Abdullah Biricik
GALATASARAY’A İHANET
Önceki gün Galatasaray Başkanı Burak Elmas, Sarı-kırmızılı kulübün olağan Divan Kurulu Toplantısında bir veda konuşması yaptı. Divan Kurulu üyeleri ve basın mensupları ile vedalaşan Burak Elmas; “Atilla İlhan'ın da söylediği gibi 'Ayrılıklar da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili.’ Bundan 9 ay önce bu salonda teşekkür konuşması yapmıştım. Bugün son divan kurulu toplantımda, 38. başkan olarak son konuşmamı yapıyorum.” dedi.
Çok acıydı! Galatasaray’a olan sevdasını ve yaşadığı zorunlu ayrılığı bu sözlerle dile getirdi. Pek çok Galatasaraylının hüzün duyduğu ve duyacağı bir “ayrılık” cümlesiydi.
Bu noktalara nasıl gelinmişti?
Bundan 9 ay önce taraftarların ve üyelerin büyük desteğine mahzar olmuş ve aynı kürsüde teşekkür konuşması yapmış genç bir Başkan ne yaptı da 9 ay içerisinde istenmeyen adam oldu?
Sosyolojik, politik ve yönetimsel alanda derince araştırılması, incelenmesi gereken bir konu. Hatta akademisyen adaylarına tavsiye edebileceğim sağlam bir tez konusu.
Pek çok politikacının, futbol yöneticisinin ders alması gerekençok önemli bir süreç.
Büyük ümitlerle seçilen bir liderin 9 ay içerisinde istenmeyen adama dönüşmesi.
Elbetteki bu sosyolojik ve politik süreç kesin yargılarla özetlenemez ancak kalın cümlelerle belirtilmesi gereken önemli hususlar var.
Tutulamayacak sözler ve vaatler verilmemeli, sevenler ve seçmenler hayal kırıklılığına uğratılmamalı, söylemlerin tam tersi tutumlar sergilenmemeli, göreve alınacak kişilerde “liyakat” esas alınmalı, mağlup olunacak savaşlara girilmemeli, “ben ne dersem o olur” şekindeki otokratik yönetim anlayışından kaçınılmalı, alınacak kararların doğuracağı sonuçlar derin bir şekilde analiz edilmelidir.
Burak Elmas kısa sürede çok büyük bir hayal kırıklığı yaratmakla kalmadı, kötü yönetimin bir sonucu olarak Galatasaray’ı büyük bir sportif başarısızlığa uğrattı.
Galatasaray şampiyonluk parolası ile başladığı sezonda küme düşmeme mücadelesi verdi.
Hiçbir iddianın kalmadığı ve tüm olumsuzlukların yaşandığı bu kritik sezonda bir umut kalan 6 maçta gençlerin forma giymesiydi. Ama sezonun en liyakatsiz tercihi olan Domenec Torrent Galatasaray Kulübüne bu küçük katkıyı sağlayabilecek, bu masum isteği dahi gerçekleştirebilecek niteliğe ve niceliğe sahip olmadığını gösterdi.
Küme düşmesi kesinleşen ve 6 oyuncusu ayrıldığı için neredeyse oynatacak oyuncu bulamayan Malatyaspor karşısına 8 savunma özellikli ve 2 ay sonra mukavelesi bitecek olan yaşlı oyuncularla çıktı.
Maçtan önce yayıncı kuruluşa verdiği röportajda, “bizim için sezonun en önemli maçı” ibaresini kullandı.
Neresinden bakarsan akıl tutulması ve alışılmış bir hayal kırıklığıydı.
Domenec Torrent açıklamalarıyla, ilk 11 tercihi ile Galatasaray’a ve Galatasaray tarihine resmen ihanet etti.
Maçın ilk yarısı amatör bir maç seviyesinde golsüz ve pozisyonsuz eşitlikle tamamlandı.
Yaklaşık 30 yıldır takip ettiğim Galatasaray’ı hiç bu kadar kötü bir seviyede görmemiştim.
İkinci yarıda Malatya’nın tükenmişliği ile gelen gollerle Galatasaray karşılaşmayı “sadece tabelada” 2-0 kazandı.
Karşılaşmanın kaybedeni yine Domenec Torrent ve bu liyakatsiz ismi Galatasaray’a layık gören, kalan haftalarda genç oyuncuları kazanmayı akıl edemeyen, taraftarı son beş maçta ızdırapla maç izlemeye mahkum edecek olan Burak Elmas’tı.
Attila İlhan’ın dediği gibi “ayrılıklar da sevdaya dahildir” ancak insanlar giderayak sevdiğine bu kadar zarar vermemeli, sevdiğinin canını bu kadar acıtmamalıdır…