Mert Yılmaz
Sandığa yine son iki gün
14 Mayıs günü yapılan seçimlerde ortaya çıkan tablo piyasaların çok da istemediği bir tablo oldu. Sadece piyasa değil neredeyse toplumun tamamına yakını seçimlerin ilk turda bitmesini istiyordu ama öyle olmadı. Şimdi 28 Mayıs’ta bir kez daha sandığa gideceğiz.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim seçim akşamı Türkiye’nin düşünülenden çok daha büyük bir matematik ve analiz sorunu olduğunu canlı yayınlarda gözlerimizle gördük.
Piyasa açısından bence önemli sürprizlerden bir tanesi de Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’nın kazanması oldu. Genel beklenti cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu belirsiz olsa da Meclis çoğunluğunu Millet İttifakı’nın kazanacağı yönünde idi.
Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre ilk turda Recep Tayyip Erdoğan %49,52, Kemal Kılıçdaroğlu ise %44,88 oranında oy aldılar. İki aday arasındaki oy farkı ise yaklaşık 2,5 milyon. Seçime günler kala siyasi pazarlıklar sürüyor. Yaklaşık %5 oy alan Sinan Oğan, ikinci turda Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklarken, Sinan Oğan’ı cumhurbaşkanlığına aday gösteren Zafer Partisi ve Adalet Partisi ikinci turda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıkladılar.
Vatandaşın hür iradesi ile kullandığı oyların siyasetçilerin yönlendirmesi ile bir başka yere koşulsuz gideceğini düşünmek ve buna göre hesap kitap yapmak hem yanlış hem de ayıp.
Seçime bu kadar kısa süre kalmışken denklem hâlâ çözülmüş değil. Ancak kişisel fikrim Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci turda seçimi kazanmaya çok daha yakın olduğu yönünde.
Sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun Türkiye’yi ağır bir ekonomik faturanın beklediğini göz ardı edemeyiz.
Özellikle döviz piyasasındaki sorun gün geçtikçe büyüyor. Sorun yokmuş gibi davranarak ve USD/TRY’yi 20 TL yapmadan seçimi geçtik. Ama bundan sonra ortada büyük ve her geçen gün de büyümeye devam eden bir sorunumuz olduğunu kabul etmemiz ve bunu çözecek politikaları oluşturmamız gerekiyor.
İktidar cephesinden seçimi kazanmaları durumunda uygulanmakta olan politikada bir değişikliğe gidilmeyeceğinin altının çizilmesi de yatırımcıların en azından bir bölümünü tedirgin ediyor. Bireysel yatırımcının son günlerde döviz ve altın talebindeki artışın temel nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum.
Dün yapılan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında Merkez Bankası %8,5 olan politika faizinde beklendiği üzere bir değişikliğe gitmedi. Bir sonraki toplantı tarihi 22 Haziran. Bakalım Haziran ayı toplantısında aynı kadro mu karar verecek yoksa yeni bir kadro mu? Olası bir kadro değişikliği politika faizinde artırıma zemin oluşturabilir.
İlk turdan önce yazdığım son paragrafı bu yazımın da sonunda dokunmadan tekrar paylaşıyorum...
“Seçimler demokrasinin bayram günleridir. Hepimizin bir oy hakkı var.
Sandığa gidip bu oy hakkımızı kullanacağız. Sonrasında da sandıktan çıkan sonuca saygı göstereceğiz.
Demokrasi budur.
Unutulmamalı ki; farklı siyasi görüşte olan arkadaşlarımız, akrabalarımız, komşularımız var.
Pazartesi günü o insanlarla yine yüz yüze bakıp sohbet edeceğiz.
Kimseyi kırmadan, incitmeden, fanatizme esir olmadan huzur içinde bir seçim geçirmeyi ve ülkemiz için en iyisinin olmasını temenni ederim”