 senedir imtina ediyordu. Belli ki ilişkinin kapalı kapılar arkasında kalmasından memnundu. Fakat genç kızlar aynı düşünmüyordu. Bu gidiş nereye kadardı? Bu makas böyle kesmez, bu rüzgâr böyle esmez, bu hayat böyle geçmezdi. Nitekim fettan kardeşler bir video darbesiyle bu ilişkiyi kamuoyuna mal ediverdiler.

baldiz-1.png
Yılmaz Erdoğan - Cansu Taşkın - Elif Vurgun

Böylece Mükremin, ilişkiyi itiraf etmek zorunda kalacak, itiraf etmese bile en azından sağda solda başka hanımlarla görünemeyecekti. Eğer görünürse linç yiyebilir, kamuoyunun gözünden düşebilirdi. Öyle ya, yaşını başını almış ak saçlı bir adamdı. Diyelim kendinden 24 yaş küçük bir kıza gönlünü kaptırıvermesi anlaşılabilirdi. Fakat iş ayyuka çıkmışken Cansu’yu yedekleyip başka kızlarla gönül eğlendirmesi yakışıksız olurdu. Mükremin, darbe sonrasında bir açıklama yapmadı. Sonuçta sükût da bir açıklamaydı. Video sonrası ikinci açıklama ise yine kız tarafından, bu kez bizzat Cansu’dan geldi: (İlişkimiz) Gerçek, haberler doğru. Çok girmek istemiyorum o konulara, benim için çok değerli bir insan. Mükremin ise aynı sıralarda havaya bakıp ıslık çalıyor, bu kez de herhalde Ahmet Kaya’nın Sustum parçasını mırıldanıyordu:

Sus, kimseler duymasın
Duymasın, ölürem ha
Aymışam yarı gecede
Seni bulmuşam sonra

Önceki ve Sonraki Yazılar
Efe Sıvış Arşivi