Kerem Kırçuval
Futbolda operasyon saati...
Beşiktaş geçen haftaki galibiyet kadrosunu bozmadan sahadaydı. Maçın başında Cenk’in Rashica’nın şahane ortasına vurduğu kafa golle sonuçlanabilirdi ama olmadı.
Cenk yerine Aboubakar mı diye tartıştık Çarşı’da. “Abi takıma ihanet etti” diyenler oldu. Esnaf bir kardeşim “Abi parasını veriyoruz niye oynamasın?” diye itiraz etti. Tam bu tartışmanın orta yerinde Semih yine ortaya çıktı ve şahane bir gol atıp herkesi susturdu. Artık alkış vardı sadece. Semih nefis oynuyor. Top hep onun ayağına gelsin isteniyor. Semih Kılıçsoy Beşiktaş gol atıyorsa o da mutlaka imzasını atıyor.
Necip gerçeğini de unutmamak gerek. Kale dışında nerede oynamadı bu samimi krampon. Dün de taşıdığı formanın hakkını veren gerçek bir Beşiktaşlı olduğunu gösterdi.
Her çıktığı maçında açıkça Beşiktaş düşmanlığı gizlemeyen orta hakem Atilla Karaoğlan Galatasaray maçı öncesi daha ilk yarıda yaptı yapacağını. Gedson Fernandes’e çıkardığı gereksiz sarı kart onu cezalı duruma düşürdü. Haftaya oynanacak Galatasaray maçı arefesinde Beşiktaş’ın orta sahasını eksiltti.
Türk Futbol Federasyonu ve onun içinden çıkan Merkez Hakem Kurulu zaten sadece Beşiktaş’a düşmanlık için vardır. Renkli takımlara verilen penaltılar, onların rakiplerine çıkan kartlar Beşiktaş için olmaz. Ama laf çoktur onlarda. Renkliler federasyona iki kelam eder, federasyon ise düşmanlığını açıktan Beşiktaş’a gösterir.
Dünkü müsabakada İstanbulspor’un son derece temiz futbolunda, Beşiktaş’ın samimi oyununda bile sahaya kirleten tek isim orta hakem Atilla Karaoğlan’dı. Daha da yazarım da edebim izin vermiyor bu adamla ilgili.
Müsabakanın 44. dakikasında Cenk’in var olma mücadelesi Beşiktaş’ı bir golden etti. Oysa Cenk oynatıldığı yerin gereğini yapsa gol sahibi değil kahraman olabilirdi. Yapamadı.
İlk yarı Atilla Karaoğlan’ın berbat kararlarıyla ama Semih’in nefis golüyle sona erdi. İki takımın da birer topunun direkten döndüğünü de unutmayalım ilk yarı.
Geçen hafta yılmadan sıkılmadan kaleyi gördüğü her yerden şut atan ama sonuç alamayan Ernest Muçi ilk golü İstanbulspor’a attı ligde. Ceza sahası dışından nefis vuruşuna kalecinin de yapacak hamlesi kalmadı. Beşiktaş ikinci yarının ilk on dakikasında farkı ikiye çıkardı.
Atilla Karaoğlan yine veremediği kartlarla ikinci yarıyı da çirkinleştirdi. Çalmadığı düdüklerle ya da çıkardığı kartlarla tam bir operasyon adamı. Zaynutdinov’a son dakika çıkardığı kartla onu da Galatasaray maçından esirgedi. Türk futbolu böyle insanlardan bir an önce kurtulmalı.
Cenk ilk yarıda yaptığı dayanılmaz hatayı ikinci yarıda da tekrarladı. Formasına bu kadar aşık olduğunu bildiğimiz bu ismin geri dönüşü golle olmayacak. Sakinleşmesi gerekiyor.
Geçen hafta özellikle de ilk yarı topu rakibine bırakan, İnönü’de tüm istatistikleri yerle bir eden Beşiktaş dersini almıştı. Rakip kaleye 12 şut atan, ceza sahasında daha çok top oynayan Beşiktaş kendine gelir gibiydi.
Biraz daha kanatları kullanabilseler, biraz daha hızlansalar, biraz daha alanı daraltsalar eski günlerine dönecekler.
Cenk mi Aboubakar mı tartışmasını söyledim ya oyuna girdi ya peki ne yaptı? Cenk’e haksızlık mı ediliyor? Aboubakar Beşiktaş’tan çoktan kopmuş…
Sezonun sonunda ligden dört takım düşecek. Evet taraftarı az, evet bütçesi yetersiz ama düşmeye en yakın takım İstanbulspor için gerçekten üzüleceğim. Zira ligin futbol adına top oynamak adına en klas takımlarından biri İstanbulspor…
Önceki gün oynanan Fenerbahçe maçının son dakikasında çalınan penaltı, Galatasaray’a verilmeye doyulmayan penaltılar, Beşiktaş’tan esirgenen düdükler, bahşiş gibi dağıtılan kartlar futbolda operasyon saati mi dedirtiyor? Oysa biz biliriz kimin ne kalibrede olduğunu, biz Beşiktaş düşmanlarını iyi biliriz. Operasyon çocukları diyeyim susayım.
Haftaya Fernando Santos için de Beşiktaş için de kritik hafta. Beşiktaş Kartal gibi oynarsa eksiklerine rağmen İnönü’den zaferle çıkar, İnönü yenilmez. Ve ligin kaderine çizgi çizer ki hakkı vardır. Şerefi’yle Hakkı’yla…
Haydi Beşiktaş.