Mert Yılmaz
ÜZGÜNÜM AMA GERÇEK OLDU
Kıymetli zamanınızı ayırıp okumakta olduğunuz bu satırları Merkez Bankası’nın faiz kararı açıklanmadan önce yazmaya başladım. Yazıya başlamadan önce de Gazete Pencere’den Sevgili Nilay Can’ı arayarak 2021 yılının Ekim ayı PPK toplantısı sonrasında yazdığım “Doktor Ne Yersen Ye” başlıklı yazımı göndermesini rica ettim. Nilay’dan bir şey istedin mi anında yerine gelir. Hemen gönderdi sağ olsun. Yazıya başlamadan önce o yazımı tekrar okudum. Allah için güzel de yazmışım. Hem okudum hem güldüm. Neden bunu yaptın diye merak eden varsa söyleyeyim. Hava yine aynı hava çünkü. Piyasadaki genel görüş, faizlerin %14’te sabit bırakılacağı yönünde ama bir sürprize de hazırlıklı olmakta fayda var havası bu. İyi biliyorum bu havayı.
2021 yılının Eylül ayında %19 seviyesinden faiz indirimlerine başlayan ve 2021 yılını %14 faiz ile tamamlayan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2022 yılında yaptığı toplantılarda faiz değişikliğine gitmedi. Bu toplantı öncesinde de faiz %14. Toplantının bir gün öncesine kadar piyasanın genel görüşü de hatta görüş birliği de bu toplantıda da faizlerde bir değişikliğe gidilmeyeceği yönünde idi. Ne oldu ise çarşamba günü öğleden sonra piyasada bir anda bir faiz indirimi gelebilir sesleri yükselmeye başladı. Bunu dile getiren kişiler geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulundular. Cumhurbaşkanı Erdoğan genel hatları ile bir faiz artışının gündemde olmadığını fırsat oldukça faizleri indirmeye devam edeceklerini söylemişti.
Karar açıklanmadan şunu söyleyeyim. Normal şartlarda, temdit penaltısı izler gibi nefes tutularak açıklanacak karar beklenmez. Öncesinde yönlendirme yapılır, piyasa ne karar çıkacağını %99,9 olasılık ile bilir, karar da piyasa beklentisinde çıkar, piyasa zaten bunu fiyatlamıştır. Her şey yolunda devam eder. Nefesler tutularak, dualar eşliğinde karar beklenmez. Herkesin duası kendi pozisyonuna göre tabi. Böyle bir bekleyiş hâkim oluyorsa bunun suçlusu piyasa değil. Orhan Gencebay’ın şarkısında dediği gibi “Bence sen de haklısın”.
ABD Merkez Bankası Fed, geçtiğimiz hafta 75 baz puanlık bir faiz artışına gitti ve açıklamalarında faiz artışlarına devam edeceklerinin mesajını net biçimde verdi. Bu mesajı verirken bir de merkez bankacılığı dersi verdi. Resesyon tartışmaları içinde bile bir merkez bankasının asli görevinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu bu nedenle de enflasyon ile mücadelenin öncelikli olduğunu belirtti.
Bundan sonra okuyacağınız satırlar ise TCMB’nin faiz kararı açıklandıktan sonra yazılmıştır.
Korkulan olmadı; TCMB, bu PPK toplantısında da faizleri %14’te sabit bıraktı. Metinde de çok önemli bir değişiklik yok. Ama piyasanın ne kadar kırılgan ve fısıltı gazetesine kulak vermeye meyilli olduğunu gördük. Bundan sonraki sürecin iletişimi için bunu da dikkate almak faydalı olabilir.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin bir toplantıda söylediği, bizlerin pek de hoşuna gitmeyen cümle aslında gerçek oldu. Üzülerek belirtmeliyim ki; TCMB
politika faizinin artık bir önemi kalmadı.
Kredi faizlerinin düşmesi için çıkılan bu yolda eğer bugün ticari kredi faizleri %40 seviyesini aştı ise bu saatten sonra politika faizi inse ne olur, çıksa ne olur?