Kaya Türkmen
Vah RTÜK vah!
Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aile üyeleri üzerinden ve ABD’deki bir vakıf aracılığıyla yurtdışına para aktardığını ve bunun “birkaç yüz kişi” ile bir “kaçış planına” işaret ettiğini ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, bu iddiasını önce 25 Mayıs günü TBMM grup konuşmasında, ardından aynı akşam sosyal medyada bir video yayınlayarak kamuoyunun bilgisine getirdi.
Ana muhalefet liderinin videosu Halk TV, Tele 1, KRT ve Flash TV tarafından canlı olarak yayınlandı.
Kılıçdaroğlu’nun adını sadece Cumhurbaşkanı “Bay Kemal” diye hakaret ettikçe gündeme getiren yandaş yayın organları ise videoyu yayınlamadılar.
Radyo Televizyon Üst Kurulu, videoyu yayınlayan dört televizyon kanalına en üst düzeyden para cezası verdi.
RTÜK cezayı “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında” 6112 sayılı kanunun 8. maddesinde yer alan, “Yayın hizmetleri, …tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz” hükmünün ihlal edildiği gerekçesiyle verdi.
Dikkat edin. Kanun hükmü yayınlanacak haberlere ilişkin.
“Yani doğru olduğundan emin olmadığın haberi yayınlamayacaksın” diyor. Ama RTÜK’ün kararına konu olan yayın haber değil ki! Bir canlı yayın. Canlı yayına çıkan kişinin söylediklerini nasıl soruşturacaksın?
Bir siyasi liderin açıklamalarını yayınlamak haberciliktir. İçeriği ne olursa olsun yayıncı bundan sorumlu tutulamaz.
Bir siyasetçinin “Faiz sebep, enflasyon neticedir” lafını yayınlamak haberdir. Yayınlayan içeriğinin doğruluğundan sorumlu değildir.
“Birileri çıkıp ‘aç kaldık’ diyor. Vicdansızlık yapmayın. Aç kalan falan yok” lafı da araştırılmış ve doğrulanmış bir gerçeği içermemekte, ama söyleyen nedeniyle haber niteliği taşımaktadır.
Gezi direnişi sırasında başörtülü bacımızın taciz ve darp edildiği, üzerine topluca idrar yapıldığı söylendiydi. Soruşturulmuş muydu doğruluğu? Zaten videosunu da göstermediler.
Biber gazından kaçan gençlerin camide içki içtikleri iddia edilmişti. Doğru muydu? Olayın şahidi cami imamı tersini söylemişti üstelik.
2002’de iktidara gelen Akapenin 1998 yılında hizmete giren Adıyaman Havalimanı’nı, 1992’de açılan Muş Havalimanı’nı, 1987 yılında Özal tarafından hizmete açılan İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nı yapmış olduğu iddiası doğru muydu? Tabii ki doğru değildi. Ama söyleyenin kişiliği nedeniyle haber değeri vardı bu yalanların.
Akapenin açtığı iddia edilen Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi ile Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nin 1992’de, Malatya İnönü Üniversitesi’nin ise ta 1975’te yapıldığını soruşturmuş muydu bu iddiaları çarşaf çarşaf yayınlayan medya?
1954 doğumlu Cumhurbaşkanı 1950’de son bulmuş tek parti döneminde 75 kişilik sınıflarda ders dinlediğini söylüyor. Haberdir bu arkadaş! Bomba haber. Yayınlayacaksın.
1983 doğumlu kızı 1980 öncesinde babasının odasına “bir geceni de bize ayır” diye not bırakmış. Bu haberdir. Doğruluğunu ister soruştur, ister soruşturma.
RTÜK vermiş olduğu bu kararla, hukuku ve yargıyı bir baskı aracı olarak kullanma konusunda gemi azıya almış iktidarın şuursuz bir emir eri olmak dışında bir misyonu olmadığını bir kez daha ilan etmiş olmaktadır.
Anlaşılan, seçimler yaklaşırken, iktidar otoriter rejimlere mahsus bütün sansür yöntemlerini kullanarak, muhalefetin sesinin duyulmasına engel olmaya çalışacak. RTÜK de bu sansürün en önemli aracı olacak.
RTÜK’ün sözünü ettiği kanunun aynı maddesi tarafsızlıktan ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamaktan bahsediyor. Acaba RTÜK iktidarın borazanı durumunda olan ve muhalefete yer vermeyen devlet kurumu TRT’yi bu hükme uymadığı için cezalandırmayı düşünür mü?
Üst Kurul’un karara oy veren çoğunluğunun iktidarın tepelerinden aldıkları bu emri yerine getirirken kendi zekalarına hakaret etmek durumunda bırakılmaktan rahatsız olmamaları da ibret vericidir.
Maazallah!
Limon satarım da bu zillete katlanmam.