Mert Yılmaz
Sandığa son iki gün
Uzun süredir gündemin en üst sırasında yer alan, son günlerde yaşananlar, yazılanlar, konuşulanlar dikkate alındığında toplumdaki gerginliğin iyiden iyiye artmasına neden olan seçimlerin ilk turu 14 Mayıs Pazar günü yapılacak.
Hemen söyleyeyim; son günlerde yaşananları görünce en büyük isteğim seçimin ilk turda sonuçlanması. Görünen o ki; seçimin ikinci tura kalması her alanda gerginliğin daha da artmasına neden olacak gibi duruyor.
Gözlemim seçmende seçimin ilk turda bitmesine yönelik motivasyon yükseliyor. Oyların iki adayda iyice konsolide olduğunu gözlemliyorum.
Seçimin ikinci tura kalması halinde o iki haftalık süreçte toplumdaki gerginliğin daha da artacağına, istenmeyen olayların yaşanabileceğine ilişkin kaygı seçmeni endişelendiriyor.
Her alanda hayat neredeyse durma noktasına gelmiş durumda. Herkes cümleye “Seçim bir bitsin de” diye başlıyor.
Türkiye uzun yıllar sonra ilk kez sonucu kestirilemeyen ve çok kritik bir seçime gidiyor. Özellikle yaşı otuz beş ve altında olan vatandaşlar için farklı bir durum bu. Böyle bir seçim tecrübeleri yok. Finans piyasasında da gözlemliyorum bunu. Daha önce siyasette yaşanan dalgalanmaları yaşamış olanlar ile şanslı olup da bu tecrübeye sahip olmayanlar arasında ciddi bir söylem ve davranış farklılığı var. Bu piyasa profesyonelinde de yatırımcıda da net biçimde kendini gösteriyor.
Her seçim bir belirsizliktir. Piyasa da belirsizliği sevmez. Tablo net olmadığı için de fiyatlamalarda sert hareketler görebiliyoruz. Çok da normal. Sandıktan çıkacak sonuç birbirinden çok farklı ekonomi politikalarının uygulanmasına zemin oluşturacak.
Seçime yaklaşıldıkça daha yüksek sesle ve daha sık biçimde mevcut iktidarın devamı durumunda mevcut politikada bir değişikliğe gidilmeyeceği net biçimde vurgulanıyor.
Hükümetin değişmesi durumunda ise uygulanacak para ve maliye politikaları yatırımcı tercihlerinde farklılaşmalara neden olabilir.
Bir not; hafta başından beri dünyanın en büyük fonlarından bir tanesi Borsa İstanbul’da alım yapıyor. Aldıkları hisse senetlerine bakınca da beklentilerinin seçimin ilk turda Kemal Kılıçdaroğlu lehine biteceğine yönelik bir pozisyonlanma olduğu anlaşılıyor. Elbette bu bir strateji. Sandıktan çıkacak sonuç bu stratejinin doğru olup olmadığını gösterecek.
Kazanan kim olursa olsun ekonomi açısından işinin çok zor olduğu kesin. Her geçen gün bu yükün biraz daha ağırlaşmasına neden oluyor. Sadece bu bile seçimin ikinci tura kalmaması için bence yeterli neden. Önümüze bir acı reçete gelecek. Toplumun her kesimi de bu acı ilacı içecek. Bunu bugünden bilmekte fayda var. Umarım toplumun alt kesimlerine kepçe ile verilecek olan acı ilaç, üst kesimlerine kesme şekerin üstüne damlalık ile damlatılarak verilmez. Uygulanan bu politika toplumdaki dar ve sabit gelirli insanları çok derinden vurdu. Bu insanların sırtına artık daha fazla yük bindirmeden sürecin yönetilmesi toplumsal huzur ve barış açısından da önem arz ediyor.
Seçimler demokrasinin bayram günleridir.
Hepimizin bir oy hakkı var.
Sandığa gidip bu oy hakkımızı kullanacağız. Sonrasında da sandıktan çıkan sonuca saygı göstereceğiz.
Demokrasi budur.
Unutulmamalı ki; farklı siyasi görüşte olan arkadaşlarımız, akrabalarımız, komşularımız var.
Pazartesi günü o insanlarla yine yüz yüze bakıp sohbet edeceğiz.
Kimseyi kırmadan, incitmeden, fanatizme esir olmadan huzur içinde bir seçim geçirmeyi ve ülkemiz için en iyisinin olmasını temenni ederim.