Barışcan İğrek
Yerli futbolcu oynatma zorunluluğu yanlış mı algılandı?
Süper Lig'de mücadele edecek takımlar, transfer çalışmalarına son sürat devam ediyorlar.
Son şampiyon Beşiktaş, teknik direktör Sergen Yalçın'ın sözleşmesinin uzatılması ile ilgili olarak yaşadığı mini krizi başarıyla atlattıktan sonra, transfer dönemine hızlı bir giriş yaptı.
Şu ana kadar Aytemiz Alanyaspor ile sözleşmesi sona eren Salih Uçan, Fortuna Dusseldorf ile sözleşmesi sona eren Kenan Karaman, Medipol Başakşehir ile sözleşmesi sona eren Mehmet Topal ve geçtiğimiz sezon takımda kiralık olarak forma giyen Valentin Rosier'i Sporting Lizbon'dan bonservisiyle kadroya katan Siyah Beyazlılar; bonservisi Leicester City'nin elinde bulunan Rachid Ghezzal, Medipol Başakşehir'den Mert Günok ve bonservisi elinde bulunan Alex Teixeira'nın transferlerinde de son aşamaya geldi. Bu yazımın yayına hazırlandığı sıralarda, bu üç futbolcunun transferi tamamlanmış olabilir.
Özellikle, Mehmet Topal'ın transferi oldukça tuhafıma gitti. Birden fazla bölgede oynayabilen, tecrübeli bir futbolcu olabilir ama, kulüplerimizin ekonomik açıdan zorlandığı bir dönemde, CV'ye göre yapılan transferlere karşıyım.
Beşiktaş altyapısında yetişen ve geçtiğimiz sezonun ikinci yarısını Ümraniyespor'da geçiren Kartal Kayra Yılmaz gibi bir futbolcu elinde varken, yaşı ilerlemiş ve eski formundan çok uzak bir futbolcuya yatırım yapmanın gelecek adına doğru bir hamle olmadığını düşünüyorum.
Çiçeği burnunda başkan Burak Elmas önderliğinde yeni hedeflere yelken açan Galatasaray, geçtiğimiz transfer dönemlerinin aksine, düşük maliyetli ve futbol oynama iştahını kaybetmemiş oyuncuları radarına aldı.
Bu düşünceyle, bonservisleri elinde olan Alparslan Öztürk ve Aytaç Kara ile Aytemiz Alanyaspor'dan Berkan Kutlu kadroya dahil edildi.
Stoper pozisyonunda forma giyen Alparslan Öztürk, Göztepe formasıyla seyrettiğimiz bir oyuncu. 8 numara pozisyonunda forma giyen Aytaç Kara ise, Kasımpaşa'dan tanıdığımız ve geçtiğimiz sezonun ikinci yarısının büyük bir bölümünde kadro dışı olan bir oyuncu. Aytemiz Alanyaspor'dan transfer edilen Berkan Kutlu ise, gelişime ihtiyacı olan bir ofansif orta alan oyuncusu.
Şampiyonlar Ligi ön elemesinde oynanan PSV eşleşmesinde de görüldü ki, bu üç futbolcu da Galatasaray gibi bir kulübü taşıyacak oyuncular değil. Ancak, oturmuş bir takımda görev oyuncusu olarak katkı sağlayacak isimler.
Fransa'nın Rennes kulübünden transfer edilen Sacha Boey ve bonservisi elinde olan Patrick Van Aanholt'u ise, videolardan izlediğim kadarıyla fayda sağlayabilecek transferler.
Yeni sezona Abdullah Avcı liderliğinde hazırlanan Trabzonspor da, transfer çalışmalarını tam gaz sürdürüyor.
Bu bağlamda, bonservisleri ellerinde bulunan İsmail Köybaşı, Fode Koita, Dorukhan Toköz, Gervinho, Bruno Peres ile Göteborg'tan Marek Hamsik kadroya dahil edilmiş durumda.
Kasımpaşa'dan tanıdığımız Fode Koita, Napoli'den tanıdığımız Marek Hamsik, Roma'da izlediğimiz Bruno Peres ve Arsenal'de izlediğimiz Gervinho transferlerini olumlu buluyorum. Kaliteleriyle, Trabzonspor'a güç katacaklardır. İsmail Köybaşı ve Dorukhan Toköz isimlerini olumlu bulduğumu söyleyemem. Özellikle İsmail Köybaşı transferi, "Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı" dedirtecek türden bir transfer!
Kadroda yerli oyuncu bulunduracağız diye, eski formundan uzak, futbol oynama iştahını kaybetmiş oyuncuları transfer etmenin doğru olmadığını düşünüyorum.
Büyük kulüplerimizin yapmış oldukları bu transferler, geçmişte yapmış oldukları hatalardan zerre kadar ders almadıklarını gösteriyor.
Sırf, kadroda yerli oyuncu bulundurma zorunluluğu getirildi diye, kalite düzeylerine bakmadan, seç-beğen-al yöntemiyle transfer yapıyorlar. Yani herşey eskisi gibi. Aynı tas aynı hamam!
Bu zihniyete sahip olduğumuz için de, yabancı kulüplerin scout ekipleri, Zeki Çelik ve Çağlar Söyüncü gibi gençleri, biz keşfedemeden elimizden kapıyorlar.