Barışcan İğrek
Beşiktaş doğru yolda
Süper Lig’de 4. hafta geride kaldı. Bazı takımlarımızın performanslarıyla göz doldurduğu, bazı takımlarımızın ise hayal kırıklığı yarattığı ligimize A Milli Futbol Takımımızın, UEFA Uluslar B Ligi’nde Galler ve İzlanda ile oynayacağı maçlar nedeniyle ara verildi.
Hiç şüphesiz, ortaya koyduğu göze hoş gelen futbol ile yeni sezonun en dikkat çekici takımlarından biri Beşiktaş oldu.
Süper Lig’de Samsunspor, Antalyaspor ve Sivasspor’u mağlup ederek sezona 3’te 3 yaparak başladılar. UEFA Avrupa Ligi Play Off turunda eşleştikleri Lugano’yu da eleyerek gruplara kalmayı başardılar. Süper Kupa finalinde de ezeli rakipleri Galatasaray’ı 5-0 gibi spektaküler bir sonuçla mağlup ederek kupaya uzandılar.
Sezon başı itibarıyla, geride bıraktığımız sezona oranla sahaya daha iyi yerleşen, rakiplerine boş alan bırakmayan, iştahlı hücum eden ve mücadeleci bir Beşiktaş takımı izliyoruz. Savunmada rakiplerine kolay pozisyon vermiyorlar. Hücumda ise, Rafa Silva - Ciro Immobile ikilisinin liderliğinde rakip savunmaların üzerine -korkulu rüya- gibi çöken bir takım izliyoruz.
Süper Lig’in 4.haftasında oynanan Sivasspor maçında biraz durağan bir Beşiktaş takımı vardı sahada. Arzu ettikleri hücum organizasyonlarını gerçekleştiremediler. Gol yollarında etkisiz kaldılar. Ancak, böylesine durağan oynadıkları bir maçta bile topun hakimiyetini ellerinde tutarak oyunu rölantide tutmayı başardılar. Sivasspor’a dişe dokunur bir pozisyon vermediler ve karşılaşmayı 2-0 kazanmayı başardılar. Bir futbol takımı için “kötü oynarken de maç kazanmak” çok önemli bir artıdır.
Siyah Beyazlıları oyuncu bazında değerlendirecek olursak...
Sezon başında Beşiktaş kadrosuna katılan isimlerden stoper Gabriel Paulista, orta sahanın her bölgesinde forma giyebilen Rafa Silva ve santrafor Ciro Immobile, deyim yerindeyse “takıma cuk oturmuş “ bir görüntü sergiliyorlar.
Sağ stoper pozisyonunda görev yapan Gabriel Paulista, Beşiktaş savunmasına liderlik yapabilecek özelliklere sahip olan bir oyuncu. Kontrollü ve riskten uzak bir oyun tarzı var. Yeri geldiğinde, savunmadan attığı uzun paslarla takımının pozisyona girmesine katkı sağlayan bir isim. Değerli bir stoper...
10 numara ve sol kanat bölgelerinde başarılı bir performans ortaya koyan Rafa Silva, takıma çok büyük bir hareketlilik getirdi. Attığı gollerle, şutlarıyla, enerjisiyle, hücum hattına getirdiği hareketlilikle Beşiktaş’a değer kattı. Bana göre, Süper Lig’in 4.haftasında oynanan Sivasspor maçında kötü bir performans sergiledi ama böylesine kötü oynadığı bir maçta bile, karşılaşmanın son dakikalarında genç santrafor Mustafa Hekimoğlu’na öyle klas bir pas attı ki hayran kalmamak elde değil. Her an oyunun kaderini değiştirebilecek bir oyuncu. Mustafa’nın yerinde daha tecrübeli bir santrafor olsaydı bu pası golle sonuçlandırması işten bile olmazdı. Rafa Silva, sezon başında göstermiş olduğu bu etkileyici performansı sezonun geneline yayarsa Süper Lig’e çok büyük bir renk katacaktır.
Yazımın sonunda, geçtiğimiz günlerde Beşiktaş kadrosuna katılan Portekizli merkez orta saha oyuncusu Joao Mario’nun transferini birkaç cümle ile değerlendirmek istiyorum. Joao Mario Avrupa futbolunda piyasası olan, kendisini fazlasıyla ispat etmiş bir oyuncu. Inter, Benfica, West Ham gibi köklü kulüplerin formalarını başarıyla terletmiş, kariyerli bir oyuncu.
Joao Mario transferinde kafama takılan tek bir soru işareti var. Oyuncunun kanat rotasyonunu güçlendirmek için kadroya dahil edildiği konuşuluyor. Bir kanat oyuncusunda bulunması gereken özelliklerin hiçbiri Joao Mario’da yok. Top tekniği ve etkili şutlarıyla tanınan bir isim Mario. Bazı maçlarda Joao Mario 10 numaraya çekilip Rafa Silva kanatlarda mı kullanılacak diye düşünmeden edemiyor insan!
Joao Mario transferine rağmen Beşiktaş’a adam eksilten, çalım atan, hızlı, orijinal bir kanat oyuncusunun gerekli olduğunu düşünüyorum.