Bitmeyen EYT Tartışmaları

İran ile İsrail arasında yaşananlar, ekonomik göstergelerde ortaya çıkan ilginç tablo, Borsa’da yaşanan çöküşe rağmen bu hafta EYT konusuna değinmek istiyorum. Çünkü söylemler gerçekten can sıkıcı bir hal almaya başladı.

Bir sonraki yazımda başta enflasyon olmak üzere makroekonomik verilerdeki gelişmeleri ve olası senaryoları kaleme almaya çalışacağım.

Ancak bugün TÜİK tarafından açıklanan Eylül ayı enflasyon verisine ilişkin bir küçük not düşeyim. Pazartesi günü İTO aylık enflasyonu %3,9 olarak açıklayınca gözler TÜİK verisine çevrilmişti. Açıklanan veri piyasa beklentisinin üzerinde, aylık %2,97. Yıllık enflasyon TÜFE’de %49.4’e gerilemiş olsa da beklentilerin üzerinde gelen bir aylık enflasyon var. Bu veri sonrasında kasım ayında faiz indiriminin rafa kalkmış olma ihtimali belirdi.

Emeklilikte yaşa takılanlar veya halk arasında EYT olarak bilinen, yıllardır devam eden ve geçtiğimiz yıl yapılan seçimler öncesinde yasalaşan EYT düzenlemesi, aradan geçen bunca zamana rağmen dillerden düşmek bir yana her gün ve her fırsatta dile getiriliyor.

Konu ne olursa olsun; kavramları yerli yerine oturtmalıyız ki doğru sonuca ulaşabilelim.

Son zamanlarda başta ekonomi yönetimi olmak üzere iktidardaki farklı makamlardan sürekli bir EYT şikayeti ve maliyet hesabı yapılıyor. Hatta bugünlerde yapılamayan pek çok şeyin sebebi olarak da EYT gösteriliyor.

Ben de EYT’den yararlanan ve yaklaşık dokuz ay kadar erken emekli olan birisiyim.

Konu ile ilgili tek bir soru sormak istiyorum. Yıllardır gündemde olan EYT, neden bugüne kadar çıkartılmadı da 2023 yılında yapılan seçimlerin hemen öncesinde çıkartıldı?

Cevabı bence basit.

Mevcut iktidarın, iktidarını sürdürebilmesi için seçimi kazanması, onun için de EYT’yi çıkartması gerekiyordu. AKP, 2002 yılının Kasım ayından beri iktidarda. Toplumun her zaman EYT talebi oldu. Çıkmasa seçim kaybedilecekti. Hadi daha yumuşatarak söyleyeyim kaybedilebilirdi ve AKP, bu riski almak istemedi.

EYT, iktidar ile seçmen arasında bir pazarlık unsuru oldu. Hatta hatırlayın sosyal medyada “EYT Yoksa Oy da Yok” diye “hastag”ler açıldı. EYT, sosyal medyada günlerce “trend topic” oldu.

Sonunda seçmene dendi ki:

“Ben sana EYT’yi çıkartıp emeklilik hakkını vereyim, sen de bana oyunu ver”.

Vatandaşların bir kısmı da bu pazarlığa sıcak bakıp el sıkıştı.

Yirmi yılı aşkın süredir iktidarda olmasına rağmen EYT’yi 2023 yılına kadar çıkartmamış olan iktidar bugün EYT’nin yasalaşmasından muhalefeti sorumlu tutuyor. Muhalefet çok bastırdı da ondan çıkartmak zorunda kaldık diyor. Gören de yıllardır muhalefetin her bastırdığı ya da çok istediği her şeyin yapıldığını zanneder.

EYT konusunda toplumsal baskı yıllardır vardı. EYT’yi yıllarca çıkartmayan hükümet de bugün çıkartan hükümet de aynı hükümet. Çıkartıp seçimi kazanan da bu Hükümet, bugün bundan şikayet eden de.

Muhalefet elbette bastıracak, ortada yaklaşık iki milyonluk bir seçmen kitlesi ve onların ailelerin oyları var.

Demem o ki…

Seçimi kazanmak için çıkarttığın yasadan bugün şikayet etmek gerçekten hiç şık değil.

Ayrıca devletin kendi belirlediği kurallar çerçevesinde yıllarca primlerini ödemiş insanlara emeklilik hakkı vermek de ulufe dağıtmak değildir.

Kabul ediyorum; sisteme bir anda iki milyon emeklinin eklenmesi elbette ekonomik açıdan da iş piyasası açısından da sorunlu bir durumdur. Ancak bunu yaratanlar emekli vatandaşlar değildir.

Sosyal güvenlik sisteminde bazı göstergelerde bozulmalar var. Hakkaniyet ile bu kötüleşme önce durdurulmalı sonrasında iyileştirecek adımlar atılmalıdır. SGK'nın 2024 yılı Ocak-Haziran istatistiklerine göre, Türkiye'de 1.63 çalışan 1 emekliye bakıyor. Dünyada bu değerin olmazsa olmaz altı sınırı 2 olarak kabul ediliyor. İdeal değer ise 4 olarak kabul ediliyor. Türkiye aslında 1980’li yıllarda bu parametrede 3’ün üstünü gördü. Dolayısı ile bu veri bile tek başına alarm zillerinin çaldığını göstermeye yetiyor.

Diğer taraftan yine 2024 yılı Haziran ayı verisine göre Türkiye’de Balıkesir, Çorum, Giresun, Sinop, Zonguldak ve Bartın’da emekli sayısı, çalışan sayısından fazla.

Emeklilerin hali zaten ortada. İnsanlar yaşam mücadelesi veriyor. EYT’den yararlanarak emekli olmuş ve bugün yüksek emekli maaşı alan insanlar var ama bunlar toplamın içinde çok düşük oran. En düşük emekli maaşının 12.500 TL olduğu ülkede emeklileri dile dolamak, yaşanan sorunların sebebi gibi göstermek kabul edilebilecek şey değil.

Deniyorsa…

Biz bugün bu sorunları neden yaşıyoruz diye etrafa dikkatlice bakmak yeterli olacaktır.

Ben yazmaya kalksam yazı dizisi olur çünkü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi