Kerem Kırçuval
GERİYE GİDEN BEŞİKTAŞ…
Ligdeki tiyatroyu hep beraber izliyoruz. Renkli takımların birbirinden hiç farkı yok, hakemler gibi... Daha çok bağırana daha çok penaltı icat ediliyor, rakibine daha çok kart çıkıyor. Güya ikisi de federasyondan şikayetçi. Ama federasyon onları hiç üzmüyor bir maç ona bir maç buna diye pay ediyor ligi. Ama federasyon eninde sonunda birini tercih edecek. Biz de buna şampiyonluk diyeceğiz. Bu berbat bir tiyatrodan başka bir şey değil.
Memlekette futbol bu durumdayken bir de Beşiktaş’ın içinden kemirilmesi kabul edilebilir mi? Güya hayatlarını Beşiktaş’a adamışlardı, aşıklardı bu takıma. Yazıklar olsun Beşiktaş’ın parasına puluna tamah edenlere…
Hakem oyunlarıyla Galatasaray’ı elinden kaçıran Beşiktaş, Gaziantep deplasmanına radikal değişikliklerle çıktı. Colley’in cezalı olması geri dörtlüyü değiştirirken, Santos Cenk Tosun’u da kulübeye çekti, forvet tercihini Beşiktaş’ın altın adamı genç Semih’ten yana kullandı. Gedson Fernandes’in dönüşünü not etmek gerek. Zaynutdinov’un denenmediği bölge kalmadı. Santos da onu bu kez orta sahada sahaya sürdü.
Gaziantep ise adeta sevgili ilişkisi yaşadığı Marius Sumudica ile yollarını ayırdı Selçuk İnan ile yeni yolculuğa başladı bu müsabakayla birlikte.
Beşiktaş daha maçın başında kendi sahasından çıkarken yaptığı hatayla geriye erken düştü. Gaziantep takımı şahane paslarla Beşiktaş kalesini Sorescu’nun sol ayağıyla avlamayı başardı.
Koca devreyi yüzde 61 topla oynama başarısıyla tamamladı Beşiktaş takımı ama bal yapmayan arı sürüsü gibiydi. Son derece yavaş oyun, sahayı daraltmayan anlayış, uzun ara paslarla pozisyon yaratma çabası. Ayrıca gol yedikten sonra yeniden doğan bir takım görüntüsünden çok uzak. Direnmeyen bir takım. Rakibin en kolay ezberleyeceği ve mukavemet edeceği bir tablo.
Zaynutdinov oyunda yok, Masuaku’dan yeterince faydalanılamıyor, Muçi ve Rashica etkisiz.
İkinci yarı Zaynutdinov’un yerine Cenk sahadaydı. Ve daha 60. dakikaya gelmeden Al Musrati sakatlanınca, Amartey oyuna dahil oldu. Ardından Aboubakar ve Ghezzal sahaya sürüldü, Muçi ve Onur kenara alındı. Ve fakat bu değişiklikler de Beşiktaş’ı hareketlendiremedi.
Berbat zemini anlıyorum ama yeterince sertlik olmamasına rağmen her üç dakikada bir oyuncu yere yatıp doktor bekledi. Futbolun böyle oynanmasına elbette hakem de izin verdi.
Müsabaka bitse de gitsek havasına büründü. Ta ki 85. dakikaya kadar. Beşiktaş takım halinde tam uyku pozisyonuna geçti ve Draguş da dört defans oyuncusunu çalımlayıp skoru 2-0’a getirdi. İki dakika sonra Semih’in ceza sahası içerisinde düşürülmesine penaltı çalındı ama Cenk penaltıyı kaçırdı. Zira kullandığı son dört penaltının üçünü kaçırmasının haber değeri yok. Önemli olan kaçan penaltıdan ziyade Antep kelecisi Nita’nın futbolu çirkinleştiren hareketleriydi. Atış öncesi sincice kramponlarıyla penaltı noktasını kazıdı durdu. Beşiktaşlı oyuncuların uyarılarıyla sarı kartı gördü.
Beşiktaş bu mağlubiyetle üçüncülük yarışında Trabzonspor’un da üç puan gerisine düştü.
Şu ana değin oynanan 29 süper lig maçının 11’ini kaybeden bir Beşiktaş var önümüzde.
Üstelik Santos’un gelişinin ardından tüm istatistikler Beşiktaş’ın tüm alanlarda topa sahip olmadan, gol pozisyonuna girme, şut atma sayısına kadar geriye gittiğini gösteriyor. Göreve geldiğinde liderle arasında 18 puan vardı Beşiktaş’ın, dün fark 32’ye çıktı. Tartışılan teknik adam olmaya başladı Santos.
Futbolcuların ruhlarını kazanmaya Beşiktaş forması taşıdıklarına inandırılmaya ihtiyaç var her şeyden önce. Dün gecenin özeti buydu.