Barışcan İğrek
Jose Mourinho ‘nun gerekli dersleri çıkarması gerekiyor
Süper Lig’de 6.hafta geride kaldı. Sezon başından bu yana arzu ettikleri performansı bir türlü sahaya yansıtamayan takımlarımızdan Fenerbahçe ile Galatasaray, 6.haftada Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda karşı karşıya geldi.
İki takım açısından da büyük önem taşıyan bu derbinin sonucunda Galatasaray, ezeli rakibi Fenerbahçe’yi deplasmanda 3-1 mağlup ederek büyük bir sürprize imza attı. Galatasaray’ın golleri 20.dakikada Dominik Livakovic (KK), 28.dakikada Dries Mertens ve 59.dakikada Gabriel Sara’dan geldi. Fenerbahçe’nin golü ise 63.dakikada Edin Dzeko’dan geldi.
Karşılaşmanın ilk 20 dakikasında, tempolu ve iştahlı hücumlarla gol arayan taraf Fenerbahçe idi. Ancak, bitiricilik noktasında yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle bu ataklar sonuçsuz kaldı.
20.dakikada, Fenerbahçe ceza sahası dışından Lucas Torreira’nın çektiği sert ve düzgün şut önce direğe, ardından Fenerbahçe kalecisi Livakovic’in sırtına çarpıp ağlara gitti. Bu golle birlikte 1-0 öne geçti Galatasaray.
Bazı gazete ve spor kanallarında, Galatasaray’ın atmış olduğu bu ilk gol Fenerbahçe kalecisi Livakovic’in kendi kalesine attığı gol olarak belirtiliyor. Bu tanımlamaya hiç ama hiç katılmıyorum. Hırvat kalecinin topa bir hamlesi bulunmuyor. Sadece, direkten dönen top -büyük bir şans ile- sırtına çarpıyor. Galatasaray’lı Torreira’nın çektiği müthiş şuta haksızlık etmeyelim!
28.dakikada, Galatasaray’ın “çiçeği burnunda” santraforu Osimhen’in kafayla indirdiği topu Dries Mertens şık bir aşırtma vuruş ile ağlara göndererek skoru 2-0’a getiren golü kaydetti. Bu golde, Fenerbahçe stoperi Çağlar Söyüncü’nün büyük bir hata yaptığını düşünüyorum. Osimhen’in indirdiği topu daha iyi karşılayabilirdi. Mertens’e kolay bir gol attırdı.
Skor 2-0’a geldikten sonra Fenerbahçeli futbolcular oyun içinde büyük bir kırılganlık yaşadılar ve ilk yarının sonuna kadar hücum bölgesinde en ufak bir varlık gösteremediler.
Karşılaşmanın ikinci yarısında da oyunun kontrolünü elinde bulunduran taraf Galatasaray idi. Fenerbahçe’ye maça dönme imkanı tanımadılar.
Elbette Fenerbahçe de, 2-0 geride olmanın getirdiği reaksiyon ile ikinci yarıda hücumu daha çok düşünen taraf idi. Ancak bu hücumlar bilinçsiz, üretkenlikten çok uzak,-dostlar alışverişte görsün- mantığıyla gerçekleştirildi.
59.dakikada, Galatasaray’ı rahatlatan gol Brezilyalı merkez orta saha oyuncusu Gabriel Sara’nın ayağından geldi. Kendi geliştirdiği atağı klas bir vuruşla gole çevirdi ve takımını 3-0 öne geçiren golü attı.
Yaz transfer döneminde Galatasaray kadrosuna katılan Gabriel Sara’yı çok beğeniyorum. Orta sahaya hareket getirdi. Fiziksel gücü üst düzey, top tekniği iyi, her noktadan etkili şutlar atabilen bir oyuncu. Herhangi bir sakatlık sorunu yaşamaması hâlinde takımına büyük katkısı olacaktır.
63.dakikada, Fenerbahçe’nin kazandığı penaltı atışını Edin Dzeko gole çevirdi. Ancak bu gol, Fenerbahçe’nin maça ortak olması için yeterli olmadı. Ayrıca, Fenerbahçe’nin kazandığı penaltı pozisyonuna neden penaltı kararı verildiğini gerçekten anlayamadım.
Ezeli rakibi Fenerbahçe’yi 3-1’lik skorla mağlup eden Galatasaray puanını 18’e yükseltti.
Yazımın sonunda, Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü Jose Mourinho’nun sezon başı performansı ile ilgili olarak birkaç cümle söylemek istiyorum.
Jose Mourinho, Avrupa futbolunda kendisini fazlasıyla kabul ettirmiş, marka bir teknik direktör. Tartışılamayacak kadar müthiş bir kariyeri var. Ancak, Türk futboluna ve Fenerbahçe’ye uyum sağlama sürecini sağlıklı bir şekilde atlattığını düşünmüyorum.
Örnek vermek gerekirse.. Galatasaray derbisi öncesinde kendisine yöneltilen “Galatasaray derbisi hakkında ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki soruya “Sıradan bir maç, rahatım.” cevabını verdi.
La Liga, Premier Lig, Serie A gibi üst düzey ve sadece futbolun konuşulduğu liglerde bu tip açıklamalar gündem yaratmayabilir. Ancak, ülkemizin mevcut futbol konjonktüründe bu tip açıklamaların rakibi ekstra motive ettiğini görürüz. İlerleyen süreçte de bu açıklamalar, takımlar arasında bir kriz ortamı yaratabilir. Mourinho’nun kendisini sadece takımının oynayacağı futbola odaklamasının izlenebilecek en doğru strateji olacağını düşünüyorum.
Eğer kötü skorlar gelmeye devam ederse, şampiyonluğa hasret kalan Fenerbahçe tribünleri birkaç maç sonra Jose Mourinho’nun istifasını istemeye başlar ve Fenerbahçe yönetimi de bu çağrının karşısında duramaz.