Uğur Ergan
Hatay'ın hüznünü saklayan yüzler
Ressam Ünal Kuş, Hatay’ı yerle bir eden 6 Şubat 2023 depreminden mucizevi şekilde kurtulanlardan biri. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Kuş’un büyük emek ve çaba ile kurduğu düzenden hiç bir eser kalmamış, ne var, ne yok enkaza gömülmüş. Tek tesellesi kendisinin ve birlikte sergi açtığı öğrencisi Selmani Baki Kocaispir’in aileleriyle birlikte depremden sağ olarak kurtulmuş olmaları.
Deprem sonrası barındıkları yer, Mersin’de küçücük bir apartman dairesi. Mekansal şartları zorlayarak ancak küçük ebatlı resimleri yapabilmiş sanatçı. Ankara’da Fırça Sanat Galerisi’ndeki sergide yer alan büyük ebatlı resimlerini ise daha önce sergi açtığı galerilerden toplamış. Hatay’ı ve bölgeyi unutturmamak uğruna çok zor şartlarda sergi açmak, Ünal Kuş’a bir nefes olmuş.
Sergide Kuş’un yoğun soyutluk içermeyen kadın portrelerini görüyor izleyici. Hatay’ın hüznünü dışarı yansıtmamaya çalışan kadınlarını işlemiş sanatçı. İnsan ve insanın çevresi ile iç dünyasına ait durumları saptamaya çalışmayı hedeflediğini belirten Kuş, bu nedenle figüratif çalışmayı tercih ettiğini söylüyor. Figürlerde duygu ve içselliği ortaya çıkarmayı nedefleyen Ünal Kuş, figür ve mekanlarda renk ve biçim deformasyonunu özellikle tercih ettiğini vurguluyor. Sanatçı eserlerinde genellikle sıcak renk armonisini tercih ediyor. Kendisini “Renkçi” bir ressam olarak tanımlayan Kuş, renk tercihiyle ilgili özetle şunları söylüyor:
“Renkçiliğim, gayet renkli bir coğrafyada yetişmemin sonucu olabilir. Kırmızıyı tercih etmemin nedeni belki yaratılmak istenen sıcak, sevecen ve dinamik iç konstrüksiyonun gereği. Tabii şunu da unutmamak lazım, resmin çıkma sürecinde kendiliğinden oluşan bir durum da var. Bazı eserlerime soğuk renkleri de serpiştiriyorum. İzleyici soğuk renkler sayesinde, sıcaklığın içinde gizlenmiş hüznü de yakalayabilir.”
Eserlerine kimi zaman soyadından esinlenerek başta kuş olmak üzere, balık ve kedi gibi hayvan figürlerini de konduran sanatçı, bununla insana ait neşe, keder, mutluluk, özgürlük gibi durumları metaforlar yardımıyla anlatmaya çalışmış.
Ünal Kuş, üretimde özgünlüğe önem veren bir sanatçı. Kuş, özgünlüğün önemine, “Bir yapıtın olmazsa olmazı özgünlüktür. Aksi takdirde tarihsel tekrara düşersin veya başkasının beyni ve ağzıyla konuşursun. Tüm bunların yanında işçilik ve ustalık da gerekir. Sanatçının entelektüel birikimi teknik gelişimine bağlı olarak doğal akışı içinde değişime uğrar, değişim bir günde aniden ve ticari kaygılar dekoratif endişeler şeklinde olmaz. Her sanatçının kendine ait özgün dili olmalıdır. Her gün, her ay bu dil değişemez, değişmesi mümkün değildir” diye dikkat çekiyor.
HOŞÇAKAL BÜYÜK USTA
Hafta sonu yoğun olacağı için Ünal Kuş yazısını geçen Cuma akşamı yazmaya başladım. Yazıyı tam bitirdim, acı haber geldi. Tanımaktan büyük onur duyduğum, müthiş bilge, hangi şart altında olursa olsun, hayata ve büyük emek verdiği sanata bakış açısından asla taviz vermeyen, çağdaş Türk resminin en önemli soyutçularından Prof. Dr. Zafer Gençaydın’ın vefatını duydum. Cumartesi günü Zafer hocayı Ankara’dan çok sevdiği memleketi Elazığ’a son yolculuğu için uğurladık. Zafer hoca, öyle birkaç cümle ile anlatılacak bir şahsiyet değil. Önümüzdeki hafta Gençaydın’la ilgili anılarımı yazacağım. Işıklar içinde uyu büyük usta.