Barışcan İğrek
İstikrarlı oyunumuzu maçların geneline yaymamız gerekiyor
2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda elde edilen Avrupa üçüncülüğünün ardından ülkemizi gururlandıracak bir başarı kazanamayan A Milli Futbol Takımımız, Almanya’da düzenlenen 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda boy gösterdi.
Turnuva boyunca inişli-çıkışlı bir performans ortaya koyan Milli takımımız, çeyrek finalde Hollanda’ya 2-1 mağlup olarak turnuvaya veda etti.
Turnuvanın grup aşamasında Gürcistan, Portekiz ve Çekya ile karşı karşıya geldik.
Gürcistan’a karşı, rakibin zayıf kadro yapısının da etkisiyle çok üstün bir futbol ortaya koyduk. Bu güzel futbolun sonucunda rakibimizi Mert Müldür, Arda Güler ve Kerem Aktürkoğlu’nun attığı gollerle 3-1 mağlup ettik. Özellikle Mert Müldür ve Arda Güler’in attığı goller izlenmeye değer, jeneriklik goller idi.
Grubun ikinci maçında rakibimiz Pepe, Cristiano Ronaldo, Bernardo Silva gibi etkili oyunculardan oluşan Portekiz idi. Oynadığımız kötü futbol ve yediğimiz anlamsız goller sonucunda rakibimize 3-0 mağlup olduk. Böylece, gruptan çıkma şansımızı son maça bırakmış olduk.
Gruptaki son maçımızı Çekya ile oynadık. Bu maçta, hücum bölgesinde daha hareketli bir milli takım izledik. Şüphesiz bu hareketli oyunumuzda, Çekya’nın orta saha oyuncusu Barak’ın 20.dakikada gördüğü kırmızı kartın payı büyük. Bu kırmızı kart olmasaydı, istediğimiz oyunu sahaya yansıtmakta zorlanabilirdik. Hakan Çalhanoğlu ve Cenk Tosun’un attığı güzel gollerle Çekya’yı 2-1 mağlup eden Millilerimiz adını son 16’ya yazdırmayı başardı.
Son 16 turundaki rakibimiz ise oynadığı futbolla turnuvanın göze çarpan ekiplerinden biri olan Avusturya idi. Grup aşamasında oynadığı pozitif futbolla dikkatleri üzerine çeken bir takım. Millilerimize karşı da disiplinli bir futbol ortaya koydular.
Açıkçası, Avusturya karşısında milli takımımızın ortaya koyduğu futbolu hiç ama hiç beğenmedim. Özellikle, ikinci yarıda ortaya koyduğumuz performans çok alt seviyelerde kaldı. Rakip kaleye hücum edemedik, rakip yarı sahada top bile tutamadık. Oyunun hakimiyeti tamamen Avusturya’da idi. Kalecimiz Mert Günok’un, maçın son dakikasında yaptığı mucizevi kurtarış olmasaydı turnuvaya son 16 turunda veda edebilirdik.
Neyse ki, stoperimiz Merih Demiral’ın kornerden bulduğu iki golle birlikte Avusturya’yı 2-1 mağlup ettik ve çeyrek finalde Hollanda’nın rakibi olduk.
Hollanda ile oynadığımız çeyrek final maçına motivasyon eksikliğiyle başlamak zorunda kaldık. Zira Avusturya galibiyetinin mimarı olan Merih Demiral, karşılaşmanın sonundaki sevinç gösterisinde “Bozkurt” işareti yaptı ve bunun karşılığında da iki maç ceza aldı. Haliyle, Merih Demiral’ın yokluğu Hollanda karşısında büyük bir handikap oluşturacaktı. Nitekim oluşturdu. Karşılaşmanın ikinci yarısında savunmada çok kritik hatalar yaptık.
35.dakikada, Arda Güler’in muazzam ortası ile topla buluşan Samet Akaydin güzel bir kafa vuruşuyla takımımızı 1-0 öne geçiren golü kaydetti.
Tıpkı Avusturya maçında olduğu gibi bu maçın ikinci yarısında da oyunun kontrolünü Hollanda’ya verdik. 70.dakikada Stefan de Virj ve 76.dakikada Mert Müldür’ün kendi kalesine attığı gollerle 2-1 öne geçti Hollanda. Portakalların attığı ilk golde, Stefan de Virj’e çok kolay kafa vurdurduğumuzu düşünüyorum. Daha iyi savunabilirdik.
Karşılaşmada başka gol olmayınca Hollanda’ya 2-1’lik skorla mağlup olduk ve EURO 2024’e çeyrek finalde veda etmiş olduk.
Turnuvada, milli takımımız özelinde gözüme çarpan en iyi isim Ferdi Kadıoğlu oldu. Fenerbahçe’de de Milli Takımımızda da sergilediği performansla fark yaratıyor. Takıma müthiş bir enerji katıyor. Savunmada da hücumda da elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Bu istikrarını sürdürmesi halinde Avrupa’nın önde gelen kulüplerine transfer olması işten bile değil.