Kerem Kırçuval
Erdemli Beşiktaş
Erdem Gül…
Erdem Gül dün benim de tanık olduğum o davada yani 14. Ağır ceza mahkemesi duruşma salonunda 5 yıl hapis yedi. Oysa daha önce yediği 5 yılın bir kısmını yatmış, Yargıtay’ı Anayasa Mahkemesi “Erdem’e haksızlık yapılıyor.” demiş, kararları bozmuş ama iş sanki kan davasına dönüşmüş gibi son yargılamadan 5 yıl mahpus kararı çıktı.
Mahkeme başkanı “5 yıl usta 5 yıl” diyerek salonu hepimize kapattığında adeta bir Mümtaz Soysal dersi dinlediğim gibi pür dikkat izlediğim avukatları Fikret İlkiz’in, Akın Atalay’ın, Tora Pekin’in, Abbas Yalçın ve kardeşim Yiğit Acar’ın savunmalarının işitilmemesini hayretle izledim.
Erdem Gül size ne yaptı ey adalet?
Ne istiyorsunuz?
Bir haber yazmak için 5 yıl mahpus mu?
Adı haber kendisi haber…
Erdem Gül ile başlamak istedim.
Adaletin, hakkaniyetin hiç olmadığı Türk futbol liginde Beşiktaş’tan bahsedeceksek, Erdem Gül de akla gelmeli. Soğuk, buz gibi Ankara deplasmanlarında birkaç damla bulabildiğimiz konyak ile “Ahmet gitsin, Seba dursun.” diyerek o kalabalığa karşı duruşumuz vardır bizim onunla. Ligin, kupanın bir bütün halinde federasyonun rezilliğini yaşıyoruz. Kameralar eli ile çalınan hakların, verilmeyen, verilemeyen kartların, penaltıların hangisinden bahsedeyim?
Biz ne yapıyoruz Allah aşkına?
Renkli iki takım hakkında yazılanlar, çizilenler ve gözümüzle gördüklerimiz…
Çarşı’dan bir kardeşim;
“Bizim bu kirli ortaklığa karşı şampiyonluklarımız ne kadar helal ve temiz? Beşiktaş bir mucizedir.” diyordu.
Gerçekten de öyledir.
Beşiktaş bir mucizedir.
Erdem’e dönelim…
9 yıllık davayı inatla sürdürmek; sadece bir haber ile hükümeti yıkmak, milleti bölmekle suçlamak nasıl açıklanabilir? Hürriyet, ifade, inançlara saygı konusunda herkesten saygılı bir hayata neden ceza verilmek istenir?
Beşiktaş düşmanlığı ne ile açıklanabilir? Futbolda düşülen bataklığın içinden çıkacak çiçeğin doğması ne kolay ne de ıtır bir hava verir. Ama Beşiktaş onların düştüğü bataklıktan çıkmaya çalışan bir takım değil, bir duruştur.
Konya iyi takım. Dün Ankaragücü Fener’i de eleyince morali de yerindeydi. Ancak direnişi 32. dakikaya kadar sürdü. Salih Uçan kendi hazırladığı golü Konya ağları ile buluşturdu. Gol dönüşü her zaman tehlikelidir. Ama Mert ilk dönüşe öyle net bir tepki koydu ki yeşil beyazlıların ilk yarıdaki umutları ikinci yarıya kaldı.
Misal bayrağı olan ama gözü olmayan yan hakem Esat Sancaktar’ın Gedson Fernandes’e yapılanları görmemesi rezilliğin fotoğrafı değil miydi? Herkes adalet istiyor ki herkese lazım. O yan hakeme de.
Soyunma odasına gidilmeden önce Semih Kılıçsoy’un şutunun ağlarla buluşmasını eminim Türk futbolunu seven herkes istedi ama olmadı. İkinci yarı golcü değişiklikleri ile başladı. Salih Uçan çıktı, Cenk Tosun girdi. Gedson Fernandes ortayı yaptı Cenk Tosun kafayı vurdu, Beşiktaş 2’yi buldu.
Konyaspor’un sayın hocası son Beşiktaş müsabakasından önce “bizim hedefimiz ligde kalmak” demişti. Samimi bir değerlendirmeydi. Ama dün gece Konyaspor tüm silahlarını kullanmaktan çekinmedi. Helal olsun kardeşlerime.
Necip Uysal…Rıza Çalımbay’dan sonra bu takımın yetiştirdiği en büyük emekçidir. Hakkı yenmemeli, teslim edilmelidir. Sonuç Beşiktaş tur atladı, turnuva hocası Fernando Santos tüm engellemelere rağmen takımın bu sene hayata tutunması adına önemli bir adımı geçti.
Ama ben meseleyi Erdem ile bitireyim. O cezaevinde yatarken ve ben ona giderken uzun uzun Beşiktaş konuşurduk. “Maçları izliyor musun?” diye sorardım. “Halk Tv yok, Krt yok, Lig Tv var.” derdi. Ben buna çok sevinmiştim.
Umarım sayın Yargıtay, sayın adalet Erdem’den elini çeker.
Umarım Beşiktaş’a yapılanlar da artık son bulur.